Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Bekir Polat öncülüğündeki bir heyet, Pekin'de düzenlenen Çin Uluslararası Tedarik Zinciri Fuarı'na katıldı.
Çinli yatırımcılar ve kurumlarla yatırımlar ve tedarik zincirlerinde işbirliği olanaklarını ele alan Polat, Çinli şirketlerin Türkiye'ye yapacağı doğrudan yatırımların yanı sıra iki ülkenin üçüncü ülkelere yönelik ortak yatırımlarının ve tedarik zincirlerinde işbirliğinin yaratacağı potansiyele ve fırsatlara işaret etti.
Fuarda düzenlenen sempozyumunda konuşan Polat, Türkiye ve Çin'in, tarihi İpek Yolu'nun en batısı ve doğusunda yer alan ülkeler olarak, geçmişi binlerce yıla dayanan özel bir tarihi bağa sahip olduğunu belirtti. Polat, "Milletlerimiz geçmişte ticaret, kültür ve diplomasi aracılığıyla güçlü insani ve kültürel bağlar kurdu. Bu paylaşılan miras modern zamanlarda daha derin işbirliğine zemin teşkil ediyor." dedi.
Çin'in Türkiye'nin Asya'daki en büyük, küresel olarak ise üçüncü büyük ticaret ortağı olduğuna dikkati çeken Polat, iki ülke arasında ticaret hacminin 2023'te 48 milyar dolara ulaştığını bildirdi.
Çin şirketlerinin Türkiye'ye ilgisinin belirgin şekilde arttığının altını çizen Polat, "2024 yılı ortası itibarıyla Türkiye'de 1300'den fazla Çinli şirket faaliyet gösteriyor, yatırımların miktarı 6 milyar dolara yaklaştı. Bu artan ekonomik ilişki, iki tarafın büyümeye olan bağlılığını gösteriyor. Gelecek yıllarda bu bağları daha ileri taşımak istiyoruz." ifadelerini kullandı.
"Türkiye, coğrafi konumuyla doğal bir liman"
Polat, dünyanın en büyük 17. ekonomisi olan Türkiye'nin, son 20 yılda ortalama 5,4 büyüme ile ekonomik direncini kanıtladığını, üç kıtada 1,3 milyar insanı birbirine bağlayan stratejik konumuyla, Avrupa, Asya ve Orta Doğu ekseninde 30 trilyon dolarlık bir ekonomik hasılanın merkezinde yer aldığını kaydetti.
Türkiye'nin genç ve iyi eğitimli nüfusa sahip olduğunu dile getiren Polat, bunu Türkiye'yi işgücü demografisi bakımından Avrupa'ya kıyasla daha avantajlı bir konuma sahip kıldığını vurguladı.
Polat, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye'nin dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almayı hedeflediğini, bu doğrultuda gelecek 4 yılda yabancı doğrudan yatırım stratejisinin nitelikli yatırım çekmeye odaklanacağını, iklim dostu teknolojiler, dijital yatırımlar ve küresel tedarik zincirleri gibi sektörlere öncelik verileceğini anlattı.
Türkiye'nin coğrafi konumuyla doğal bir liman olduğunu ifade eden Polat "Çinli dostlarımızı ve şirketleri Türkiye'de yüksek teknolojili üretime ve araştırma-geliştirmeye yatırım yapmaya, Türkiye'nin ekonomik büyümesine katkıda bulunurken Avrupa, Orta Doğu ve Afrika pazarlarına daha iyi erişim sağlamaya davet ediyoruz." diye konuştu.
Polat, Türkiye'nin Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi'ni desteklediğini, bu çerçevede işbirliğini derinleştirmeye hazır olduğunu belirterek, "Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi ile Türkiye'nin Orta Koridor Girişimi'ni uyumlaştırmaya yönelik Ortak Çalışma Grubu'nun (bu ayın başında Pekin'de yaptığı) ilk toplantısı bu alanda daha derin entegrasyona kapı açmıştır." değerlendirmesinde bulundu.
"Üçüncü ülkelerde işbirliği, potansiyel ve fırsatlar sunacaktır"
İleriye yönelik olarak endüstriyel dönüşüm, yeşil ve dijital dönüşüm, ulaştırma, finans, kültür ve sağlık alanlarında büyük işbirliği potansiyeli gördüklerinin altını çizen Polat, "Yalnızca Türkiye'de yatırım ve iş yapmak için değil, Türk şirketlerle el ele vererek üçüncü ülkelerde iş ve yatırım yapmak Çinli dostlarımıza ve şirketlere büyük potansiyel ve fırsatlar sunacaktır." dedi.
Polat, Türkiye ile Çin arasındaki ekonomik bağları güçlendirmenin, iki ülkenin yararının yanında bölgesel ve küresel barış, istikrar ve refaha katkı sağlayacağına inandığını, iki ülkenin, karşılıklı güven, işbirliği ve paylaşılan büyümeyle daha parlak bir geleceği inşa edeceğini umduklarını dile getirdi.
Türkiye'nin fuarda kurduğu stantta Çinli yatırımcılar ve ilgililerle görüşmeler yapan Polat, AA ve TRT'ye yaptığı değerlendirmede, Kovid-19 salgını sırasında tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmaların tüm ülkeler için sorunlar yarattığını, bu açıdan Türkiye'nin önemli fırsatlar sunduğunu söyledi.
Çin'in yakın zamanda "InvestGo" stratejisiyle Çinli yatırımcıları ve firmaları daha fazla küreselleşme ve deniz aşırı yatırım yapmaya teşvik ettiğine dikkati çeken Polat, "Biz de onlara ülkemizin sunduğu fırsatları, son 20 yıldaki ekonomik büyümesi, genç ve kalifiye işgücü, altyapı yatırımları ve iş dostu, yatırım dostu bir ortamın oluşturulması için yaptığımız çalışmaları anlatıyoruz." şeklinde konuştu.
Çin'deki temasları kapsamında ülkenin en büyük hukuk firmalarından Yingke ile bir mutabakat zaptı imzaladıklarını anımsatan Polat, firmanın, Türkiye'ye yatırım yapmak isteyen kurumsal müşterilerine destek vermeyi taahhüt ettiklerini bildirdi.
Öte yandan "Çin'in Silikon Vadisi" olarak adlandırılan Congguansun Bilişim Vadisi ile işbirliği mutabakatı imzalayacaklarını dile getiren Polat, ayrıca InvestGo programı kapsamında, Çin Ticaret Bakanlığı himayesinde farklı kurumlar ve yatırımcılarla toplantılar yapacaklarını anlattı.
"Çin'in politikasıyla Türkiye'nin stratejisi tamamlayıcı"
Polat, temaslarında Çinli firmalara ve potansiyel yatırımcılara Türkiye'nin sunduğu fırsatları anlatmaya çalıştıklarının altını çizerek, "Çinli firmaların Türkiye'ye yatırım yapmasını istiyoruz. Ama özellikle şunu da anlatmak istiyoruz. Türk firmaları, hem Orta Doğu'da hem Kuzey Afrika'da hem de Türki Cumhuriyetler'de başarılı ve ilişki ağları geniş olan firmalar. Çinlilere, 'Türkiye'ye yatırımı düşünün ama aynı zamanda Türk firmalarıyla üçüncü ülkelerde yatırım yapmayı da değerlendin, orada da sizin için fırsatlar olabilir.' diyoruz." ifadelerini kullandı.
"Türkiye ile Çin'in küresel tedarik zincirlerinde rakip mi yoksa tamamlayıcı ortak mı" olduğu sorusuna Çin'in küresel politikasıyla Türkiye'nin stratejisini tamamlayıcı olarak gördükleri yanıtını veren Polat, şunları kaydetti:
"Çin'in küreselleşme bağlamındaki atılımının Türkiye'ye faydası olacağını düşünüyoruz. Türkiye'nin Avrupa ile gümrük birliği ve 30'a yakın ülke ile serbest ticaret anlaşmaları, bize 1,3 milyarlık bir nüfusa ve 30 trilyon dolarlık bir pazara erişim sağlıyor. Çinli dostlarımıza da bu mesajı veriyoruz. 'Siz Türkiye'ye yatırım yaptığınızda yalnızca Türkiye pazarına değil Türkiye'yi bölgesel bir üs olarak kullanarak daha geniş bir alana ulaşabilirsiniz.' Çin'in bu alandaki politikasıyla Türkiye'nin stratejisini tamamlayıcı görüyoruz."