İsrail ordusu, askeri saldırılara başlamasıyla Filistinlilere yeniden göç etme talimatı vermeye ve "güvenli olduğunu" iddia ettiği bölgelere sürmeye başladı. Yayınlanan göç haritalarıyla kuzeydeki Beyt Hanun, güneydeki Huza ve Han Yunus'taki Abesan mahallelerindeki Filistinliler göçe zorlandı.

Kremlin: Rusya ile ABD uzmanları arasındaki müzakerelerin sonuçları analiz ediliyor Kremlin: Rusya ile ABD uzmanları arasındaki müzakerelerin sonuçları analiz ediliyor

Yeni göç dalgasıyla birlikte Beyt Hanun'da yerinden edilen ve gidecek yer bulamayan Filistinliler, yağmurdan ve rüzgardan korunmak için ünü tüm dünyaya yayılan ancak saldırılarda harabeye dönen Gazze İslam Üniversitesi'nin yıkılmak üzere olan binasına sığındı. İsrail'in sınır kapılarını kapatmasıyla kendini gösteren açlık tehlikesi sonucu da üniversitedeki eski kitaplar Filistinlilerin karınlarını doyurmak için yaktıkları ateşe odun oldu.

İlim yuvası sığınağa dönüştü

Beyt Hanun'dan göç ederek Gazze İslam Üniversitesi'ne sığınanlardan Mithat el-Afifi AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail'in soykırımın ilk aşamasında harabeye çevirdiği Beyt Hanun'dan ikinci defa çıkmak zorunda kaldıklarını söyledi.

"Beyt Hanun'da molozları kaldırmaya ve başımızı sokacak bir yer yapmaya çalışıyorduk ki yeniden orayı terk etmek zorunda kaldık. Evlerimizden geriye kalan yıkıntıları içimiz kan ağlayarak terk ettik." diyen Afifi, bu kararı almasında kentin boşalmasının ve çocuklarının yalnız kalmasının etkisi olduğunu aktardı.

Afifi, "İsrail soykırımından önce büyük bir ilim yuvası olan, doktorlar, mühendisler ve akademisyenler yetiştiren bu mekan şimdilerde harabeye dönmüş durumda. Bu manzaraya kalp dayanmıyor. Kameralarla yıkımın sadece bir kısmı görülebiliyor." diyerek sığındıkları yerin tarihinin ve bugün geldiği durumun kendilerini ne kadar üzdüğünü ifade etti.

Son çare üniversite oldu

Daha iyi bir yerde olmayı istediklerini ancak burada olmaya mecbur olduklarını anlatan Afifi, "Başka yer yok. Ya buraya sığınacaksın ya da sokağa çadır kuracaksın. Çadır da ne kışın soğuğundan ne yazın sıcağından korur. 1,5 yıl süren bu savaşın ardından insanlarda para da kalmadı. Yiyecekleri yemek de yok." diyerek yaşadıkları zorlukları dile getirdi.

Afifi, Filistin halkının dünyada en çok zulüm gören halk olduğunu ancak bu zulmü ortadan kaldıracak kimse olmadığını sözlerine ekledi.

İsrail'in tahliye emrinin ardından üniversiteye gelerek ailesiyle burada çadır kuran öğretmen Muhammed Şemali ise üniversitenin yıkılmak üzere olan duvarlarına işaret ederek duydukları korkuyu ifade etti.

"Gazze'de ne eğitim kaldı ne öğretim. Burası tamamen yıkılmış durumda ama Gazze'de baş sokacak yer yok. Burası hiç değilse bizi yağmurdan korur." diyen Şemali, elleriyle molozları temizlemeye çalıştıklarını ancak kirlenen üst başlarını yıkayacak su bile olmadığını dile getirdi.

"Savaştan ve göç etmekten yorulduk." diyen Şemali, Arap ve İslam ülkelerinden Gazze'ye yardım etmelerini istedi.

Gazze'de 19 Ocak'ta yürürlüğe giren ateşkes ve esir takası anlaşmasının 42 günlük birinci aşaması 2 Mart'ta sona ermişti.

İsrail, 2 Mart'ta Gazze Şeridi'ne her türlü insani yardım malzemesinin girişini durdurmuş, 9 Mart'ta Gazze Şeridi'ne elektrik tedarikini kesmiş, 18 Mart'ta da yeniden askeri saldırılara başlamıştı.

Geçtiğimiz ocak ayında Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi, İsrail saldırılarında 137 okul ve üniversitenin tamamen yıkıldığını, yaklaşık 357 okul ve üniversitenin ise kısmen hasar gördüğünü açıklamıştı.

Kaynak: AA