Mahmud Abbas yönetimi bunu kabul etmedi
Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi (TÜRK DEGS) Başkanı Doç. Dr. Cihat Yaycı Filistin ile Türkiye'nin Libya ile yapılan antlaşmanın bir benzeri (simetriği) deniz yetki alanları sınırlandırma antlaşması yapabileceğini ve konuyla ilgili olarak Filistinli yetkililere bir dosya teslim ettiğini ifade etti. Amiral Yaycı, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk milleti her zaman haktan ve hukuktan yanadır. Biz Filistin'e hem 2012'de yazdığım makalede hem de 2020'de bizzat antlaşma dosyasını koordinatlar dahil/antlaşma metni dahil üç dilde yazılmış antlaşma metni, haritalar her şey dahil aslında Filistin'in olması gereken deniz yetki alanlarının (aynen) haritada gösterildiği gibi olduğunu söyledik. Filistin'in kara ülkesinin 10 katı bir deniz ülkesi olacak şekilde aynen Türkiye'nin Libya ile yaptığı antlaşmanın bir benzerinin Filistin'le de yapılabileceği konusunda bir dosya hazırladım ve bu dosyayı hem makale yazdım hem de Filistinli yetkililer elden teslim ettim. Aynı zamanda bizim yetkililerimizde elden teslim ettiler onlara, bana iletilen bilgi dahilinde. Dolayısıyla Filistin yönetimine 2 kez gelin sizinle antlaşma yapalım ve Türkiye nasıl Libya'nın denizden komşusu ise sizin de denizden komşunuz olsun diyerek Filistin de Türkiye'nin denizden komşusudur ifademizin hukuki altyapısını dolduralım teklifinde bulunduk. Ama maalesef Mahmud Abbas yönetimi bunu kabul etmedi. Filistin'in 10 katı deniz yetki alanı olmasını kabul etmedi..." ifadelerini kullandı.
Yaycı'dan Filistin yönetimine hayati çağrı: Filistin Türkiye'nin denizden komşusudur
Amiral Yaycı yaşanan süreçte bu antlaşmanın Filistin'in elinde hukuki bir belge niteliğinde mutlaka bulunması gereken hayati bir antlaşma olduğunu tekrardan vurgulayarak hayati çağrısını yineledi. Yaycı, "İşte şimdi bugünlerde tekrar çağırıyoruz. Gazze Şeridi işgal edilmek üzere. Fiilen. Tanısakta tanımasakta bu işgali. O zaman elimizde hukuki bir belge olsun. Filistinlilerin elinde hukuki bir belge olsun. Dakika geçirmeden Türkiye ile Filistin Devleti (ki biz devlet olarak tanıyoruz onları). Filistin Devleti'nin 142 ülkede büyükelçiliği vardır. Her ne kadar BM'de gözlemci üye ise de 142 devlet tarafından devlet olarak kabul edilmektedir. O nedenle antlaşma yapmasının önünde de hukuken hiçbir engel yoktur. O zaman Türkiye ile antlaşma yapın. Hiç değilse de bu Gazze şeridinin hukuken sahibi olduğunuzu, bundan kaynaklanan münhasır ekonomik bölgenin (MEB) de Filistin'e ait olduğunu, eğer yarın birgün İsrail buradan doğalgaz, petrol çıkarmaya başlarsa o zaman Filistin halkının petrolünü ve doğalgazını çaldığının hukuki belgesi olsun diyoruz. Ama yine yanaşmıyorlar herhalde. Onun için Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir an önce bunu resmi olarak Filistin yönetimine sunması gereklidir diye düşünüyorum. Gerçekten bu oyun bozucu bir hamledir." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye bundan ne kazanır?
Filistin ile Türkiye arasında Libya antlaşmasının bir benzeri (simetriği) bir deniz yetki alanları sınırlandırma antlaşması yapılmasından Türkiye'nin ne kazanacağını da açıklayan Yaycı, "Bundan Türkiye ne kazanır? Türkiye bundan bir Kıbrıs adası büyüklüğünde deniz alanı kazanır ve aynı zamanda Yunan-Rum oyununu Doğu Akdeniz'de bozar. Onun için çok kritiktir." ifadelerini kullandı.