Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, geçtiğimiz Perşembe günü sürpriz bir kararla politika faizini 350 baz puan artırarak %46 seviyesine çıkardı. Herkesin “sabit kalır” dediği bir dönemde, beklentilerin dışına çıkan bu karar; piyasalara, yatırımcılara ve en önemlisi de millete önemli bir mesaj verdi: Ekonomik irade sağlam, enflasyonla mücadelede geri adım yok!

Bu kararın yankıları yalnızca döviz ve borsa cephesinde değil, aynı zamanda üretimden tüketime, bankacılıktan hane halkına kadar birçok alanda hissedilecek. Bu kararın ardından bankacılık sektörü, kredi piyasaları ve tüketici davranışlarında bazı geçici etkiler görülmesi muhtemeldir. Ancak orta vadede finansal istikrarı güçlendirecek her adım, yatırımcı güvenini artıracak ve ekonomik çarkların sağlıklı işlemesine katkı sunacaktır. Türkiye, ekonomik alanda attığı her istikrarlı adımla, küresel sistemdeki yerini daha sağlam hale getirmektedir.

Yatırımcıya Net Mesaj: Türkiye Oyunun Dışında Değil, Tam Merkezinde

Bu kararla birlikte Türkiye, dış yatırımcılara da net bir mesaj vermiştir: “Piyasa dostuyuz ama kuralsız değiliz. Enflasyonla mücadelede geri adım yok.” Bu duruş, orta vadede Türk Lirası’nın istikrar kazanmasına, güven ortamının pekişmesine ve reel yatırımların artmasına kapı aralayacaktır.

Ekonomik mücadele, irade ve kararlılığın meselesidir. Faiz artışı kararı, günübirlik beklentilere teslim olmayan, uzun vadeli hedefleri önceleyen bir anlayışın ürünüdür. Enflasyonla mücadelede asıl olan; güçlü kurumlar, disiplinli mali yapı ve üretim odaklı bir ekonomi modelidir. Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığı, ithalata değil, kendi emeğine ve üretim gücüne dayalı bir kalkınma vizyonunu zorunlu kılmaktadır.

Bundan Sonra Ne Olur?

Merkez Bankası’nın bundan sonraki süreçte ne yapacağı en çok konuşulan konulardan biri. Ancak görünen o ki, enflasyonda kalıcı bir düşüş görülene kadar sıkı para politikası sürecek. Bu da demektir ki; Haziran ya da Temmuz aylarında faizlerde bir durağanlık ve ardından kademeli düşüş ihtimali gündeme gelebilir.

Yani sabırlı olan kazanacak. Bu sabır ise milletin sabrıdır. Bu millet; ferasetiyle, dirayetiyle ve inancıyla nice badireleri aşmıştır. Ekonomideki bu kararlı yürüyüş de, güçlü Türkiye idealinin vazgeçilmez bir parçası olacaktır.

Unutulmamalıdır ki; ekonomik güvenlik, milli güvenliğin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu gerçekten hareketle alınan her karar bugünü ve yarını inşa etmenin bir parçasıdır. Sabır, disiplin ve kararlılıkla sürdürülen politikalar, milletimizin refahını teminat altına alacaktır.