AA-Çakmak, AA muhabirine, Bursa'nın tarımsal katma değer yönünden 6'ncı büyük kent olduğunu söyledi.

Çakmak, 366 bin hektarlık alanda özellikle ihracata dayalı sebze ve meyvelerin yetiştirildiğini ifade ederek, bu katma değerli ürünlerin korunması gerektiğine dikkati çekti.

Türkiye'yi etkisi altına alan soğuk hava ve zirai don nedeniyle sahaya inerek araştırma yaptıklarını anlatan Çakmak, çalışmalar neticesinde Bursa Ovası'ndaki bazı tarımsal ürünlerde zarar oluştuğunu gördüklerini kaydetti.

Çakmak, Bursa Ovası'nın alçak kesimlerinde yüzde 30, yüksek kesimlerde ise yüzde 100'e varan zararların oluştuğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şu an için zeytin ve incirde fazla bir zarar görünmüyor ancak şeftali, nektarin, kiraz gibi ürünlerde daha çok zarar var. Bu bölgemiz coğrafi işaretli olan sebzelerin yoğun olduğu bölge. Çok şükür ki sebzelerin daha tarlaya dikim zamanı henüz gelmedi. 15 gün sonra bu afet olsaydı sebzelerde de ciddi oranlarda zarar meydana gelebilecekti. En azından sebzelerimizde, domates, biber, patlıcan, enginar gibi ürünlerimizde zarar, tarlaya dikim döneminde olmadığı için oluşmadı."

Çiftçinin Tarım ve Orman Bakanlığının ilgili kurumlarına başvurarak zarar tespit çalışması başlatması gerektiğini vurgulayan Çakmak, Bursa'da özellikle ihraç edilen bazı meyvelerin zarar gördüğünü belirterek, "Ziraat odalarıyla sürekli istişare halindeyiz. Sahayı dolaşıyoruz. Özellikle ihracata dayalı ürünlerde zarar meydana geldi. İhraç yapılan ürünlerin ihracat miktarlarında azalmalar meydana gelecek." dedi.

Çiftçilere önerilerde bulundu

Çakmak, üreticinin zarar gören tarım ürünlerini tedavi edici önlemler alması gerektiğini anlatarak, şöyle devam etti:

"Çiftçilerimizin zarar gören ağaçlarda tedavi edici, su kaybını giderici önlemler alması gerekiyor. Toprağı doyurarak, onların suyunu tekrar alması, zarar gören dalların budanarak bitkinin hızlı şekilde kendini toparlayıcı besin takviyeleriyle yeniden eski formuna kavuşması için de gerekli önlemler alınmalı. Çiftçinin yanındayız. Çiftçi varsa biz varız. Çiftçi varsa bu ülke insanı doyacaktır. O yüzden aslında sorun sadece çiftçinin sorunu değil, hepimizin sorunudur. Tüketicimizin de sorunudur. Toplumumuzun da çiftçiye bu gözle bakması gerekiyor. Çiftçinin oluşan bu zararına toplumumuzun da sahip çıkması gerekiyor.

Fiili olarak sulama yaparak bitkinin suyu topraktan alması sağlanmalı. Toprak kuruysa sulama yaparak yeterli miktarda bitkinin ihtiyacı olan suyun karşılanması gerekiyor. Önemli olan tarladaki bitkinin alabileceği suyu oluşturmak. Çeşitli sulama yöntemleriyle bu işlem yapılabilir. Mevcutta kullanılan yağmurlama sistemi, damla sulama sistemi gibi yöntemlerle bitkinin suya olan ihtiyacının karşılanması gerekir."

Yat ve tekne tutkunları İzmir'deki fuarda buluştu Yat ve tekne tutkunları İzmir'deki fuarda buluştu

Bitkinin su istemesinden ziyade don nedeniyle kaybettiği suyu ona ulaştırmak gerektiğinin altını çizen Çakmak, şunları kaydetti:

"Meyve ağaçlarının hemen hemen hepsi sulu tarım yapılan bitkilerden oluşuyor. Meyve ağaçlarının bu mantıkla sulanması gerekiyor. Ceviz, kiraz, kayısı, nektarin gibi ağaçlarda zirai don nedeniyle yoğun su kaybı yaşandı. Bu tür ürünlere su takviyesi yapılması gerekiyor. Meydana gelen zirai don olayını insan bünyesi gibi düşünebiliriz. Hasta düşen bir kişi doktorun verdiği ilaçları zamanında kullanarak eski sağlığına daha erken kavuşabiliyor. Zirai dondan zarar gören bir ağacın da yeterli miktarda su, gübre ve budama gibi işlemleri yaparak tekrar verimli hale getirilebilir."

Kaynak: AA