MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, TBMM Genel Kurulunda, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
MHP'li Bülbül'ün açıklaması şu şekilde;
Ülkemizin millî ve yerli savunma sanayisinin güçlenmesi için son yıllarda atılan başarılı adımlar neticesinde bu alanda millîlik ve yerlilik oranı yüzde 80 seviyesinin üzerine çıkmış, ülkemizin dosta güven, düşmana korku veren caydırıcı kapasitesi giderek artmıştır. Bölgemizde ve dünyada rekabet gücümüzün arttığı, ihracat potansiyelimizin yükseldiği ve her türlü yaptırıma rağmen kendi kendine yetebilen bir ülke olarak savunma sanayisi alanında yapılan büyük işleri kararlılıkla destekliyor ve bunlarla gurur duyuyoruz.
İsmi bizler açısından ayrı bir hoşnutluk ve bahtiyarlık vesilesi olan ülkemizin ilk yerli ve millî muharip uçağı olma özelliğine sahip olan KAAN bugün sabah saatlerinde ülkemizin semaları ile buluşmuş ve ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirmiştir. Cumhur İttifakı'nın ortaya koymuş olduğu siyasi iradeyle beraber bu başarının da neticelenmiş olmasından, ortaya çıkmış olmasından ve bu tarihî ana şahitlik etmekten büyük bir gurur duyuyoruz. Ülkemiz üstün kabiliyetlere sahip olan Millî Muharip Uçak'ımız KAAN’la birlikte 5’inci nesil bir muharip uçağı üretebilecek altyapıya ve teknolojiye sahip olan sınırlı sayıdaki ülkeler arasına girmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün “İstikbal göklerdedir.” ifadesini şiar edinerek mavi göklerde Türk’ün imzasını atan idari, askerî ve teknik personelimizi ve tüm kahramanlarımızı kutluyoruz. Millî Muharip Uçağımız KAAN’ın üretiminden uçuş aşamasına kadar başta Türk Havacılık ve Uzay Sanayii TUSAŞ olmak üzere emeği geçen bütün paydaşları, bütün kurumları ayrı ayrı tebrik ediyoruz.
İsrail'in 7 Ekimden itibaren Filistin'e yönelik başlattığı insanlık dışı saldırılar neticesinde şimdiye kadar 29 bini aşkın Filistinli kardeşimiz katledilmiş, 69 binden fazla kişi de yaralanmıştır. İsrail'in hukuk, ahlak ve insani değerleri ayaklar altına alan saldırılarının yanı sıra Filistinliler'in temel insani ihtiyaçlara erişimi dahi engellenmektedir. Birleşmiş Milletler tarafından İsrail'in saldırılarının ardından 2 milyona yakın Filistinli'nin yerinden edildiği ifade edilmiştir. İsrail tarafından Gazze'ye uygulanan abluka ve ambargo sebebiyle Birleşmiş Milletler yetkilileri tarafından çocuk yaşlı demeden bölgedeki tüm Filistinliler'in açlık ve kıtlık durumuyla karşı karşıya oldukları rapor edilmiştir. Yine, Birleşmiş Milletler raportörleri tarafından geçtiğimiz günlerde bir yazılı açıklama yapılmış ve İsrail güçlerinin Filistinli kadınlara, kızlara, çocuklara yönelik keyfî gözaltılarında rapor edilen tecavüz vakalarından ve cinsel saldırı tehditlerinden ciddi endişe duydukları ifade edilmiştir.
Daha önce Uluslararası Af Örgütü tarafından İsrail'in Gazze'de sivillere karşı uluslararası hukuka göre suç teşkil eden beyaz fosforlu bomba kullandığına dair kanıtlar yayınlanmıştı. Dünyanın gözü önünde İsrail'in birden fazla insanlık suçunu bir arada işlediği gerekçesi ve bu suçun bir an evvel sona erdirilmesi maksadıyla Uluslararası Adalet Divanında İsrail hakkında açılmış olan dava 26 Ocak 2024 tarihinde görülmüş ve ara kararı verilmiş, İsrail'e bu hususta raporunu sunmak üzere bir aylık süre verilmiştir. Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'in Gazze'deki sivilleri öldürme, saldırı ve yıkımla ilgili her türlü eylemden kaçınması ve soykırımı önlemek için tüm tedbirleri almasına da hükmetmiştir. Yine, mahkeme tarafından Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nde yer alan yükümlülüklerin bazılarını ihlal ettiğine ilişkin iddiaların makul seviyede ispatlandığına hükmetmiş ve yargılamaya esastan devam edilmesine karar vermiştir. Türkiye, Uluslararası Adalet Divanında devam eden bu yargılamalar kapsamında 26 Şubat 2024 tarihinde mahkeme huzurunda İsrail'in işlediği suçlar hakkında beyanda bulunacaktır. Yaşanan bu somut ve hukuki gelişmelere rağmen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Filistin-İsrail Savaşı’yla ilgili karar taslağı ABD tarafından geçtiğimiz gün bir defa daha veto edilmiş. ABD bir kere daha acil insani ateşkes talebini engelleyerek İsrail'in insanlık dışı saldırılarının durdurulmasına engel olmuştur.
ABD ve diğer başka ülkelerin İsrail'in insanlık dışı suçlarına, soykırım suçlarına ortak olacak nitelikteki karar ve faaliyetleri şüphesiz tarih ve insanlığın hafızasında yerini almış ve lanetlenmiştir. Zulmün karşısında tarafımız mazlumdan yanadır. Tarih, zalimlerin ilanihaye kahrolduğu gerçekleriyle doludur. İnsanlığın vicdanında hüküm giyen zalim İsrail ve iş birlikçileri adaletin karşısında hesap vermekten kaçamayacaklardır diyor, saygılar sunuyorum.