MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, TBMM Genel Kurulunda, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

MHP Genel Sekreter Yardımcısı Osmanağaoğlu'ndan Fırat Yılmaz Çakıroğlu için anma mesajı MHP Genel Sekreter Yardımcısı Osmanağaoğlu'ndan Fırat Yılmaz Çakıroğlu için anma mesajı

MHP'li Akçay'ın açıklamaları şu şekilde;

17 Şubat 2016'da, Ankara Merasim Sokak'ta, terör örgütü PKK'nın saldırısıyla 29 vatandaşımız şehit olmuş ve 75 vatandaşımız yaralanmıştı. Bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza şifalar ve sağlıklar diliyoruz ve inşallah "terörsüz Türkiye" hedefine de ulaşacağımıza yürekten inanıyoruz.

Ülkemizde çok partili, demokratik siyasi hayat da hukuk da kendi kurum ve kurallarıyla, kendi mecrasında işlemektedir. Bu işleyiş millî iradenin tecellisiyle inşa olur. Her sivil toplum kuruluşunun ve her vatandaşın düşünce ve görüş açıklama hakkı vardır ancak millî irade dışında hiçbir unsurun demokratik işleyişte hukuk düzenini dizayn etmeye çalışması tüm demokrasiye inananların karşı çıkması gereken bir durum ve tutumdur.

Ne yazık ki TÜSİAD yöneticilerinin son açıklamalarına geçmiş müktesebatları doğrultusunda bir yenisi daha eklenmiştir. 1970'li yıllarda gazetelere ilanlar vererek meşru hükûmeti devirmeye çalışmaları hafızalarımızda hâlen tazeliğini korumaktadır. Yapılan açıklamalarda Türkiye'nin hukuk sistemi ve siyaset kurumuna yönelik eleştirilerin ötesine geçerek siyaseti ve yargıyı baskı altına alma çabasına girişilmiştir.

TÜSİAD sivil toplum kuruluşu olmaktan ziyade âdeta komitacılık yapmaktadır. Demokrasi bir kurallar rejimidir ve en temel şiarı da şudur: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, millî iradenin üzerinde hiçbir kurum, kuruluş veya çıkar grubunun baskısı veya vesayeti kabul edilemez. Bu yöneticiler, millî egemenliğe ve millî iradeye saygı duymayı bir kenara bırakın darbeci zihniyetin yapımcılığını üstlendiği bir senaryo yazmaya teşebbüs etmişlerdir. 

Bu vesayetçi eğilimler yeni değildir. 1971 yılında kurulduğundan bu yana siyaseti yönlendirme gayretleri, millet iradesini sorgulamaya ve zedelemeye yönelik bir strateji izleyen TÜSİAD'ın hükûmetlere doğrudan meydan okuduğu ve gazete ilanlarıyla ve gazete manşetleriyle kamuoyunu etkilemeye çalıştığı ve dahi darbe şakşakçılığı yaptığı karanlık dönemler hâlen hafızalarımızdadır: 1979'un Mayıs ve Haziran aylarında mevcut hükûmete yönelik yayımladığı gazete ilanlarıyla hükûmetin yıkılmasına ve 12 Eylül 1980 darbesine giden sürecin taşlarını döşediler. İzleyen yıllarda hükûmetleri ekonomik operasyonlarla etki altına almaya çalıştılar. 1990'ların başından itibaren bu baskı yalnızca ekonomik eleştirilerle değil, aynı zamanda siyasi gayretlerle de sürdü. İktidarlar sermaye gruplarının siyasi telkin ve tehditlerine göre pozisyon almaya zorlandı. 28 Şubat 1997 darbesinin zeminini hazırlayanlar da yine bunun etkisi altında kalan kişi ve gruplardı.

Türkiye ekonomisinde yabancı dayatmaların da yılmaz savunucusu oldular. Güçlü ve bağımsız bir ekonomi için milletin gücüne değil, IMF reçetelerine inandılar.

Hukuk sistemi üzerinden yapılan eleştiriler, adaletin güçlenmesi adına yapıcı bir katkı sunmaktan ziyade Türkiye'nin uluslararası alandaki itibarını zedelemeye yönelik bir algı operasyonudur. Millî iradeyle şekillenmiş bir hukuk sistemi dışarıdan ya da içeriden gelen hiçbir vesayet girişimine boyun eğmeyecektir.

Türkiye'nin demokratik siyasetini şekillendirme çabası kabul edilemez bir tutumdur. Siyaset, siyaset kurumlarıyla ve millet iradesiyle yapılır ve bu irade hiçbir sermaye grubunun ya da çıkar çevresinin tahakkümüne boyun eğmez.

Dış tazyiklerle ve dış telkinlerle değil milletin gerçekleriyle ve millî irademizle millî güvenliğimizin hassasiyetlerine de saygı duyulmalıdır. Bu durum paradan daha önemli olan bir haysiyet meselesidir. Suriye için, Gazze için, Filistin için tek bir cümle kurmazlar, terörsüz Türkiye hedefi için tek bir cümleleri yoktur. Tavsiyemiz, milletimizin iradesine saygı duymayı öğrenmeleri ve asli görev alanı olan ekonomi ve iş dünyasıyla ilgili meselelerde yapıcı çözüm üretmeleri ve bununla öne çıkmalarıdır.

Millî irade her türlü vesayeti reddedecek kadar güçlüdür. Türkiye çok partili demokrasiye sahip bir hukuk ülkesidir, herkese siyaset yolu açıktır. Kendilerine güveniyorlarsa bir TÜSİAD partisi kurup milletin huzuruna da çıkabilirler.

Editör: Haber Merkezi