Kamuoyunda "yüksek karlı gizli fon" adıyla bilinen dolandırıcılık davasında müşteki Mert Zeydanlı'nın suç duyurusunda bulunması üzerine hazırlanan yeni iddianame, İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ana dava dosyasıyla birleştirildi.

İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2'si tutuklu 7 sanık hakkında açılan davanın ilk duruşmasının görülmesinin ardından müşteki Mert Zeydanlı'nın da şikayeti üzerine yeni iddianame hazırlandı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca birleştirme talepli hazırlanan iddianamede, müşteki Bülent Çeviker'in sanık Seçil Erzan'a, kişisel güven ilişkisine dayalı ''yüksek kar getirisi'' vaadinde bulunması sonucu 2 milyon dolarını teslim ettiği ancak bir süre sonra Çeviker'in ve Denizbank'ın Erzan'a ulaşamaması üzerine bankanın 7 Nisan'da savcılığa şikayette bulunduğu kaydedildi.

İddianamede, iş insanı müşteki Mert Zeydanlı'nın da ''yüksek kar'' vaadiyle dolandırıldığı belirtilerek, Zeydanlı'nın ifadelerine yer verildi.

Zeydanlı, ifadesinde, bankanın özel bankacılık şubesinde hesapları bulunduğunu ve sanık Erzan'la tanışıklıkları olduğunu belirterek, 30 Ocak'ta bankaya işlemleri için gittiğinde Erzan'ın kendisini odasına çağırıp, "Para kazanmak eskisi gibi değil, kolaylaştı. Bütün iş adamları özel fon hesapları açtırmakta veya açılan hesaba dahil olmakta." sözleriyle özel fona para yatırmak için ikna etmeye çalıştığını kaydetti.

Müşteki Zeydanlı, sanığın kendisine Fatih Terim'in özel fonuna 2 milyon dolar yatırırsa 45 gün sonra yüzde 20 kar alacağını, ancak bu bilginin gizli olduğunu söylediğini aktararak, bu durumdan şüphelenmesi üzerine sanığın, ''bu tür finansal araçların riskli olmayan çok karlı araçlar olduğunu, Fatih Terim’i herkesin tanıdığını, Türkiye’de bilinen ve güvenilir birisi olduğunu, bu fona sadece Fatih Terim’in ve Terim üzerinden ailesinin para yatırabildiğini'' söyleyip, kendisini ikna etmek için uzun bir konuşma yaptığını anlattı.

Erzan'ın, Nur Erkasap'ın eşi Müfit Erkasap'ın Fatih Terim'in uzun yıllar asistan koçluğunu yaptığını, kendisini Nur Erkasap ile görüştürebileceğini söylediğini ifade eden Zeydanlı, yanında bulunan 1 milyon 525 bin doları sanığa verdiğini söyledi.

Zeydanlı, bu görüşme sırasında Nur Erkasap'ı ertesi gün sanığın odasında toplantı saati belirlemek üzere aradığını ve ertesi gün de Erzan'ın odasında Erkasap'ın da bulunduğu sırada 1 milyon 525 bin dolar daha verdiğini aktararak, şunları kaydetti:

"Seçil Erzan da bu paranın Fatih Terim fonuna bankanın nakit yönetim merkezinden yatırılacağını ve kendisinin oraya götürmesi gerektiğini söyledi. Ama çanta çok ağırdı. Bu sebeple arabaya kadar benim taşımamı istedi. Ben de Seçil Erzan’ın gösterdiği arabaya götürdüm ve koydum. Yanımızda Nur Erkasap da vardı. Bu sırada beni şubeye aracı ile getiren Bige Vardar para dolu çantanın arabaya konulma anına şahit olmuştur. Yatırmam gereken para toplam 2 milyon 25 bin dolar olduğundan Seçil ertesi gün beni aradı. 500 bin dolar daha vererek kalanı tamamlarsam bu sefer Fatih Terim fonundan bana yüzde 35 kar payı ayarlayabileceğini, bu durumda sadece vadenin 8 Mart değil, 9 Mart olacağını söyledi."

Erzan'ın bu isteği üzerine hesaplarından para bozdurduğunu, sanığın 1 Şubat'ta kendi iş yerine Erkasap'la gelerek parayı teslim aldığını anlatan Zeydanlı, sanığın yine yüksek kar vaadiyle kendisini ikna etmeye çalışarak kredi çekmesini veya Kur Korumalı Mevduat hesaplarını bozdurarak bu fona para yatırmasını tavsiye ettiğini, bunun üzerine banka bünyesindeki eurobondlarının bir kısmını satarak sanığa verdiğini kaydetti.

Erzan, Zeydanlı'yı fona ikna etmek için gazete kupürü göndermiş

Müşteki Zeydanlı, kendisini oyalamak adına Erzan'ın gazete kupürü göndererek yılda yüzde 2 binin üzerinde kar getiren fonun kendisinin para yatırdığı Fatih Terim fonu olduğuna dair mesajlar yolladığını anlatarak, "14 Şubat geldiğinde artık şirketimin ödemesi için paraya ihtiyacım vardı. 10 Şubat vadeli ödememi istedim müdür Seçil Erzan’dan, ısrarla sadece 400 bin dolar alabildim ve o gün o para ile şirketimin işini gördüm. Ancak bana para ödemiş olmanın yarattığı sahte güven duygusu ile benden tekrar 400 bin dolar istedi. Ancak o kadar nakit param yoktu. Müdür Seçil Erzan KKM hesaplarımı da bildiğinden, ısrarla o hesapları bozmamı istedi." ifadelerini kullandı.

Bu hesaptaki paralarını da bozdurarak 17 Şubat'ta 400 bin doları daha Erzan'a verdiğini, paranın durumunu sorduğunda ise Erzan'ın konuyu geçiştirdiğini anlatan Zeydanlı, kendisine vadedilen ödemenin yapılacağı gün olan 11 Nisan'da Erzan'a ulaşamaması üzerine Nur Erkasap'ı aramasıyla sanığın gözaltında olduğunu öğrendiğini, sanığa yaptığı ödemelere ilişkin belge ve dekont almadığını ifade etti.

"Bankanın markası yüzünden güvendim"

Zeydanlı, 11 Nisan'da bankanın Levent Büyükdere Şubesi'nde teftiş olduğunu öğrendiğini, Erzan'ın izinli olduğunun söylendiğini ve kendisinin Genel Müdürlüğe yönlendirildiğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bakan Yumaklı, TOBB üyelerine damızlık et işletmesi kurmaları çağrısında bulundu Bakan Yumaklı, TOBB üyelerine damızlık et işletmesi kurmaları çağrısında bulundu

"Genel Müdürlüğe gittiğimde beni kapıda karşıladılar, alt katlarda penceresiz bir odaya aldılar. Odaya bir süre sonra yaklaşık 3 kişi geldi. Benden olayı dinlediler ve aralarından biri olayı duyduktan sonra 'Kalkmam lazım.' dedi. Bahse konu görüşmelerde Çiftlik Bank ibaresini kullanıp kullanmadığımı hatırlamıyorum çünkü oraya gittiğimde panik ve travma halindeydim. Dolandırıldığımdan bahsetmeye çalışıyordum. Ben paramı yoldan geçen bir şahsa kaptırmadım, Denizbank Levent Büyükdere Şube Müdürü Seçil Erzan isimli şahıs tarafından dolandırıldım. Bankanın ön inceleme raporuna kesinlikle katılmıyorum. Denizbank görevlileri ile görüşme esnasında sorgu havasında benden açıklama yapmamı istediler. Ben Seçil Erzan isimli şahsa yaklaşık 2018'den bu yana aktif olarak bankacılık işlerimi yürüttüğüm Denizbank markası yüzünden güvendim. Şahsi olarak kendisine güvenerek ödeme yapmadım."

Sanığa 2 milyon 720 bin doları bankada elden teslim ettiğini kaydeden Zeydanlı, sanık Erzan başta olmak üzere sorumluluğu tespit edilecek kişilerden şikayetçi olduğunu söyledi.

İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesine birleştirme talepli gönderilen iddianamede sanık Erzan'ın, "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

İddianame üzerindeki incelemeyi tamamlayan mahkeme heyeti, hukuki irtibat bulunduğu gerekçesiyle ana dava dosyası ile bu dosyanın birleştirilmesine karar verdi.

İddianamede kamuoyunun yakından tanıdığı isimler yer alıyor

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ana iddianamede, sanık Seçil Erzan'ın bir bankanın Levent'teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker'den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.

İddianamede, müşteki Bülent Çeviker'e para karşılığında yazılı evrak verildiği ancak daha sonra Çeviker'in Erzan'a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunduğu ifade ediliyor.

Sanık Erzan'ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi bulunan güvenilir bir fon bulunduğunu ve yine kamuoyunda tanınan Fatih Terim, Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.

İddianamede, Erzan'ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturarak, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği anlatılıyor.

Sanık Seçil Erzan hakkında istenen ceza yükseldi

Sanık Erzan'ın "özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 66 yıldan 216 yıla kadar hapsi istenen ana iddianamenin ardından hazırlanan yeni iddianameyle Erzan hakkında istenen hapis cezası da yükseldi. Erzan'ın 69 yıldan 226 yıla kadar hapsi talep ediliyor.

İddianamede, sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün ise aynı suçlardan 3 yıl ile 65 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılması isteniyor.

İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesinin iddianameyi kabul etmesi üzerine 4'ü tutuklu 7 sanık 20 Kasım'da hakim karşısına çıkmıştı. Mahkeme heyeti, tutuklu 2 sanığın tahliyesine karar vererek, duruşmayı 12 Ocak 2024'e ertelemişti.

Kaynak: AA