İbn Haldun Üniversitesi Başakşehir Yerleşkesi'nde düzenlenen panelde konuşan KVKK Başkanı Faruk Bilir, kişisel verilerin korunmasına ilişkin yasal çerçevenin temelini oluşturan 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun, veri işleme faaliyetlerini hukuka uygun hale getirdiğini söyledi.
Kanunun, kişisel verileri işleyen şirket, kurum, kuruluşlara belirli yükümlülükler getirdiğini, kişilere de belli haklar tanıdığını aktaran Bilir, veri güvenliğinin de kanuna uyumun en önemli gereklerinden biri olduğunu ifade etti.
Bilir, "Kişisel verileri işleyenler, verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini önlemek, bu verilere hukuka aykırı olarak erişilmesini önlemek ve kişisel verilerin muhafazasını sağlamak amacıyla gerekli teknik ve idari tedbirleri almak zorundadırlar." diye konuştu.
Kişisel verilerin korunmasında yerli ve milli teknolojilerin kullanımına değinen Bilir, kişisel verilerin korunması ve veri güvenliğinin bugünün dünyasında ulusal güvenliğin bir parçası olarak kabul edildiğini kaydetti.
KVKK'nin bugüne dek gerçekleştirdiği çalışmalara ilişkin bilgiler veren Bilir, "2017 tarihinden günümüze kadar 48 bin 663 şikayet, ihbar ve başvurudan 47 bin 32'si sonuçlandırılmıştır. Yapılan incelemeler sonucunda 1 milyar 18 milyon 491 bin Türk lirası idari yaptırım uygulandı. Öte yandan 1657 veri ihlal bildirimi kuruma intikal etmiş, bu bildirimlerden 360'ı kamuoyuna duyurulmuştur." ifadelerini kullandı.
Bilir, 2024 yılında yapılan değişiklikle, kanunun, Avrupa Birliği standartlarıyla uyumlu hale gelmesinde önemli bir adım atıldığını belirterek, ayrıca yakın zamanda "ödeme ve elektronik para sektöründe kişisel verilerin korunmasına ilişkin iyi uygulamalar rehberi" ve "yapay zeka teknolojilerine akademik bakış" çalışmalarının da kamuoyuyla paylaşılacağını dile getirdi.
"Cezaların caydırıcı hale gelmesi gerekiyor"
İstanbul 2 Nolu Baro Başkanı Yasin Şamlı da kişisel verilerin yalnızca özel hayatın değil, aynı zamanda milli güvenliğin de konusu haline geldiğini vurgulayarak, "Kişisel veriler günümüzde o kadar önemli hale geldi ki bir milli güvenlik meselesi olarak da değerlendirmek mümkün." dedi.
Son dönemde kamuoyuna yansıyan bazı haberleri hatırlatan Şamlı, "Bir kamu kurumuna karşı yürütülen bir soruşturmada kişisel verilerin İstanbul'da hangi amaçlarla kullanılmak istendiği, en azından haberlerden gördüğümüz kadarıyla buna teşebbüs edildiği, hatta İstanbullularla da yetinemeyip bütün Türkiye'deki verilerin elde edilerek bir taraftan seçimler, bir taraftan başka amaçlar için kullanılması haberlerini maalesef dinlemiş olduk." ifadelerini kullandı.
Şamlı, verilerin yabancı unsurlarla paylaşılmasının doğrudan milli güvenlik tehdidi oluşturduğunu vurgulayarak, "Bu kadar önemli kişisel verilerin, milli güvenlik meselesi olacak verilerin yabancı unsurlara aktarılması noktasında cezaların kesinlikle caydırıcı olması ve güncellenmesi gerektiği kanaatindeyim." diye konuştu.
"Hızlı değişim güvenlik ve özgürlük eksenini etkiliyor"
İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Atilla Arkan da yapay zeka ve dijitalleşmenin getirdiği hızlı değişimin kişisel veri güvenliğine etkisini değerlendirdi.
"Özellikle internet ve yapay zekanın devreye girmesiyle beraber şu an yaşadığımız şey değişimin hızı" diyen Arkan, bu hızın bütün kurumları ve bugünün konusu olan kişisel verileri ciddi şekilde etkilediğini söyledi.
Dünyadaki uluslararası düzende yaşanan değişimlerin de kişisel veriler açısından güvenlik vurgusunu öne çıkardığını ifade eden Arkan, "Uluslararası düzen ciddi bir şekilde değişiyor. Bu aslında bizi gri, kaotik ve görünmez bir alana doğru götürüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Arkan, bu durumun kişisel verilerle ilgili Türkiye'nin ne kadar önemli bir mücadele içinde olması gerektiğini gösterdiğini dile getirdi.
Yapay zekanın sunduğu imkanlar kadar riskleri de bulunduğuna işaret eden Arkan, "Kişisel veriler, işte yine haberlerde gördüğümüz gibi kan grubunun tespit edilmesinden, mali haklarımızın elimizden alınmasına kadar dolandırıcılık yoluyla bir sürü suistimale açık bir hale gelmektedir." diye konuştu.