ERZURUM (AA) - Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, "Üniversitelerimizin özellikle meslek yüksekokulları aracılığıyla sanayi, teknoloji, sağlık, tarım ve hizmet sektörleri ile daha güçlü bir bağ kurmasını ve ülkemizin istihdam dinamiklerine katkıda bulunmasını hedefliyoruz." dedi.

Özvar, Atatürk Üniversitesi ev sahipliğinde bölgedeki 16 üniversitenin rektörlerinin katılımıyla Senato Odası'nda düzenlenen "YÖK Bölge Üniversiteleri Koordinasyon Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, başta rektörler olmak üzere üniversitelerin temsilcileriyle sık sık buluşmayı, istişarelerde bulunmayı önemli gördüğünü söyledi.

Bir araya gelmenin, görüşleri ve düşünceleri karşılıklı olarak paylaşmanın yükseköğretim sistemine dair ortak bir vizyon oluşturmak açısından büyük fayda sağlayacağını bildiren Prof. Dr. Özvar, "Bu toplantılar vesilesiyle, YÖK olarak vizyonumuzu açıklamak, üniversitelerimiz de görüş ve önerilerini ortaya koymak adına çok verimli bir ortam bulduk. Daha başarılı daha üretken bir yükseköğretim sistemini hep birlikte inşa edeceğiz." dedi.

Özvar, bugünün dünyasında yükseköğretim alanının pek çok ekonomik ve stratejik zorlukla karşı karşıya olduğunun bilindiğini belirterek şöyle devam etti:

Kar ve buzla kaplı 2 bin 300 rakımdaki Aygır Gölü dronla görüntülendi Kar ve buzla kaplı 2 bin 300 rakımdaki Aygır Gölü dronla görüntülendi

"Bunların başında finansal problemler ve sürdürülebilirlik konuları gelmektedir. Üniversiteler gerek öğrenci hizmetleri gerekse araştırma faaliyetlerini devam ettirebilmek için ciddi mali kaynaklara ihtiyaç duymaktadır. Ancak kamu kaynaklarının yetersizliği ve özel sektör desteklerinin her ülkede eşit düzeyde sağlanamaması üniversitelerin mali sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir. Özellikle Kovid-19 pandemisi sonrası dönemde uluslararası öğrenci hareketliliğinde gözle görülür bir azalma yaşanmıştır. Bu durum, yükseköğretim kurumlarını daha fazla burs ve teşvik vermeye, stratejik iş birlikleri geliştirmeye zorlamaktadır. Ancak rekabetin yoğun olduğu küresel yükseköğretim piyasasında tabiri caizse tüm üniversitelerin bu değişimlere ayak uydurabilmesi fevkalade zor bir mesele haline gelmiştir."

- Üniversiteler gelir kaynaklarını çeşitlendirerek ayakta kalıyor

Yükseköğretimde artan rekabetin kalite ve inovasyonu teşvik ederken aynı zamanda kaynak dağılımındaki adaletsizlik sorununu da beraberinde getirdiğini aktaran Özvar, bazı ülkelerin yükseköğretim sistemlerini güçlendirerek dünya sıralamalarında yükselmeyi başarırken daha az kaynağa sahip üniversiteler bu yarışın dışında kalma riskiyle karşı karşıya kaldığına dikkati çekti.

Özvar, bu durumun ülkeler arasındaki eşitsizliği derinleştirmekte ve yükseköğretimde küresel bir kutuplaşmayı beraberinde getirdiğini anlatarak "Tüm bu zorluklar, üniversiteleri sadece kısa vadeli finansal sorunlara değil, uzun vadeli sürdürülebilirlik stratejilerine de odaklanmaya zorlamaktadır. Üniversiteler, gelir kaynaklarını çeşitlendirmenin yanı sıra araştırma ve inovasyon kapasitesini artıracak ortaklıklar kurmak suretiyle ayakta kalmaya çalışmaktadır. Hele son yıllarda Avrupa'da üniversite ortaklıkları ve üniversiteler arası ittifaklar gözle görülür ölçüde artmaktadır. İşte bu yeni yönelimin ana sebeplerinin başında saydığım sebepler gelmektedir." ifadelerini kullandı.

Türk yükseköğretim sisteminin küresel çaptaki bu tür sınamalara ne şekilde cevap vereceğin kendilerinin öncelikli gündem maddelerimizden biri olduğunu vurgulayan Özvar, şunları kaydetti:

"Yükseköğretimin bütün paydaşları olarak mevcut sorunlara karşı birlikte hareket etmemiz, daha dirençli ve esnek bir sistem oluşturmamız önem arz etmektedir. Kaynakların daha etkin kullanımı ve sürdürülebilir bir yükseköğretim için üniversitelerimiz arasındaki iş birliğini daha çok geliştirmemiz gerektiği açıktır. Bölge üniversitelerimiz ortak dersler, müfredatlar ve programlar oluşturmayı ciddi bir şekilde değerlendirmelidir. Her bir üniversitemiz diğer üniversitelerimizin tecrübelerinden faydalanmalıdır. Özellikle ortak araştırma merkezlerinin kurulması ve ortak proje sayısının artırılması gibi uygulamalar sahip olduğumuz insan gücü ve teknik kapasitenin en verimli şekilde kullanılmasına olanak sağlayacaktır. Her üniversitemiz güçlü olduğu alanlarda sahip olduğu kapasiteyi diğer üniversitelerin istifadesine sunabilir."

- "Sektörle iç içe bir yükseköğretim anlayışını bütün kurumlarımıza yerleştirmek istiyoruz"

Özvar, eğitim ile sektör ihtiyaçları arasında ortaya çıkabilecek uyumsuzluğu önlemek amacıyla YÖK olarak çeşitli önlemleri hayata geçirdiklerini bildirdi.

Meslek yüksekokullarına yönelik izledikleri politikaların son derece stratejik ve derinlikli olduğunun altını çizen Özvar, "Yükseköğretimde geleneksel kalıpların dışına çıkarak daha dinamik, daha uygulanabilir ve sektörle iç içe bir yükseköğretim anlayışını bütün kurumlarımıza yerleştirmek istiyoruz. Üniversitelerimizin özellikle meslek yüksekokulları aracılığıyla sanayi, teknoloji, sağlık, tarım ve hizmet sektörleri ile daha güçlü bir bağ kurmasını ve ülkemizin istihdam dinamiklerine katkıda bulunmasını hedefliyoruz. Bu anlamda önemli bir yapısal dönüşüm gerçekleştirdiğimizi ifade etmek isterim." diye konuştu.

Özvar, yapay zeka ve bilişim temelli programların uzun süredir gündemlerinde öncelikli yer aldığını, günümüzde yazılım ve yapay zeka tabanlı dijital mesleklerin en fazla talep gören kariyer çizgileri arasında yer aldığını ve bu doğrultuda geçen yıl yürüttükleri çalışmalarda açılan yeni ön lisans ve lisans programların tam doluluk oranıyla eğitim verdiğini bildirdi.

YÖK olarak üniversitelerin bulundukları bölgelere daha fazla katkı sağlamalarını ve ülkenin kalkınma hedeflerine doğrudan hizmet etmelerini önemsediklerini anlatan Özvar, sözlerini şöyle tamamladı:

"Üniversitelerimizin güçlü yönlerini ön plana çıkararak bilimsel araştırmalarının ve akademik faaliyetlerinin bölgesel ihtiyaçlarla daha fazla örtüşmesini sağlamak istiyoruz. Bu program kapsamında yer alan üniversitelerimiz, bilimsel çalışmalarının yanında bulundukları bölgelerin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişiminde önemli bir rol oynayacağına inanıyoruz. Doğu Anadolu Bölgesi çok zengin doğal kaynaklara, tarım ve hayvancılık potansiyeline ve kültürel mirasa sahiptir. Bu büyük potansiyelin en verimli şekilde kullanılması, bölgemize ve ülkemize daha fazla katma değer üretmesi en önemli gündem başlıklarımızdan biri olmalıdır. Bu bakımdan, özellikle Misyon Farklılaşması Programı'na dahil olan üniversitelerimizden daha fazla proje ve somut çıktı bekliyoruz."

Kaynak: aa