Star Gazetesi tarafından yapılan habere göre yeni onaylanan İMECE-2 ve İMECE-3 uyduları 2027 ve 2028 yıllarında faaliyete geçecek. Bu uydular ile Türkiye, gözlem uydularında takım uydusu oluşturmuş olacak. Böylece istenilen zaman ve istenilen konumdan yüksek çözünürlüklü fotoğraflar çekebilecek. Mandal, bu gelişmelerin ülke güvenliği, istihbarat, sivil uygulamalar ve yedekleme stratejileri açısından önemli faydalar sağlayacağını belirtti.
Açıklamasında bu alanda lider konumda olan ülkelerin arasında yer almayı hedeflediklerini dile getiren Mandal, uzaya fırlatılacak olan İMECE-2 ve İMECE-3 uydularını 15 Nisan 2023’te fırlatması gerçekleştirilen İMECE-1 ile karşılaştırarak aralarındaki farkı şu cümlelerle ifade etti:
“Birçok ülkenin en büyük gücü takım uyduya sahip olabilmesi. O yüzden bu alanda kazanılan her türlü yeteneğin devamlılığı önemli. İMECE’nin çözünürlüğü 99 santimetre. İMECE-2 ve İMECE-3’ün çözünürlüğü ise çok daha gelişmiş düzeyde olacak. Yüksek çözünürlükle ufak cisimler de daha net görülecek ve fotoğrafları çekilecek. Bu önemli bir başarı. İMECE-2, İMECE-3’ün çözünürlüğü İMECE-1’den iki kat daha yüksek olacak.
Türkiye’nin yeni uydu stratejisi: Mini uydularla devam!
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Türkiye’nin uydu teknolojilerindeki stratejik yol haritasına da değinerek TÜRKSAT 6A’nın ardından yeni uydu geliştirme stratejilerine odaklanılması gerektiğini belirtti. Söz konusu stratejilerin mini uyduları barındırması gerektiğini vurgulayan Mandal, bu hususta kamu ve özel sektör iş birliği üzerinde durdu ve bu alandaki ekosistem için Türkiye Uzay Ajansı’nın önemli görevler üstlenmesi gerektiğini ifade etti.
5G’ye ve 6G’ye geçiş sürecinde mobilite, akıllı sistemler ve nesneler arası iletişimin arttığını vurgulayan Mandal; bu dönemde iletişimin mini uydular aracılığıyla gerçekleştirilmesinin önemine değindi. Buna ek olarak Türkiye’nin haberleşme ve gözlem uyduları alanında dünyada ilk 10’da yer aldığını belirten Mandal, ifadelerinin devamında şu sözlere yer verdi:
“Uyduya sahip olmak değil de ihtiyaca göre uyduyu tasarlamanın çarpan etkisi yüksek. TUSAŞ Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test Merkezi’ndeki altyapı çok sınırlı sayıda ülkede var. Türkiye, uydu alanındaki kritik bileşenlerin daha üst versiyonlarını yapmalı. Bundan sonraki süreç, uzay ekonomisinde söz sahibi olmak ve o büyük pastadan daha fazla pay almak olmalı. Türkiye, uydu konusunda bugüne kadar kendi ihtiyaçlarını karşıladı, bu alanda ülkemize döviz girdisi sağlamak için yetkinliğimiz kullanılmalı.
Türkiye’nin bundan sonraki hedefi uydu alanında hizmet ihracatı yapabilecek konuma gelmek, çünkü ülkemiz bu potansiyele sahip, biz uyduyu yapacak ve bu alanda hizmeti satacak konumdayız. Ülkemizde artık mini uyduları da üretilmeli, orada da özel sektör daha merkezde olmalı.”
