Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Borrell'in, Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te 6 Kasım'da düzenlenen TDT Devlet Başkanları Konseyi 11. Zirvesi'ne KKTC'nin katılımı sağlanarak meşrulaştırılmaya çalışıldığı yönündeki beyanları hatırlatıldı.
Açıklamada, AB, Rum tarafının sözcülüğünü yapmaktan ve yanlı tutumundan vazgeçmeye davet edildi.
Borrell'in açıklaması ile AB'nin Kıbrıs konusunda tarafsız olmayacağını bir kez daha teyit ettiğine dikkat çekilen açıklamada, "Avrupa Birliği, özgür iradesini iki devletli çözümden yana kullanan Kıbrıs Türk tarafı ve halkına yönelik bedel ödetme, baskı yapma ve her alanda haklarını kısıtlama politikasına son vermelidir." ifadesi kullanıldı.
AB'nin bir an önce Ada'daki gerçekleri görmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, Borrell'in tavrının, KKTC'nin yeni vizyonunun (iki devletli siyaset) zemin bulmasından duyulan hazımsızlığının tezahürü olarak değerlendirildi.
Açıklamada, AB'nin tutumunun Ada'da varlığını sürdüren KKTC gerçeğini değiştirmeyeceğinin altı çizilerek, şunlar kaydedildi:
"AB'nin, TDT üyeleri üzerinde baskı kurmaya çalışması büyük bir hadsizliktir. Kıbrıs Türk halkının, Ada'nın geleceği üzerinde en az Rum tarafı kadar söz sahibi olduğu gerçeğini göz ardı etmeye devam eden AB'ye, Rum tarafını daha da şımartmaktan başka bir amaca hizmet etmeyen bu tutumuna son verme çağrımızı bir kez daha yineliyoruz. Bu tür girişimler, hedeflediği neticelerin aksine, mücadelemizin ne kadar haklı olduğunu göstermekte ve haklı davamızı her platformda savunma azmimizi pekiştirmektedir."