Küresel enerji ihtiyacının yüzde 10'unundan fazlasını karşılayan nükleer enerji alanında santral güvenliği giderek önem kazanırken, Türkiye de bu alanda yeni projelere imza atıyor.

Bu kapsamda İstinye Üniversitesinde nükleer reaktörlerin termal gücünü ölçen sistemlere ek olarak yeni bir güvenlik projesi geliştirildi.

İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sertaç Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) öncelikli olmak üzere, tüm nükleer santrallerde kullanılabilecek önemli bir güvenlik projesine imza attıklarını belirtti.

Nükleer güç santrallerinde, uranyum veya plütonyum gibi ağır çekirdeklere nötron çarpması ve bunların daha hafif çekirdeklere bölünmesiyle enerji üretildiğini anlatan Öztürk, bu süreçte "nötrino" adı verilen maddenin açığa çıktığını söyledi.

Öztürk, Akkuyu NGS'nin çekirdeğinin yakınına yerleştirilecek "nötrino detektörü" ile reaktörün termal gücüne ilişkin eş zamanlı ve bağımsız bilgi elde edilebileceğini dile getirerek, "Bu da nükleer güvenlik açısından ek bir sistemin oluşturulmasına olanak sağlayacak. Projeyle, santralin termal gücü hakkında sistemin verdiği rakamlar haricinde reaktör dışında bunu gözlemleyerek, reaktörün termal gücünde bir yanlış hesaplama olması, sistemsel bir hata gelişmesi, termal güçte büyük dalgalanmalar olması gibi istenmeyen durumlarda çapraz kontrol yapılmış olacak." diye konuştu.

HAK bugüne kadar 91 "helal akreditasyon" kararı aldı HAK bugüne kadar 91 "helal akreditasyon" kararı aldı

Geliştirdikleri projenin kompakt ve taşınabilir bir yapıda olduğunu, veri analizi için de yapay zeka kullanılacağını anlatan Öztürk, "Nükleer reaktörden gelen nötrinoların detektörle etkileşim sinyallerini ölçmeyi amaçlıyoruz fakat gökyüzünden gelen kozmik ışın radyasyonu da detektörümüzde sinyaller oluşturuyor. Yapay zeka ile ikisini birbirinden ayrıştırıp temiz bilgi elde edebiliyoruz." dedi.

Öztürk, detektörün toplam hacminin 0,1 metreküp, ağırlığının ise yaklaşık 200 kilogram olduğu belirterek şöyle devam etti:
"Çalışmamızda gadolinyum katkılı plastik yapıda sintilatörler kullanacağız. Bu sintilatörler parıldayan parçacık detektörleridir. Bir parçacık plastik sintilatörün içinden geçtiğinde mavi veya yeşil renkte ışık yayar. Biz de bu ışığı belirleyerek parçacığın özellikleri, enerjisi gibi bazı işimize yarayacak bilgilere ulaşmış oluyoruz. Bu yaklaşım, literatürde ve kullanılan mevcut teknolojiler arasında ilk olacak. Gadolinyum katkılı sintilatörlerin dünyada ticari satışı bulunmuyor ve bunun ülkemizde üretilmesi yenilikçi ve özgün plastik sintilatörlerin yerli olarak üretilmesinin önünü açacak."

"Projeyi hayata geçirmek için 10 milyon liraya ihtiyaç var"

Öztürk, detektörlerin yapısında kullanılacak sintilatörleri üretme çalışmalarını İstinye Üniversitesi ve TÜBİTAK destekli olarak kurdukları şirket bünyesinde yaptıklarını, şirketin, yurt içinde yerli ve milli sintilatör üreten ve satan ilk özel şirket olduğunu söyledi.

Projeyi hayata geçirmek için Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumuna başvuruda bulunduklarını ifade eden Öztürk, "Bu sistemi çalışır hale getirmek için yaklaşık 10 milyon liraya ihtiyacımız var. Bu miktar yaklaşık olarak 330 bin dolara denk geliyor. Bu da şu an bilim camiasında projeler için özellikle yurt dışında oldukça kabul edilebilir, hatta düşük sayılabilecek bir fiyat." diye konuştu.

Öztürk, projenin uluslararası alanda nükleer silahsızlanma konusunda da önemli bir adım olabileceğine işaret ederek, "Örneğin, İran'ın nükleer reaktörleri çok fazla çalıştırması istenmiyor çünkü nükleer reaktör çalıştırıldığında ortaya çıkan plütonyumla nükleer silah yapılabiliyor. Dolayısıyla bir ülke nükleer santralini çalıştırmadığını ve plütonyum üretmediğini iddia ettiğinde geliştirdiğimiz sistemle plütonyum üretimi ve nükleer silah üretme çabası olup olmadığını doğrulayabiliriz." dedi.

Editör: Haber Merkezi