Ankara AA- Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının "2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi"nden derlenen bilgiye göre, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleri, Türkiye'nin afetlere karşı kırılganlığını yeniden gündeme getirdi.

Bu kapsamda, Türkiye'de gerek sanayi ve teknoloji, gerekse bölgesel kalkınma stratejileri, afet yönetimi ve toparlanma süreçleri çerçevesinde özel olarak ele alınıyor.

Gelecek dönemde afet riski yüksek bölgelerde altyapı yatırımlarının artırılması planlanırken, doğal afetlere karşı dirençli ve hazırlıklı bir yapı oluşturmak için afet yönetim kapasitesinin güçlendirilmesi, afet teknolojilerine ilişkin yerli yetkinliklerin geliştirilmesi hedefleniyor. Bu doğrultuda sanayi altyapısının doğal afetlere karşı dirençli hale getirilmesine yönelik adımların atılması beklenirken, özellikle deprem riskinin yüksek olduğu bölgelerde bulunan sanayi alanlarının güvenli bölgeleri taşınması da amaçlanıyor.

Bakanlık koordinasyonunda, sanayi bölgelerinin risk analizinin yapılması ve uygun yer seçimlerinin gerçekleştirilmesi planlanıyor. Öte yandan yeni sanayi bölgelerinin afetlere dayanıklı altyapı standartlarına uygun tasarlanması, mevcut bölgelerdeki yapısal dayanıklılığın artırılmasına yönelik güçlendirme çalışmalarının tamamlanması konularının öncelikle ele alınması öngörülüyor.

"Yeni yatırımlar, deprem riski düşük illere yönlendirilmeli"

ASO Başkanı Seyit Ardıç, AA muhabirine, konuya ilişkin açıklamasında, Bakanlık tarafından riskli bölgelerdeki sanayi tesislerinin, deprem riski düşük yerlere ve rezerv alanlara taşınması yönünde planlama yapılmasını desteklediklerini söyledi.

Bilim insanlarının öngörüleri doğrultusunda, olası Marmara depreminin yaklaştığına dikkati çeken Ardıç, "Büyük sanayi bölgelerinde yaşanacak yıkıcı bir deprem, tedarik zincirinde aksama ve üretim süreçlerinde bozulmaya neden olacak. Bu riski azaltmak için yıkıcı hasar görebilecek alanlardaki sanayi işletmeleri, daha az riskli illere yönlendirilmeli. Yeni yatırımların, deprem riski düşük illere yönlendirilmesi tamamlayıcı bir uygulama olarak devreye konulmalı. Bu, bölgeler arasındaki kalkınma dengesizliklerinin de azaltılmasına katkı sağlayacak." dedi.

Ardıç, başkentin, Türkiye'nin ikinci büyük sanayi kenti olduğunu belirterek, şehrin 14 organize sanayi bölgesi, 154 AR-GE, 36 tasarım merkezi, 13 teknoloji geliştirme bölgesiyle ülke sanayisi için kritik bir altyapıya sahip olduğunu kaydetti.

Bolu'da fındığın kuraklığa dayanıklılığı belirlenerek üretimde süreklilik hedefleniyor Bolu'da fındığın kuraklığa dayanıklılığı belirlenerek üretimde süreklilik hedefleniyor

Kentin sanayileşme potansiyelinin yüksek olduğunu, bunun yeni sanayi işletmeleriyle daha da güçleneceğinin altını çizen Ardıç, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ankara'nın, organize sanayi bölgelerinin genişleme alanları ve yeni açılacak bölgelerle birlikte, deprem riski yüksek bölgelerden taşınacak sanayi tesislerine ev sahipliği yapabilecek bir altyapısı ve ekosistemi bulunuyor. Kümelenme anlayışı ve uzmanlaşmanın sağlanmasıyla Ankara, ülkemizin teknoloji yoğun üretim kapasitesini ve ihracatını önemli ölçüde geliştirecektir. Bu kapsamda devletimizin genel yönlendirmesine ve desteğine her zaman ihtiyaç duyuyoruz."

"Temel öncelik, afet altyapısının kurulması"

Ardıç, sanayi firmalarının, yüksek katma değerli teknoloji yoğun üretim süreçlerine geçişlerini sağlayacak altyapılarla ilgili çalışmalara devam ettiklerini ve "vizyon projesi" olarak tanımladıkları "ASO Ankara Teknoloji Üssü"nün fizibilite raporunu tamamladıklarını bildirdi.

Eskişehir yolu üzerinde, 1 milyon 200 bin metrekarelik alanda kuracakları üssün, sanayi ve teknoloji tabanlı girişimciliği bir araya getireceğine değinen Ardıç, buranın hem ürün gelişiminde hem de AR-GE sürecinde büyük bir ekosistem oluşturarak, geliştirilen ürünlerin ticarileşmesine imkan sağlayacağını söyledi.

Ardıç, sanayi tesisleri için temel önceliğin buralarda afet altyapısının kurulması olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Sanayi bölgelerinin atık yönetimi, enerji ve kanalizasyon gibi altyapı eksiklerinin giderilmesi kritik önemdedir. ASO 2. Organize Sanayi Bölgesi'nde, kendi sürecimizi işletiyoruz ve gerekli altyapıyı firmalarımıza sağlıyoruz. Yeni oluşturulacak sanayi bölgelerinin de afet altyapısının sağlanması, su ve enerji ve diğer altyapıların üretim sürecinde aksamaya neden olmayacak şekilde oluşturulması için yerel ve merkezi yönetimin sağlayacağı destek kritiktir."

Kaynak: AA