MHP Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy, TBMM Genel Kurulunda, Sağlık Bakanlığı, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı bütçeleri üzerinde konuştu.

MHP'li Ersoy'un açıklaması şu şekilde;

Ülkemiz kapsamlı bir sağlık ve sosyal güvenlik sistemine sahip olması nedeniyle önemli bir hizmeti vatandaşlarımızla buluşturmaktadır. Sağlık hizmetlerinin erişilebilir olması ve kaliteli bir hizmetin sunuluyor olması hayati önemdedir. Vatandaşlarımıza verilen sağlık hizmetlerinin kesintisiz olarak devamı, sunulan imkânların geliştirilmesi, günümüz bilim ve teknoloji şartlarına göre güncellenmesi, uluslararası alanda rekabet edebilmesi gerekmektedir. Vatandaşlarımıza sunulan bu imkânlarla ilaç ve sağlık harcamalarındaki artış kişilerin sağlık durumlarına da olumlu etki etmiş, bununla beraber gereksiz ilaç kullanımının önüne geçilmesi de önemli hâle gelmiştir. Sağlık hizmetlerinin geliştirilmesinin sağlık çalışanlarımıza verilen önem ve değerle yakından ilişkili olduğuna, onların sorunlarının çözümüyle doğru orantılı olduğuna inanmaktayız.

Dünya Sağlık Örgütü ve çeşitli kaynaklardan elde edilen verilere göre dünyada 5 trilyon dolarlık bir sağlık turizmi hareketliliği vardır. 2023 yılında toplam 1,4 milyon kişi sağlık hizmeti almak için ülkemize gelmiş ve 2,3 milyar dolar gelir elde edilmiştir. Ülkemizin sağlıktan elde edeceği payın finansman olarak şöyle bir önemi vardır. Normalde 10 liralık bir malı ihraç etmek için 7,5 liralık bir ithalat yapmak gerekiyor. Buna karşılık sağlık turizmiyle verilen 10 liralık bir hizmette sadece 2 liralık bir gider söz konusudur. Buradaki kazanç 8 liradır. Sağlık turizminin ülkemize olan katma değeri ise yüzde 80'dir. Ülkemizin ekonomisine büyük katkısı olan sağlık turizminde tabiri caizse merdiven altı uygulamaların artması ve yaşanan olumsuz durumlar sektörün büyümesine engel olmaktadır. Yurt dışından gelen hastalar bu olumsuzluklardan büyük oranda etkilenmekte, yaşadıkları bu olumsuzluklar kendi ülkelerinde sıklıkla dile getirilmekte ve ülkemizin sağlık turizmine büyük zarar vermektedir. Ülkemiz adına büyük ekonomik katkı sağlayan bu sektörün genişlemesine engel olmamak adına verilen denetimlerin ve cezaların artırılmasına yönelik çalışmaların yapılması gerektiğine de dikkat çekmek istiyorum.

MHP Çorum heyeti Bakan Kurum'u ziyaret etti MHP Çorum heyeti Bakan Kurum'u ziyaret etti

Sosyal devlet olma hedefinde sağlıkta uygulanan desteklerin ne yazık ki son günlerde kötüye kullanılmasıyla vicdanları sızlatan olaylara neden olması toplum olarak hepimizi derinden üzmüştür. Özellikle geçtiğimiz günlerde bazı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerinde yaşanan olaylar nedeniyle Meclisimiz duruma kayıtsız kalmamış ve tüm partilerin oy birliğiyle araştırma komisyonu kurulmasına vesile olunmuştur. Bu araştırma komisyonuyla gereken tüm incelemelerin yapılıp bu suistimallerin önüne geçmek en büyük isteğimizdir.

Özellikle pandemi döneminde ve deprem bölgesinde doktorların ve sağlık çalışanlarının kendi hayatlarını tehlikeye atarak hastaları sahiplenmesini büyük bir minnetle izlemişken ve bu kutsal görevi büyük bir özveriyle yerine getirdiklerine tanık olmuşken böyle vicdansızca bir olayın yaşanması, tarihin en acımasız insanlık dramından biri olarak yerini almıştır. Sadece para için yenidoğan bebekleri yoğun bakımda tutup ölümlerine neden olan bu katil çetesi toplumumuza ve sağlık camiasının onuruna büyük zarar vermişlerdir. Mahkemeye intikal eden bu davanın en kısa zamanda sonuçlanarak en ağır cezaların verilmesini diliyoruz.

Daha önce dile getirdiğimiz ve yapılan çalışmalara destek verdiğimizi belirttiğimiz, ülkemizde 18 yaş altı 30 bin civarında Tip 1 diyabetli çocuğumuzu ilgilendiren sensörlü şeker ölçüm cihazlarının geri ödeme kapsamına alınması haberini hastalarımızla birlikte sabırsızlıkla beklemekteydik. Nihayet Cumhurbaşkanımız pazartesi günü müjdeyi vererek, 18 yaş altındaki Tip 1 diyabet hastası evlatlarımız için sensörlü cilt altı glikoz izlem cihazlarının Sosyal Güvenlik Kurumumuz tarafından geri ödeme kapsamına alındığını duyurdu. Buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Bakanımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Evlatlarımıza acil şifalar, ailelerine de hayırlı olsun dileklerimi iletiyorum.

Açıklanan son verilere baktığımızda, Türkiye ilaç ihracatı 2024 yılı Ocak ayında 2023 yılı Ocak ayına göre yüzde 40,81 oranında artmış ve 193 milyon dolara ulaşmıştır. Türkiye ilaç ithalatı ise bir önceki yılın ocak ayı rakamıyla karşılaştırıldığında yüzde 12,60 oranında azalmış ve 366 milyon dolar olarak açıklanmıştır. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun "İlaçta Yerli Sanayi" başlığında yer aldığı gibi, Türkiye'nin küresel ölçekte ilaç, AR-GE ve üretim merkezi olması ilaç ve tıbbi cihaz alanında rekabetçi bir konuma ulaşması açısından önem arz etmektedir.

Savunma sanayisindeki millî ve özgün bakış açısıyla uygulanan yeni teşebbüsleri teşvik etmek, ihtiyaçlara göre yönlendirmek, yabancı sermaye ve teknoloji katkısı imkânlarını araştırmak ve bu konudaki devlet katılımının planlanması ilkesinin sağlık sektöründe de uygulanması ülkemize sağlayacağı katma değer açısından büyük önem arz etmektedir.

Küreselleşen dünyada özellikle zoonotik yani hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar gittikçe artmakta ve bu hastalıkların kontrol altına alınması da günden güne zorlaşmaktadır. Zoonotik hastalıkların toplum sağlığı üzerindeki etkilerini azaltmak ve yayılışını kontrol altına almak için doktor ve veteriner hekim gibi farklı meslek dallarından bilim insanlarının birlikte çalışması gerekmektedir. Tek sağlık kavramı, zoonotik hastalıklar başta olmak üzere, bulaşıcı hastalıklarla mücadelede insanların, hayvanların ve çevrenin bir bütün olarak ele alındığı tek bir sağlık yaklaşımını ifade etmektedir. Batı Nil virüsü, ebola hemorajik ateşi, sars, maymun çiçeği, deli dana hastalığı ve kuş gribi gibi hayvandan insana geçen hastalıkların salgınları bize insan ve hayvan sağlığının birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğunu hatırlatıyor. Tür kaybı, habitat bozulması, kirlilik, istilacı yabancı türler ve küresel iklim değişikliği gibi olaylar gezegenimizdeki yaşamı karasal vahşi doğadan ve okyanusun derinliklerinden en yoğun nüfuslu şehirlere kadar kökten değiştiriyor. Bulaşıcı hastalıkların artışı yalnızca insanları, onların gıda kaynaklarını ve ekonomilerini değil, aynı zamanda dünyamızın canlı altyapısını destekleyen, kritik derecede ihtiyaç duyulan, biyolojik çeşitliliği oluşturan fauna ve florayı da tehdit ediyor. İnsanlığın çevre yönetiminin ciddiyeti ve etkinliği gelecekteki sağlığımız için hiç bu kadar açık bir şekilde bağlantılı olmamıştı diyebiliriz.

21'inci yüzyılın hastalık savaşlarını kazanmak ve gelecek nesiller için dünyanın biyolojik bütünlüğünü güvence altına almak, hastalıkların önlenmesi, gözetimi, izlenmesi, kontrolü ve azaltılması ile daha genel olarak çevrenin korunmasına yönelik disiplinler arası ve sektörler arası yaklaşımlar gerekir. Dünyada sağlık için global anlamda verilmesi gereken mücadelenin önemini biliyoruz ancak sağlıkta millî politikaların izlenmesinin ülkemiz adına önemli olduğuna da dikkat çekmek istiyorum. Güçlü bir sağlık sisteminin ise sizin de bildiğiniz gibi, iyi yetişmiş, konusunda uzman, etik değerleri özümsemiş sağlık çalışanlarıyla oluşturulacağı unutulmamalıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak, beyannamemizde yer aldığı gibi, hayatı anlamlı ve değerli kılan bir sağlık sisteminin tesis edilmesi için çalışmalarımızın devam edeceğini bildirir, Sağlık Bakanlığımızın 2025 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diler, yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.

Editör: Haber Merkezi