Birçok uzman, bölgede gerilimi tırmandırmak istemeyen ABD'nin, İsrail'i ateşkese ikna etmeye çalıştığı, Netanyahu hükümetinin ise iktidarda kalabilmek için savaşın yayılmasını hedefliyor olabileceği yorumlarını yapıyor.

Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Levant Çalışmaları Koordinatörü Oytun Orhan, Suriye'de İran destekli grupların saldırılarının, İsrail'in Gazze'ye saldırılarından sonra arttığına dikkati çekerek, AA muhabirine bu saldırıları ve Gazze'deki savaşı değerlendirdi.

Orhan, ABD'nin Suriye'deki varlığının amacının zamansal konjonktür çerçevesinde değiştiğini belirterek, amacının, ilk yıllarda terör örgütü DEAŞ'la mücadele olduğunu, daha sonra enerji kaynaklarını kontrol ederek ve terör örgütü PKK/YPG'yi koruma kalkanı kullanarak, bölgesel çıkarlarını korumaya çalıştığını söyledi.

ABD üslerinin Suriye'deki varlığının esas amacını, "Suriye'nin geleceğinde ve Suriye siyasi çözümünde söz sahibi olmak" sözleriyle değerlendiren Orhan, İran destekli grupların saldırılarının, "Gazze'deki savaşın" ardından arttığına dikkati çekti ve bu saldırılarla ABD'yi Suriye'de baskı altına almanın yanı sıra Suriye'den çekilmeye zorlamanın hedeflendiğini kaydetti.

İran farklı alanlardaki sorunlara "ABD'den taviz koparmak" istiyor

Orhan, "İran ve ABD arasında artan bir gerilim olduğunda, İran'ın ABD'ye mesaj vermek veya aralarında farklı alanlarda yaşanan sorunlar konusunda ABD'den taviz koparmak amacıyla buradaki üslerine saldırıyı bir araç olarak kullandığını biliyoruz." ifadelerini kullandı.

İran'ın bölgedeki araçlarını sahaya "daha etkin biçimde" sürerek "ABD'yi İsrail'i ateşkes konusuna ikna etmeye" yönlendirmeyi amaçladığına vurgu yapan Orhan, Gazze Şeridi'ndeki "insani ara" sürecinde Suriye'deki saldırıların da bıçak gibi kesildiğini hatırlattı.

Orhan, "Tabii burada esas okuma, İran okuması. ABD'nin Suriye'den çekilmesi halinde doğusundaki PKK/YPG denetimindeki bölgeler yeniden Suriye rejiminin otoritesi altına alınacak. Doğal gaz kaynakları açısından zengin olan hem de Irak'ta Suriye bağlantısını sağlayan stratejik bölge, yeniden Suriye rejimi ve İran destekli grupların kontrolü altına geçecek." dedi.

"Kırılgan bölgede, ABD krizi tırmandırmak istemiyor"

Orhan, ABD'nin genel olarak bu saldırılara çok sert karşılık vermediğini ifade ederek "Kırılgan bölgede, ABD krizi tırmandırmak istemiyor. ABD, İran saldırılarına misilleme olarak zaman zaman konvoy ve karargahlarını hedef alıyor." diye konuştu.

ABD'nin krizin tırmanması halinde bölgedeki varlığının daha ağır baskı altına gireceğinin farkında olduğunu söyleyen Orhan, "ABD'de genel eğilim daha çok bu bölgedeki varlığının azaltılması yönünde. Eğer gerilim tırmanırsa bu durumda ABD'nin bölgeye daha yüksek seviyede askeri güçle geri dönmesi gerekebilir." değerlendirmesinde bulundu.

"Netanyahu hükümeti çıkış stratejisi olarak savaşın bölgeselleşmemesini isteyebilir"

"ABD'nin Gazze Savaşı'nın geniş çaplı bölgesel savaşa evirilmeme çabası, İsrail'in farklı niyetleri ile çelişiyor." ifadesini kullanan Orhan, İsrail'in bir sıkışmışlık içerisinde olduğu Gazze'de hedeflerine ulaşamadığını dile getirdi.

Orhan, "İsrail hükümetinin içerisinde de çatlaklar oluşmaya başladı. Netanyahu hükümeti hem Gazze'de savaşa çözüm için hem içerdeki baskıdan kurtulabilmek açısından bir çıkış stratejisi olarak savaşın bölgeselleşmemesini isteyebilir." dedi.

İsrail'in savaşın yayılması amacıyla İran'a dönük kışkırtıcı birçok eylem gerçekleştirmeye başladığını kaydeden Orhan, şöyle konuştu:

ABD'li Senatör Sanders, UCM'nin Netanyahu hakkındaki tutuklama emrine destek verdi ABD'li Senatör Sanders, UCM'nin Netanyahu hakkındaki tutuklama emrine destek verdi

"Lübnan'da Hamas'ın liderlerinden Salih Aruri'yi öldürdü, Suriye içerisinde İranlı bir generali hedef aldı. Son olarak İran'da gerçekleşen terör saldırısı oldu. Her ne kadar üstlenmemiş olsa da zamanlama ve hedef açısından bakıldığında, arka planda İsrail olabileceği algısı oluşturuyor. Dolayısıyla İsrail, bu tür kışkırtacak hamlelerle İran'a daha sert yanıt vermeye ve bu şekilde çatışmayı bölgeselleştirmeye çalışıyor gibi gözüküyor. Böyle bir durumda tabii 2024 yılında başta Suriye olmak üzere bölge genelinde bir savaş riskinin olduğunu söylemek mümkün."

Kaynak: AA