MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım Denizli İl Başkanlığı Olağan Kongresinde konuştu.

MHP'li Yıldırım'ın açıklaması şu şekilde;

Afşin Bey’den Yıldırım Han’a kadar, asırları Türk’ün hükümranlığında devirmiş Denizli’de, Türk’ün hükümranlığı üzerine and içenlere selam olsun.

Milliyetçi Hareket Partisi Denizli İl teşkilatımızın 14.Olağan Kurulu’nda sizlerle birlikte olmaktan çok büyük bir memnuniyet ve mutluluk duyuyorum.

İftiranın, manipülasyonun, hilenin, kamuoyunu yönlendirmenin muhalefet tarafından en şiddetiyle ve en çirkin haliyle sergilendiği seçimleri geride bıraktık. 

6’lı masanın, gizli ortağı hdpkk ve iki sözüm ona belediye başkanıyla kurduğu, şahsi menfaate, parti çıkarına dayalı kurdukları pazarlık masasının hezeyanlarını her gün bir televizyon kanalında dinliyoruz.

Kumar masasının müdavimleri, “Türkiye’yi Allah korudu.” Diyecek noktaya geldiler.

İP müdiresi hanımefendi, inişli çıkışlı demeçleriyle yine kendince muhalif siyasete yön ve istikamet çizme peşinde.

İP genel başkanının sabah söylediği, öğlen parti sözcüsü yalanlıyor, akşamında milletvekili doğruluyor. Ertesi gün başka bir tavırla ortaya çıkıyorlar, her gün bambaşka bir siyasi söylem, birbirinden ilginç ve tutarsız çıkışlar.

Türk siyasetinde muhalefetin dünya ve ülke gündeminden en uzak, Türkiye’nin değerlerine en yabancı ve “muhalefet etme” konusunda en beceriksiz olduğu bir dönemi yaşıyoruz.

Kumar masasının müdavimleri, birbirlerini suçlamak için neredeyse yarışır duruma geldiler.

Bir gün Davutoğlu, bir gün Karamollaoğlu, bir gün Babacan ama her gün Akşener bu yarışı önde götürmek için izandan da yoksun şekilde söylemlerde bulunuyorlar.

Ama Cumhur İttifakı öyle mi?

15 Temmuz 2016 gecesinden, bugün 24 Eylül 2023’e kadar nezaket, sadakat, estetik, ciddiyet, devlet adamlığı, ne ararsanız, bu ülke için hiçbirisinden zerre taviz vermeden bugüne kadar getirdik.

Milletimizde bu istikrarı ve kararlılığı görmüş olacak ki, 28 mayıs 2023’te yapılan seçimlerde, YİNE CUMHUR İTTİFAKI dedi.

Şekillenen bu tabloyu, yerelde de büyüterek ve genişleterek korumamız gerekmektedir.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile genel başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin tüm çabaları da bu yöndedir.

Bakın kıymeti arkadaşlar,

Daha yüz yıl önce yurdumuzu işgal etmeye yeltendiler.

Daha yüz yıl önce, son kalan Türk devletini yıkıp, Türk Milleti’ni yok etmek istediler.

Emperyalizm, kanlı pençeleri daha bir asır önce boğazımıza sapladı.

Kan yuta yuta vatanımızı koruduk.

Yunanlar bu cesareti nerden aldılar, çağın sözüm ona efendiliğine soyunan devletlerden.

İngilteresi, Fransası, İtalyası hep birlikte nasıl üstümüze çullandı, nasıl böğrümüze çöreklendiler unuttunuz mu?

Onlar bu cesareti nerden aldılar?

Çünkü kendileri teknolojik olarak çok ileri durumdaydılar.

Devleti Aliye zayıflamıştı. Cihan devletiydi ama kendi tankını, topunu üretemeyince Lord Curzonların adi planlarıyla bölünmeye, parçalanmaya başladı.

Burdan nereye varacağım!?

Türkiye’nin bu topraklarda hür ve müstakil yaşamasının bir bedeli vardır.

Türk çocuklarının, parklarda, okul bahçelerinde cıvıl cıvıl neşeyle oynamalarının bir bedeli vardır.

Türk esnafının Ayyıldız altında, dükkanını açmasının, gönül rahatlığıyla ticaret yapmasının bir bedeli vardır.

O bedel dün Nazilli dağlarında ödeniyordu, bugün Cudi’de, Gabar’da ödeniyor.

Türk’ün karakteri yüksektir, ruhu yücedir. Bu hasletleri de teknikle, ilimle teçhiz edemezsek yüz yıl önce yaşadığımız felaketi yaşamamız komplo teorisi olmayacaktır.

Doğu Akdeniz’de Türk bayrağı asılı gemiler doğalgaz arıyor ki o gemilere Türk donanması eşlik ediyor.

Karadeniz’de kendi gazımızı yurdumuza vermeye başladık.

Türk sihaları, Türk semalarında, Türk’ün yurdunu her çeşit çaşıttan, düşmandan korumak için gökyüzünden inmiyor.

Daha geçen haftalar da Ankara’da düzenlenen Teknofest’e katıldık. Yetkili arkadaşlar, sağolsunlar bize alanı gezdirdiler, savaş uçaklarından makineli tüfeklere kadar her yeri tek tek dolaştırdılar, Türkiye’nin savunma sanayisindeki ilerlemesine gözlerimizle şahit olduk.

O alanı gezipte, gururdan, sevinçten gözleri yaşarmayanın kanından şüphe ederim.

Türkiye’de teknolojik atılımlar öyle bir noktaya gelmiş ki, kendi uçağımızı, zırhlı araçlarımızı Nato üyesi ülkelere ihraç ediyoruz.

Başta Selçuk Bayraktar olmak üzere nasıl bir teknokrat ordusu kurulduğunu, nasıl şevkle heyacanla çalıştıklarını bizzat gördük.

Buradan hareketle diyorum ki, düşmanlardan daha ileriyiz, daha güçlüyüz, güçlü olmakta zorundayız.

İşte Cumhur İttifakı’nın tüm kaygısı, tüm çabası bunun içindir; yalnızca savunma sanayi alanında değil, her alanda, her sektörde, herkesten ileri olmak!

Bizim gençlik yıllarımızın hayali Turan idi. Bütün Türk devletlerinin bir araya gelmesi, ortak bir kaderden ortak bir geleceği kurmak idi.

Şükürler olsun ki bugün bakın Türk Devletler Teşkilatı kuruldu. Bugünleri görmeyi nasip eden ALLAH’a binlerce kez şükrederim.

Tarihin gördüğü en aşağılık terör örgütlerinden birisi olan pkk, Güneydoğu’nun dağlarından tamamen sürülmüş durumdadır. Irak’ta, Suriye’de yuvaları başlarına yıkılmaktadır.

Hatırlayın, bundan yıllar önce, bu namert katil sürüsü, belediyelerinde imkanlarını kullanarak, yollara el yapımı patlayıcı yerleştirip, güvenlik güçlerimize ait araçlar geçerken kahpece tuzaklar kuruyordu.

İHA, SİHA, bunun da hakkında geldi. Dağdan inen fareler bile artık atacağı adımı hesaplar hale geldi.

Türkiye, bugün uluslararası alandan arabuluculuk yapan, sözü dinlenen bir ülke konumundadır.

Dünyada en çok yardım yapan ülke Türkiye’dir.

Bu durumdan kimler rahatsızdır?

Ermenistan, Yunanistan pek tabi rahatsızdır.

ABD ve Batı huzursuzdur.

Türk ve Türkiye düşmanları dehşete kapılmıştır.

Bunların rahatsızlığı doğaldır. Peki bugünkü CHP’nin rahatsızlığını nereye koyacağız, bunu nasıl hayra yoracağız?

Doğu Akdeniz’de doğalgaz aramamız Yunanistan’ı çıldırtırken CHP’yi rahatsız etmektedir.

Karabağ’da can Azerbaycan’ın topraklarının azad edilmesi Ermenistan’ın uykularını kaçırırken, CHP’yi de huzursuz etmektedir.

Libya’dan Afrika’ya artan Türk etkisi, Batı’nın kirli planlarını boşa çıkarırken, CHP’nin de ruh sağlığını bozmaktadır.

Terör örgütleriyle mücadelede Türkiye altın çağını yaşarken, başta pkk olmak üzere herkes kan ağlamaktayken, yasını tutmak CHP’ye düşmektedir.

Yunan sirtakisiyle raks edenlere, Aydın’da Zeybeğin heybetiyle tokadı vuralım arkadaşlar.

Merkezi hükümetle yerel yönetimler arasında tam istikrar ve koordinasyon için,

Yasamamın gücü, yürütmenin kararlılığıyla uyumlu hizmet için,

Lider Türkiye’de üretken belediyecilik için Cumhur İttifakı’na tam, net ve kesintisiz desteğinizi istiyoruz.

Öz be öz evlatlarınız olan Recep Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli’ye nasıl Mayıs’ta sahip çıktıysanız, 2024’ün Mart ayında da aynı samimiyetle sahip çıkmanızı istirham ediyoruz.