Deniz Yarbay Deniz Aytan tarafından kaleme alınan yazıda, nükleer tahrikli denizaltılar ile ilgili olarak önemli derlemelere yer verildi. Yazıda, özellikle Fransız Donanması’nın Barrucuda Sınıfı Nükleer Tahrikli Denizaltıları kapsamlı olarak incelendi. Yazıda, orta vadede inşa edilmesi planlanan ‘Milli Nükleer Tahrikli Denizaltı’ hakkında da önemli göndermelere yer verildi.
Öte yandan ATMACA Gemisavar Füzesi ile GEZGİN Seyir Füzesi’nin, denizaltı platformları tarafından da kullanılacağının altı çizildi.
Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin büyük emekleriyle hazırlanan ‘Deniz Kuvvetleri Dergisi’nde paylaşılan yazının bir kısmını sizlere aktarıyoruz. Dergide yayınlanan yazının, Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın resmi görüşünü yansıtmadığını da özellikle vurguluyoruz.
Nükleer Tahrikli Denizaltılar
“Nükleer tahrikli denizaltılar, II. Dünya Savaşı sonrası başlayan soğuk savaş süresince askerî gücün simgesi haline gelmiştir. Nükleer enerjinin sağladığı sonsuz itki gücü ve uzun menzilli seyir füzeleri, denizaltıları son yetmiş yılın en etkili stratejik silahı haline getirmiş, güvenlik politikalarının tespit edilmesinde dikkate alınması gereken önemli bir oyuncu yapmıştır.
Günümüzde nükleer tahrikli denizaltıya sahip altı ülke (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Hindistan ve Fransa)bulunmaktadır. Bunlardan Akdeniz coğrafyasında bulunan Fransa’nın, dördü LE TRIOMPHANT Sınıfı balistik füze (nükleer savaş başlıklı) taşıyabilen SSBN, biri RUBIS Sınıfı SSN, ikisi AMETHYSTE Sınıfı SSN ve biri yeni nesil BARRACUDA Sınıfı SSN olmak üzere toplam sekiz adet nükleer tahrikli denizaltısı hâlihazırda hizmettedir.
Milli Nükleer Tahrikli Denizaltı ve Denizaltıdan Atılan ATMACA ile GEZGİN Füzeleri
Türkiye, Akkuyu Nükleer Santralinin yakın zamanda hizmete girmesi ile birlikte nükleer enerji kullanan ülkeler arasındaki yerini alacaktır. Devamında sivil ve askerî tüm sektörlerde nükleer enerjiye yönelik bilgi ve tecrübenin kısa zaman içerisinde artacağı ve bahse konu enerjinin yeni kapasite geliştirme alanlarına entegre edileceği öngörülmektedir. Ayrıca nükleer teknolojinin ülkemizde kullanılmaya başlanması, orta vadede planlı millî nükleer tahrikli denizaltı programıaçısından da bir dönüm noktası anlamı taşımaktadır.
Nükleer tahrikli denizaltıya geçişin, Türk Deniz Kuvvetleri için de kritik gelişmelere neden olması kaçınılmazdır. Özellikle millî ağır torpido AKYA ve sualtından atılan ATMACA G/M’sinin denizaltılarımızın gücüne güç katması yanında, nükleer denizaltılarımızın uzun menzilli GEZGİN seyir füzesi yeteneği kazanmasıile birlikte denizaltılarımız dünya üzerindeki en etkili silahlardan biri olacaktır.
Nükleer enerjiye geçiş sürecinde, alandaki bilgi ve tecrübemizin sınırlı olduğundan hareketle, Deniz Kuvvetlerimiz açısından göz önünde bulundurulması gereken çeşitli konular olduğu değerlendirilmektedir. Son derece teknik bir konu olan nükleer reaktörün çalıştırılması ve idamesi haricinde; öncelikle denizaltıyı kullanma konseptimize uygun projelerin ortaya konulması ve denizaltıcı personelin yetiştirilmesine yönelik ön hazırlıklara şimdiden başlanması önem taşımaktadır. Böylece daha projelendirme aşamasından itibaren yapılacak öngörülü planlar, sorunların ortaya çıkmadan çözülmesinde rehberlik edecektir.
Bu çalışmada; Fransız donanmasına yeni katılan BARRACUDA Sınıfı nükleer tahrikli denizaltıları (SSN), millî nükleer tahrikli denizaltı programına giden süreçte örneklendirme yapmak ve dünya donanmalarındaki teknolojik gelişmeleri takip etmek maksadıyla açık kaynaklardan elde edilen bilgiler ışığında incelenmiştir.
Projenin Durumu ve Mevcut Harekât Faaliyetleri
BARRACUDA Sınıfı nükleer tahrikli denizaltı inşa programı, hâlihazırda hizmette bulunan RUBIS Sınıfı denizaltıların değişimi maksadıyla 1998 yılında başlatılmıştır. Fransa’nın Naval Group firması tarafından 2007 yılında sınıfının ilk denizaltısı olan Suffren kızağa konmuş, Ağustos 2019 ayında denize indirilmeyi müteakip Haziran 2022 itibarıyla Fransız donanmasına katılmıştır.
Sınıfının ikinci denizaltısı olan Duguay-Troin, Mart 2023 ayında seyir tecrübelerine başlamış, üçüncü denizaltı Tourville ise 20 Temmuz 2023 itibarıyla kızaktan indirilmiştir. Tourville denizaltısının 2024 yılı başında seyir tecrübelerine başlamasının planlandığı açık kaynaklarda belirtilmektedir. BARRACUDA Sınıfı 6 adet denizaltının inşasını içeren projenin, son denizaltı olan Casabianca’nın 2029 yılına kadar hizmete girmesiyle birlikte tamamlanması planlanmaktadır. Dört ve beşinci denizaltılara, sırasıyla De Grasse ve Rubis isimlerinin verileceği açıklanmıştır.
Tek bir denizaltı 1.7 milyar avro
Bir denizaltının yaklaşık maliyeti 1,7 milyar avro olmak üzere projenin toplam maliyetinin 10,4 milyar avroolması beklenmektedir. Denizaltıların 2060 yılına kadar hizmette kalması öngörülmektedir. BARRACUDA Sınıfı denizaltıların envantere girmeye başlamasıyla birlikte RUBIS Sınıfı FS Saphir (2019), FS Rubis (2022) ve FS Casabianca (2023) denizaltıları hizmet dışına çıkarılmıştır.
BARRACUDA Sınıfı denizaltılar son teknoloji silah ve sistemlerle donatılmıştır. Yüksek teknoloji ürünü silah, sistem ve donanımların envantere girmesi ile birlikte Fransız donanması yeni yetenekler kazanmıştır. Bunlar içerisinde; sualtından EXOCET SM39 G/M’si, MdCN seyir füzesi ve F21 ağır torpidosu atma yeteneği, sualtından F29 mayını döküş yeteneği, mayın sonarı, yeni nesil haydrafon teknolojisini havi yüksek alış kabiliyetli sonar sistemi, modüler yapılı tasarım sayesinde özel kuvvet harekâtı (PSM3G) (SDV) maksatlı konteyner ve insansız sualtı aracı (UUV) kullanma yeteneği, X tipi dümen, pump jet itki sistemi ve özel tekne dizaynı sayesinde yüksek dayanıklılık öne çıkmaktadır.
Ayrıca TRIUMPHANT Sınıfı nükleer balistik denizaltılarda (SSBN) kullanılan basınçlı su reaktörünün (pressured water reactor (150 MW)) geliştirilmesi ve 2 tahrik türbini ve turbo jeneratörle yedeklenen hibrit tahrik (hybrid propulsion) sistemi sayesinde denizaltı sessizliği 10 kata kadar artırılmış ve sonar duyuş performansı geliştirilmiştir.
Tamamen optronik direk
Denizaltıda mevcut sürülebilir direklerin tamamı optronik direk olduğundan mukavim tekne içerisine sürülebilir direk girmemektedir. Böylece denizaltıdaki dairelerin yerleşim planlarında optimizasyona gidilerek iç hacim verimliliği artırılmıştır. Bu kapsamda; Savaş Harekât Merkezinin bulunduğu santral yelken gerisinde kalacak şekilde dizayn edilmiş ve personel sosyal alanlarında konfor ve yaşam kolaylığı sağlanmıştır. Yaşam yerlerinde sağlanan iyileştirme neticesinde ilk defa olmak üzere BARRACUDA Sınıfı denizaltılarda kadın personel görevlendirmesi yapılmaya başlanmıştır.
Silah sistemlerinin tecrübesi maksadıyla; MdCN seyir füzesi testleri 20 Ekim 2020 tarihinde Fransa’nın Atlantik kıyısında yapılmıştır. Böylece Fransa FREMM Sınıfı firkateynlerden sonra denizaltıdan da karadaki yüksek korunaklı stratejik altyapıların imhasına yönelik uzun menzilli seyir füzesi yeteneği kazanmıştır. Bununla birlikte EXOCET SM39 G/M testleri Doğu Akdeniz’de Levant Havzası’nda icra edilmiştir. Bu testlerin yapıldığı deniz alanları dikkate alındığında Suffren’in, ilk görevinde tüm Akdeniz ve Fransa’nın Atlantik kıyılarında harekât yaptığı anlaşılmaktadır.
FS Suffren Denizaltısı, 3 Haziran 2022 tarihinden itibaren başladığı aktif görevini; 190 günü dalışta olmak üzere 240 günlük harekât faaliyetleri hitamında ana üssü Tulon’a dönerek tamamlamıştır. Bu görev süresince denizaltı personeli, KIRMIZI ve MAVİ Grup olmak üzere 3 periyot halinde (40 günlük periyotlarla) görev icra etmiştir. Suffren’in, 2,5 aylık bakım ve onarım faaliyetleri hitamında tekrar göreve dönmesi planlanmaktadır.
Sonuç
Fransız donanması, BARRACUDA Sınıfı nükleer tahrikli denizaltıların envantere girmesi ile birlikte, özellikle uzun menzilli seyir füzesi (MdCN ile stratejik kara hedeflerine angajman), yeni tip nükleer reaktör, optronik sürülebilir direkler, yeni teknoloji ürünü sonar sensör ve sistemleri ile özel kuvvet harekâtı imkânı olmak üzere yeni yetenekler kazanmıştır.
Yeni nesil teknoloji ürünü D-19 tipi insansız sualtı araçlarının, yakın zamanda denizaltılara entegre edilerek denizaltının diğer harekât nevilerine yönelik etkinliğinin artırılması planlanmaktadır.
Denizaltılar envantere girmeden hayata geçirilen personel yetiştirme politikasının, denizaltıların etkin kullanımı açısından kritik bir hareket olduğu görülmektedir. Yeni denizaltılarda görev yapacak personel, simülatör eğitimlerine 6-7 yıl gibi bir süre önceden başlatılmış ve yetişmiş personel ihtiyacı önceden giderilmiştir. Böylece bilgi ve tecrübe yönünden yetişen personelin, kazanılan yeni yeteneklere istinaden yeni taktik geliştirilmesinde etkin görev aldığı ve denizaltıların harekât etkinliğinin artırılmasına doğrudan katkı sağlayabildiği kıymetlendirilmiştir.
FS Suffren, 240 günlük harekât görevi süresince 190 gün dalışta kalmış; uzun bir zamanı kapsayan görev periyodu MAVİ ve KIRMIZI denizaltıcı ekipler tarafından münavebeli olarak icra edilmiştir. Böylece denizaltıcı personelin görev yorgunluğu nedeniyle kapasite zafiyeti yaşamaması sağlanmış, personel motivasyonu yüksek tutulmuştur.
Yeni nesil optronik direk kullanımı, teknolojik ve taktik açıdan kullanıcıya kolaylıklar sağlarken, sürülebilir direklerin mukavim tekne içine girmemesi sayesinde gemi dizaynının denizaltının harekât etkinliğini ve personel verimini artıracak şekilde geliştirilmesinekatkı sağlanmıştır.
“En büyük silahı, gizlilik”
X dümen ve pump jet itki sistemi kullanılarak denizaltı çok daha sessiz ve enerji verimliliği azami olacak şekilde dizayn edilmiştir. Böylece en büyük silahı gizlilik olandenizaltının, daha başlangıçta harekât alanında taktik üstünlüğe sahip olması sağlanmıştır. Ayrıca X dümen yapısı umk kontrolünü hassaslaştırırken aynı zamanda denizaltının tek bir operatör tarafından idare edilmesine olanak vermesi açısından personel verimliliğini de artırmaktadır.
Fransız donanması, BARRACUDA Sınıfı nükleer denizaltılarla birlikte vuruş etkinliğini ve caydırıcılık gücünü ciddi oranda artırmıştır. Denizaltı inşa programı 1998’de başlamasına rağmen ilk denizaltı olan FS Suffren 2022’de hizmete girebilmiştir. Aradan geçen zaman içerisinde karşılaşılan sorunlara yönelik geliştirilen çözüm alternatifleri benzer projeye yeni başlayacak ülkeler açısından büyük önem taşımaktadır. Bahse konu çözüm alternatifleri sorunun daha ortaya çıkmadan proaktif bir yaklaşımla ortadan kaldırılmasında önemli bir araç olarak kullanılabilecektir.
Türk Deniz Kuvvetleri tarafından yakın gelecekte hayata geçirilmesi planlanan millî nükleer tahrikli denizaltı projesinden faydalanmak üzere; Fransa’nın denizaltı inşa projesinden kazandığı tecrübelerin elde edilerek çıkarımlar yapılmasının, kaynakların verimli kullanılmasına fayda sağlayacağı ve projeye yönelik öngörülemeyen risklerin daha ortaya çıkmadan çözülmesinde yararlı olabileceği anlaşılmaktadır.