Sosyal medyanın dayattığı kusursuz beden algısı ve modern yaşamın stresli temposu, yeme bozukluklarının gün geçtikçe yaygınlaşmasına zemin hazırlıyor. Yanlış diyet uygulamaları, duygusal yeme davranışları ve sağlıksız besinlerin cazip hale gelmesi, bireylerin sağlıklı beslenme alışkanlıklarından uzaklaşmasına neden oluyor. Uzman Diyetisyen Hande Duran, bu karmaşık sağlık sorununu anlamak ve önüne geçmek için önemli bilgiler paylaştı. Yeme bozukluklarının ardındaki gerçekler ve sağlıklı bir yaşam için atılması gereken adımlar, röportajımızda detaylarıyla ele alındı. İşte sağlıklı beslenme alışkanlıkları ve yeme bozuklukları hakkında merak edilenleri, bizler için Uzman Diyetisyen Hande Duran cevapladı.
Son yıllarda yeme bozukluklarından kaynaklı hastalıkların artmasını bir uzman olarak neye bağlıyorsunuz?
Duran; “Yeme bozukluklarının artışını birkaç faktöre bağlıyorum. Özellikle sosyal medyanın kusursuz beden algısını teşvik etmesi ve yanlış diyet uygulamalarını yaygınlaştırması, insanları ciddi bir baskı altına alıyor. Bunun yanında, modern yaşamın getirdiği stres ve kaygı da bireyleri duygusal yeme davranışlarına yönlendirebiliyor. Ayrıca, yüksek kalorili ve işlenmiş gıdalara olan kolay erişim de sağlıklı beslenme alışkanlıklarını zayıflatıyor.” dedi.
Yeme alışkanlıkları konusunda danışanlarınızdan gelen en yaygın şikâyetler nelerdir?
Duran; “Danışanlarımdan yemeyle ilgili sık sık dile getirilen şikayetler genellikle fiziksel, duygusal ve davranışsal boyutlara dayanıklı oluyor. Bunlar başlıca; kontrolsüz yeme, kilo alma korkusu, kısıtlayıcı yeme alışkanlıkları ve en çokta bedensel şikayetler.” olduğunu söyledi.
Obezite gibi yeme bozukluğundan kaynaklı hastalıkların önüne geçebilmek için ne gibi tavsiyeler verirsiniz?
Duran; “Öncelikle dengeli ve sürdürülebilir bir beslenme alışkanlığı oluşturmak gerekiyor. Aşırı kısıtlayıcı diyetlerden kaçınılmalı ve porsiyon kontrolü sağlanmalı. Fiziksel aktivite mutlaka günlük rutine eklenmeli; bu bir spor salonu şartı değil, düzenli yürüyüşler bile etkili olabilir. Ayrıca, yeme bozukluklarının psikolojik boyutunu da göz ardı etmemek gerekiyor; gerektiğinde bir terapist veya diyetisyen desteği alınmalı. İnsanların bilgi sahibi olması, doğru beslenme seçimleri yapabilmeleri için çok önemli.” olduğunu belirtti.
Şok diyetleri neden bu kadar yaygın ve siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz?
Duran; “Şok diyetler, hızlı kilo verme vaadiyle yaygınlaşan ancak sağlığı ciddi şekilde riske atabilen diyet türleridir. Şok diyetlerinin bu kadar yaygın olmasının nedenleri ise hızlı sonuç isteği, medya ve sosyal baskılar, kolay ve erişelebilir olması.Şok diyetler, kısa sürede sonuç verse de, ileriki süreçlerde ciddi sağlık problemlerine yol açar ve hem fiziksel hem de psikolojik dengeleri bozar. Uzman yardımı almak, şok diyetlerden uzak durarak daha sağlıklı bir yol açılmasını sağlar. Kilo kontrolü bir maratondur, sprint değildir. Sabırla ilerlemek, hem bedensel hem de zihinsel sağlık için en iyi yoldur. Kalıcı kilo kaybı sağlamak ve sağlıklı bir yaşam tarzı için; dengeli ve kişiselleştirilmiş bir beslenme planı oluşturulmalıdır, sürdürülebilir sonuçlar hedeflenmelidir, diyetler yerine sağlıklı yaşam paylaşımına odaklanılmalıdır.” dedi.
Glüten alerjisi (çölyak hastalığı) nedir? Tedavisi var mıdır ve nasıl bir beslenme düzeni olmalıdır?
“Çölyak hastalığı, glüten içeren besinler tüketildiğinde bağışıklık sisteminin ince bağırsağa zarar verdiği bir rahatsızlık türüdür. Bu hastalığın kesin bir tedavisi yok; ancak ömür boyu glütensiz bir diyetle kontrol altında tutulabilir. Çölyak hastaları buğday, arpa ve çavdar gibi glüten içeren tüm ürünlerden uzak durmalıdır. Taze sebze, meyve, et, balık, pirinç, kinoa ve mısır gibi doğal olarak glütensiz gıdalar tercih edilmelidir. Özellikle etiket okuma alışkanlığı edinmek, saklı glüten kaynaklarını tespit etmek açısından çok önemli.” olduğunu söyledi.
Sağlıklı beslenme alışkanlığı edinebilmek için ne gibi tavsiyeler verirsiniz?
“Sağlıklı beslenme bir yaşam biçimi olmalı, kısa vadeli diyetlerden kaçınılmalı. Öncelikle düzenli öğünler tüketmek, dengeli bir tabak oluşturmak ve bol su içmek gerekiyor. Evde yemek yapma alışkanlığı kazanmak da oldukça önemli; çünkü dışarıda yediğiniz yemeklerde gizli kaloriler veya katkı maddeleri olabiliyor. Bunun yanında, uzun vadede küçük ama sürdürülebilir adımlar atmak her zaman daha etkili. Bir diyetisyenle çalışmak, bu süreci daha bilinçli ve doğru bir şekilde yürütmenize yardımcı olabilir.” dedi.
Uzman Diyetisyen Hande Duran’ın verdiği tavsiyeler, günümüzün yaygın sorunlarından biri olan yeme bozukluklarının üstesinden gelmek ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek için değerli bir rehber niteliğinde. Sosyal medyanın dayattığı kusursuz beden algısı, stresli modern yaşam tarzı ve hızlı sonuç vaadiyle cazip hale gelen sağlıksız diyetler, bireyleri yanlış yönlendirebiliyor. Ancak Duran’ın da vurguladığı gibi, sürdürülebilir ve dengeli bir beslenme alışkanlığı edinmek, hem fiziksel hem de zihinsel sağlık için kritik bir adım. Yeme bozukluklarının yalnızca bir beslenme problemi değil, aynı zamanda psikolojik bir boyutu olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu nedenle, gerektiğinde profesyonel destek almak ve bilinçli bir şekilde hareket etmek, bu sorunların üstesinden gelmekte kilit rol oynuyor. Sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı, kısa vadeli çözümlerle değil, uzun vadeli bilinçli tercihlerle mümkün olabilir. Her bireyin sağlığına yatırım yaparak, hem kendisi hem de çevresi için daha kaliteli bir yaşam inşa edebileceği unutulmamalıdır. Bu farkındalıkla, dengeli bir beslenme düzeni kurarak ve küçük ama kararlı adımlarla sağlıklı bir yaşama ulaşmak herkesin elindedir.
-DİDEM ÖZKAN-