'Beyin Çürümesi' kavramı dijitalleşmenin zihinsel etkilerini gözler önüne seriyor
YUTAM (Yüksek Teknoloji Araştırma Merkezi) Başkanı Öğr. Gör. Ömer Memoğlu, Oxford Üniversitesi’nin 37 bin kişinin katılımıyla gerçekleştirdiği halk oylaması sonucunda seçilen 'Beyin Çürümesi' kavramını değerlendirdi. Memoğlu, "Bu kavram, çevrimiçi içeriklerin aşırı tüketimiyle bireylerin maruz kaldığı bilgi bombardımanını ve bunun sonucunda zihinsel ya da entelektüel bozulmayı ifade ediyor. Dijitalleşme, bireylerin düşünme süreçlerini etkileyerek zihinsel yorgunluğu artırıyor ve bireylerin sağlıklı karar alma yetilerini de zayıflatıyor. Bu kapsamda toplumsal dönüşümlerin birey üzerindeki etkilerini analiz etmek, bu tür terminolojik çalışmalarla daha net bir şekilde ortaya konulabiliyor." ifadelerini kullandı.
'Kalabalık Yalnızlık' kelimesi toplumun bireyselleşmesi ve yalnızlaşmasını vurguluyor
Türkiye’de TDK ve İLAUM işbirliğiyle düzenlenen ve 1 milyon kişinin katıldığı halk oylamasında yılın kelimesi olarak seçilen 'Kalabalık Yalnızlık' kavramı hakkında da değerlendirmelerde bulunan Memoğlu, "'Kalabalık Yalnızlık', toplumun giderek daha da yalnızlaştığına vurgu yapan bir kavram. Özellikle dijitalleşme ile birlikte bireylerin sosyalleşme süreçlerini sanal mecralara taşımasının ardından toplum içerisinde yüz yüze etkileşimin giderek azalması, aile bağlarının/komşuluk ilişkilerinin kopması/zarar görmesi, tüm bu süreçlerin yerine sanal ilişkilerin/sanal dostlukların tercih edilmesinin ardından bireyin kendisini sahte bir sanal dünyanın içerisinde bulması sonucunda 'sahte bir profil inşa etmesi ile' süregelen bir süreci yansıtıyor. Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi bağlamında değerlendirdiğimizde bireyin ait olma ihtiyacının sanal mecralardaki uygulamalara yönelik bir aidiyet geliştirdiğini, takdir görme/değer görme aşamasının ise karşılığının sanal mecralardan aldığı beğeni oranlarına göre ölçüldüğünü, hatta bireyin hayatını dizayn ederken bile bu mecralarda paylaşım yapılma planları üzerine inşa ettiğini görmekteyiz. Özellikle bu takdir görme ihtiyacı kapsamında birey, sahte bir profil inşa ederek hem kendisini hem de toplumu kandırmakta, toplumdan giderek uzaklaşarak bireyselleşmekte ve ortaya 'kalabalığın içindeki yalnızlar' çıkmaktadır." dedi.
'Biyolojik saat' ve 'mesai kavramı' ortadan kalkıyor...
Modern toplumlarda dijitalleşmenin etkisiyle mesai kavramının ve biyolojik saatin giderek anlamını yitirdiğini ifade eden Memoğlu, şu uyarılarda bulundu:
"Küreselleşme ve dijitalleşme, bireyleri 7/24 erişilebilir bir yaşam biçimine yönlendirdi. Bu durum, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı olumsuz etkilerken, iş-özel hayat dengesini de bozuyor. Zihinsel yorgunluk ve bireysel tatminsizlikler giderek artıyor. Bu noktada bireylerin dijital bağımlılıklarından kurtulmaları ve sağlıklı sınırlar koymaları büyük önem taşıyor. Biyolojik saatin yeniden hatırlanması (inşası) ve bireylerin dijital farkındalık geliştirmesi, toplumsal refahın sağlanması açısından kritik bir önemdedir."