Politika

MHP'li Özdemir: Türk milletinin değerleri korunmalıdır

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, medyanın özgürlükler ve güvenlik dengesi arasındaki en hassas alanların başında geldiğini söyledi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, TBMM Genel Kurulunda Kültür ve Turizm Bakanlığının 2024 yılı bütçesi üzerinde konuştu.

MHP'li Özdemir'in açıklaması şu şekilde; 

Medya sahip olduğu potansiyelle faaliyet gösterdiği sahalarda tüm insanların bilgi ve haber edinmelerine olanak sağlayan en önemli araçların başında gelmektedir. İnsanlara sunulan görüntü, yorum ve olayların işleniş tarzı ise aynı kapsama giren gelişmelerle ilgili yaygın kanaatin oluşmasına olanak sağlayan, son derece mühim bir unsurdur. Eski çağlarda toplumsal olaylar ve söylemler, kamuoyunu etkileme potansiyeline sahip figürler üzerinden şekillendirilen medya anlayışı zaman içerisinde önce yazılı ve basılı hâl almış, ardındansa sesli ve görüntülü faaliyet yürütme imkânına kavuşmuştur. Gelinen aşamadaysa sadece bilgi ve haber edinmenin değil, kamuoyu oluşturma ve bireysel kanaatlerin etkilenmesi hususunda da medyanın sahip olduğu potansiyelin herkes farkındadır. Yalan, yanıltma, çarpıtma, amacı dışına çıkarma gibi çok geniş bir sahada bireysel ve toplumsal yapıyı yönetme ve yönlendirme imkânları da dikkate alındığında medyanın özgürlükler ve güvenlik dengesi arasındaki en hassas alanların başında geldiği gerçeği karşımıza çıkmaktadır. Millî güvenlik, millî birlik ve beraberlik, toplumsal huzur, ahlak ve ahenk konuları göz önünde bulundurulduğundaysa medyanın kontrolsüz bir mecra olamayacağı, bağlayıcı hukuki hükümlerle denetlenmesi zorunluluğunun ne derecede önemli olduğu gerçeği açıkça anlaşılmaktadır. Her ne kadar basın meslek ve ahlak ilkeleri olarak sunulan bazı değerlere uygun davranılacağına dair her medya kuruluşu kamuoyuna taahhütlerde bulunsa da hedef ülke toplumunu yanıltma ve yönlendirme amacı taşıyan diğer tarafların varlığı dikkate alındığında medyanın denetlenmesi hususu meşru bir hak olarak görülmeli ve değerlendirilmelidir. Ülkemizde de ilgili kanunlar uyarınca bu görevi Radyo ve Televizyon Üst Kurulu sürdürmekte, Kurulun üye yapısıyla çalışma alanları Meclisimiz tarafından tayin edilmektedir. Bu şartlarda RTÜK, üstlendiği kanuni vazife ve icra ettiği faaliyetlerle toplumsal huzurumuzun korunmasının yanında millî güvenliğimizin tesisinde de önemli kurumlarımızın başında gelmektedir.

Günümüzde yayıncılık anlamında faaliyet gösteren kanal ve grupların gerek mecra gerekse sayılarındaki artış RTÜK'ün faaliyet ve kararlarını daha önemli hâle getirmektedir. Zaman zaman gerçekleştirilen suçu ve suçluyu meşru gösteren yalan ve iftira yüklü yayınlarla kamuoyunu yönlendirmeyi amaç ve alışkanlık edinen, Türk aile yapısını hedef alan ve sapkın akımlara yol açan yayıncılık faaliyetleri karşısında daha hassas olunmalı, Türk milletinin değerleri korunmalıdır. Temenni ve beklentimiz, RTÜK'ün sorumluluk sahasına giren konulardaki irade ve kararlılığının sarsılmaz şekilde devam edebilmesidir. Bunun yanı sıra, yine, RTÜK'ün sorumluluk alanı içerisinde bulunan IP televizyonlar olarak kategorize edilen mecralardaki yerel, bölgesel ve ulusal yayınların denetimlerinin de sıklıkla ve hassasiyetle gerçekleştirilmesi gerekir. Zira sosyal medya üzerinden yayılan her türlü yalan ve iftira yüklü propagandalar ve dezenformasyonlar dikkat edilirse bahse konu olan mecralardan çıktıktan sonra kamuoyuna servis edilmektedir. IP televizyonların karasal ve uydu üzerinden yayın yapan kuruluşlar gibi şeffaf ve titiz şekilde denetlenmesi üzerinde sergilenecek hassasiyet, yerel medyada yaşanan rekabet konusunda da önem arz etmektedir. Haksız rekabet koşullarının ortadan kaldırılması öncelikle internet televizyonlarının daha denetlenebilir hâle gelmesinden geçmektedir. Diğer yandan, ulusal çapta yayın yapan pek çok haber kanalında süregelen bazı yayınlara bakıldığındaysa, özellikle siyasi camia ve devlet adamlarıyla beraber resmî kurumlarımıza yönelik çok sayıda isnatta bulunulduğu görülmektedir. Bu çerçevede RTÜK, Adalet Bakanlığıyla eş güdüm hâlinde bir mekanizmayı hayata geçirmeli, böylelikle bahse konu olan yorum ve iddiaları televizyon ekranlarından sunan isimlerin tamamı adli merciler tarafından vakit kaybetmeksizin davet edilmeli, bu beyanların gerçekliği araştırılmalı, şayet doğru değilse anında işleme tabi tutulmaktadır. Yayın kuruluşlarının bu anlamdaki sorumluluklarını da yerine getirmeleri elbette ki büyük öneme sahiptir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu yönde verilecek samimi gayretlerin tamamen arkasında olduğumuzu belirterek RTÜK’ün çalışmalarında kendilerine başarılar diliyoruz.

{ "vars": { "account": "G-E1EN649QR9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }