Batı Trakya Türkleri, bugün Toplumsal Dayanışma ve Millî Direniş Günü'nün 36. yılını kutluyor. "Türk" ibaresinden rahatsızlık duyan Yunan makamlarına karşı direniş gösteren Batı Trakya Türkleri, 1988 ve 1990'da tarihe iz bırakan 29 Ocak Olayları olarak da bilinen Millî Direniş Günü'nü unutmuyor.
BATI TRAKYA MİLLÎ DİRENİŞ GÜNÜ
Lozan Anlaşmasıyla vatan topraklarında bütün hakları saklı olan Batı Trakya Türkleri, belli dönemlerde Yunanistan hükûmeti tarafından tacize uğradı. Bu sorunların, bir başkaldırıya dönüşmesine sebep olan tarihî gün ise 29 Ocak 1988 oldu. Evlad-ı fatihan topraklarında yaşayan Osmanlı'nın mirası olan Batı Trakya Türkleri, 4 Kasım 1988'de bir kez daha hak ihlaline uğradı. Yunanistan, "Batı Trakya'da Türk yoktur" safsatasıyla Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği ve Gümülcine Gençler Birliğini içinde "Türk" kelimesi geçmesi gerekçesiyle kapatma kararı aldı. Ancak Türkler bu kararı 2 ay sonra öğrendi.
Onlar, yüzler, binler "Türk'üz, biz varız" nidalarıyla bölgenin çeşitli yerlerinden Gümülcine'ye doğru akın etti. Gümülcine'nin girişine barikat kuran Yunan polilsler çok sayıda Türk'ü darp etti.
1989'da Gümülcine'de camileri kapatan ve Millî Direniş Günü kahramanlarının mevlit ile anılmasına izin vermeyen Yunanlar bölgedeki fitili ateşledi. Haklarından ve kimliklerinden yoksun bırakılan Batı Trakya Türkleri, her geçen yıl aynı soruna göğüs germek zorunda kaldı. 1990'a gelindiğinde seçim çalışmaları için broşür dağıtan Dostluk, Eşitlike ve Barış (DEB) Partisi Kurucu Başkanı Dr. Sadık Ahmet ile Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif, 20 Ocak 1990'da Yunan Mahkemesi tarafından yargılanarak, hapis cezasına çarptırıldı.
"TÜRK'ÜZ BİZ VARIZ"
Batı Trakya Türkleri bu kararın üzerine daha çok haykırmış, "Türk'üz, biz varız" sloganları bütün dünyada yankı uyandırmıştı. Bunun üzerine Millî Direniş'in 2. yıldönümü olan 29 Ocak 1990'daki anma etkinliğinde sesi daha gür çıkan Batı Trakya Türkleri, vatan topraklarının kime ait olduğunu avaz avaz söylemişti.
Yunanlar o gün çok sayıda Türk'e şiddet uygularken, 300'ü aşkın dükkanı talan etti. Bugün hala aynı baskıyı, zulmü ve insan hakları ihlallerini Türkler üzerinden uygulayan sözde demokrasinin beşiği Yunanistan, dünya kamuoyundan tepki gelse de Türklerden hiçbir zaman özür dilemedi.