Bingöl'de Yedisu Belediye Başkanı Sedat Uçar, İP'ten istifa etti Bingöl'de Yedisu Belediye Başkanı Sedat Uçar, İP'ten istifa etti

MHP Samsun Milletvekili İlyas Topsakal, TBMM Genel Kurulunda Kültür ve Turizm Bakanlığının 2024 yılı bütçesi üzerinde konuştu.

MHP'li Topsakal'ın açıklaması şu şekilde;

 Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dil, Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezini bünyesinde barındıran Yüksek Kurumumuzun amacı, Atatürkçü düşünceyi, Atatürk ilke ve inkılaplarını, Türk kültürünü, Türk tarihini ve Türk dilini bilimsel yoldan araştırmak, tanıtmak, yaymak ve yayınlar yapmaktır. Yüksek Kurum, bu amaç doğrultusunda yapılan çalışmaları bünyesinde bulunan kurumları sayesinde organize eder, eşgüdümünü sağlar, görev alanıyla belirlenen hukuki ve adli işlemlerini yürütür. Yüksek Kurumumuz bu çerçevede burs, altyapı ve insan kaynağı yönünde çalışmalarını tamamlamaya gayret gösterir. Bu vesileyle icracı kurumlarından ilki olan Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı 2023 yılı içinde toplam 19 etkinlik gerçekleştirmiştir. 2024 yılında ise özellikle eğitim ve idare yapımız hakkında 8 adet faaliyeti yapmayı da planlamıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün doğumundan ölümüne kadar olan süreci bütün yönleriyle anlatan Atatürk Ansiklopedisi erişime açılarak büyük bir hizmet başarılmıştır.

Yüksek Kurumumuzun icracı ikinci kurumu Türk Dil Kurumudur ve yıl içinde bu Kurumumuz 15 uluslararası, 5 ulusal toplam 20 bilimsel etkinlik düzenlemiştir. 2024 yılında ise 17 etkinlik düzenlemeyi planlamış, ayrıca toplam 991 öğrenciye burs vermiştir. 2024 yılı programında da 970 öğrenciyi destekleme kararı almıştır. Türkçenin etimolojisi ve Türkiye Türkçesi Ağızları Projesi devam eden önemli projeler olarak görülürken kampüs yapımı da hızla devam etmektedir.

Yüksek Kurumumuza bağlı üçüncü icracı kuruluşumuz 1931 yılında bizzat Atatürk tarafından kurulan Türk Tarih Kurumu ise 2023 yılında 40 bilimsel etkinliğe destek olmuştur. 2024 yılında ise toplam 70 etkinliğe destek olmayı planlamıştır; tıpkıbasım, süreli basım, yeni yayınlar olmak üzere 2023 yılı içinde toplam 107 eseri bizlere sunmuştur, gelecek yıl planlamasında ise 87 eser yer almaktadır. Yine, bu yıl içinde 947 öğrenciye burs vermiş, bu sayı gelecek yıl 947 olarak yeniden planlanmıştır. 2023’te 19 kazı desteklenmiş, 2024’te bu sayı 20 olarak artırılmıştır.

Atatürk Kültür Merkezimiz, Yüksek Kurumumuzun dördüncü icracı kuruluşudur. Bu kuruluşumuz farklı disiplinlere mensup bilim insanlarını bir araya getirmek suretiyle uluslararası birçok projeyi desteklemiştir. Genel okuyucuya da erişimi tamamlanan Türk masal külliyatı yaklaşık 6 bin masalı içermektedir. Bu proje, cep telefonlarıyla da farklı dillerde dinlenebilmekte, çocuklarımız ve geleceğimiz için büyük bir envanteri içinde barındırmaktadır, görme engelli kardeşlerimizin de Braille alfabesiyle takip edebildiği bir projedir. İkinci önemli proje ise Türk devlet ve düşünce hayatına yön veren şahsiyetlerin kısa yaşam öyküleri serisi ve çevirisi projesidir ve bu proje birçok dilde yayımlanmıştır, ilerleyen yıllarda Türk kültürünün önemli şahsiyetleriyle proje gelişerek devam edecektir.

Türk devletinin kültür temellerini oluşturan, bizzat cumhuriyetimizin banisi Gazi Paşa tarafından bağışla kurulan güzide kurumlarımız milletimizin gelecek tasavvurunda ve muasır medeniyet iddiasında en müstesna bir yere sahiptir, korunup desteklenmelidir. Bu çerçevede, Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu özellikle alanında akademisyen olacak talebeleri yetiştirme konusunda her geçen gün desteklerini artırmakta, Türk Devletleri Teşkilatıyla bilimsel çalışma alanını geliştirmektedir. Bu çerçevede, ortak projeler geliştirme ve ortak kültürümüze beraberce katkı sağlama faaliyetini devam ettirme azmi desteklenmeye layıktır. Bilim kurullarına Türk devletlerinden akademisyenler alarak zenginleştirmek, dünyaca ünlü Türkolog ve tarihçileri ülkemizde hem kurullarda hem üniversitemizde ağırlamak katkıyı artıracaktır. Türk kültürünü araştırma ve geliştirme amacı olan bu kurumlarımızın bağımsız işleyişine dokunmadan, bağlı olduğu Yüksek Kurumumuzun yönlendirmesiyle birbirini tamamlayan bilimsel faaliyetleri olarak düşünmek gerekir.

Bizler dünyadaki Türkoloji çalışmalarının, özellikle 1800’lü yılların ikinci yarısında Macaristan, Almanya ve Rusya’da başladığını biliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinde de Osmanlı Devleti’nden gelen büyük bir müktesebatla Türk kültürü ve tarihine ait önemli çalışmalar yapılmıştır. Bu sahada dünyaya örnek olmuş birçok âlime de sahibiz. Türkoloji ve özelde umumi Türk tarihi binlerce yıl geçmişe sahip milletimizin tecrübesini gelecek yıllara aktarmada en önemli bilim alanlarıdır. Tarihin önemli devirlerinde kesintisiz devletle varlığını tescil etmiş Türk milleti; devlet, millet ve vatan telakkisinde kendine has idari misyonuyla diğer milletlerden farkını her devirde göstermiştir. Doğu'da Büyük Okyanus ve Moğolistan bozkırlarından başlayarak Sibirya, oradan Kafkas ötesi ve Doğu Avrupa, aşağıda Hazar ile Aral arasından İran, Anadolu, Irak, Suriye ve oradan aşağıya Mısır ve Kuzey Afrika’da kurduğu müesseselerle Avrupalı tarihçilere “Türkler olmasaydı tarihin önemli bir kısmı olmazdı.” dedirtmiştir. İşte, devasa ve mükemmel işleyen idare sistemini, gelecekteki biz torunları cumhuriyetimizin bize bahşettiği ve bugün bütçesini görüştüğümüz güzide kurumlarımızla öğreniyor ve geleceğe aktarıyoruz. Bu tarihî seyir içinde yaşanılan tecrübeler, kazanılan bedii ve literatür zenginliğimiz, yaşamımızın her alanını kuşatan bilgilerimiz gelecekte başarılı olmamızdaki en kıymetli hazinelerimizdir.

Yine, bu geniş coğrafyada birbirini tamamlayan kavimlerin dilleri ve kültürleri de bizlere zenginlik kazandıran, bizden olan şuur ve vicdanımızdır Anadolu ve Rumeli’de kurulan yeni cumhuriyetimiz, işte, dünyanın yarısına denk kurduğumuz devletlerden gelen tecrübe ve mirasa sahiptir. Bu yönüyle benzersiz ve emsalsiz bir mücevherdir. Benim tabirimle, herkesin sığınağı olan vakıf devlettir. Lisan-ı Türki’si bütün kavimlerin bedihi ve estetik zevkini içinde barındırır ve bu lisan, geçmişi binlere dayanan devlet dilidir. Bu denli devletlerde ırki, kavmî ve Batı sosyolojilerinin coğrafi tanımlamalarına hacet yoktur ve zaten tanımlama da yetersiz kalır. İşte, sadece bukleler  hâlinde burada ifade edebildiğim bu hazine, geçmişimiz ancak bilimsel kurum ve kuruluşlarla ortaya konabilir ve dünya medeniyetine katkı sağlayabilir. Ancak bu çalışmaların devamlı olabilmesi ve dünya kültürü ve tarihine katkı verebilmesi için kurulan bu müesseselerimizin hassaten korunması ve desteklenmesiyle mümkün olabilir.

Editör: Haber Merkezi