ABD Başkanı Donald Trump, 2 Nisan’ı Kurtuluş Günü olarak nitelendirmişti. Alışılmışın dışında bir adım atarak yeni gümrük tarifelerini duyurdu. Çin başta olmak üzere ithalata getirilecek yeni vergi oranlarıyla ilgili yaptığı açıklama, bayram havasındaki piyasalara adeta soğuk duş etkisi yaptı. Bu çıkışın ardından dünya genelinde borsalarda yaşanan dalgalanma, yatırımcıları yıllardır unutulmaya yüz tutmuş bir terimi yeniden hatırlattı: Kara Pazartesi.

Peki nedir bu “Kara Pazartesi”?

Ekonomi literatüründe Kara Pazartesi, ani ve sert piyasa çöküşlerinin yaşandığı günleri tarif eder. 19 Ekim 1987’de ABD borsalarında yaşanan %22’lik çöküş bunun en bilinen örneğidir. Genellikle sürpriz ekonomik kararlar, jeopolitik gerilimler veya güven bunalımları Kara Pazartesi’lerin tetikleyicisi olur. Şimdi gözler, Trump’ın ticaret savaşlarını tekrar alevlendirecek bu hamlesinin 2025 yazına nasıl bir iz bırakacağına çevrilmiş durumda.

Vergi Tarifeleri Ne Anlama Geliyor?

Trump’ın açıklamaları özellikle Çin ve AB menşeli teknoloji ve otomotiv ürünlerine yönelik. Bu da küresel ticaret zincirinde belirsizlik demek. Amerikan borsalarında teknoloji hisselerinde düşüşler görülürken, Asya ve Avrupa borsaları da bu sarsıntıdan nasibini aldı. Ancak asıl kırılganlık, gelişmekte olan ülkelerde. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde kur tarafında yukarı yönlü hareketlenmeler olabilir.

Beklentiler Ne Yönde?

Önümüzdeki günlerde piyasalarda yüksek volatilite devam edecek gibi görünüyor. ABD’nin Çin’e karşı ikinci bir tarife dalgası açıklaması olasılığı, piyasaların yeniden “kara” senaryolara göre pozisyon almasına neden olabilir. Bu da küresel risk iştahını düşürecek ve yatırımcıları güvenli limanlara altın, tahvil, dolara yönlendirecektir.

Türkiye özelinde, Merkez Bankası’nın bu dış gelişmelere karşı nasıl bir duruş sergileyeceği, iç piyasaların yönünü belirleyecek. Özellikle kur tarafındaki kırılganlık, enflasyon beklentilerini yeniden masaya yatırabilir.

Fırtına Öncesi Sessizlik mi?

Küresel piyasalar, Kurtuluş Günü’nde gelen açıklamalarla sanki zincirlerinden kurtulmuş değil, yeniden bağlanmış gibi görünüyor. Bu hafta yaşananlar, 1987’nin Kara Pazartesi’sini değil belki ama 2025’in “Gri Pazartesi”sini yaşatabilir.Trump’ın attığı her adım, sadece Amerikan halkını değil, dünyanın geri kalanını da etkileyen bir ekonomik refleks yaratıyor.

Yatırımcının kulağı artık sadece FED’de değil, Beyaz Saray’ın balkon konuşmalarında da olacak gibi. Ekonomide her bayram havasının sonunda bir fırtına kopabilir; önemli olan rüzgârın yönünü doğru okumak.

Sonuç olarak ilerleyen günlerde Çin’in ABD tarifelerine misilleme olarak aynı oranda vergi uygulaması yeni “Kara Pazartesi”leri tetikleyebilir.


SELVİ KAHRAMAN