Ülkü Ocakları Ege Üniversitesi sorumlusu Fırat Yılmaz Çakıroğlu, hain terörist eylemleri sonucunda 2015’te şehit olmuştu. Çakıroğlu'nun şehit olması başta ailesi, okul arkadaşları ve Milliyetçi-Ülkü hareket camiasını derinden yaralamıştı.

Ege Üniversitesinde Tarih Bölümünde son sınıf öğrencisi olan Fırat Yılmaz Çakıroğlu, tüm Türkiye'yi derinden yaralayan şehadetinin ardından 10 sene geçti.

Fırat Yılmaz Çakıroğlu, Konya'nın Akşehir ilçesinde 1 Ocak 1991 tarihinde Özlem ve Fuat Mahir Çakıroğlu çiftinin çocuğu olarak dünyaya geldi.

İlkokul yıllarını annesinin öğretmenlik yaptığı Diyarbakır'da geçiren Fırat, yüksek öğrenimine Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde devam etti.

“Amfilerden alanlara gençler yürüyor”

Ege Üniversitesi'nde, bölücü terör örgütü PKK’nın sempatizanları ve örgüt üyeleri okul bahçesinde stant açarak, terör örgütünün simgelerini ve sözde liderinin fotoğraflarını sergilemişlerdi. Aziz şehitlerimizin bizlere emanet ettiği vatanımızda böyle bir bölücü propaganda yapmak kabul edilemezdi. Bu durumu fark eden Fırat Yılmaz Çakıroğlu, PKK'nın stantlarını tekmeleyerek yıktı. Bu hareketiyle, Başbuğ Alparslan Türkeş’in “Hepiniz birer Türk Bayrağı'sınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin, yere düşürmeyin.” sözünü düstur edinen Fırat, vatansever bir duruş sergileyerek bu kutsal davayı omuzladı. Ancak bu tavır, onu teröristlerin gözünde "hain" ilan etti.

“Bir ülkünün kollarında dirilir Yusuf yüzlüler”

Çakıroğlu’nun bu hareketi, Ülkü Ocakları ile tanışmasına; akabinde bu teşkilatta aktif görev almasına vesile oldu. Bu durum, teröristleri daha da öfkelendirdi. Çünkü ülkücüler, Türk milletinin öz evlatlarıydı ve bu vatan için canlarını feda etmeye her zaman hazır olan sivil bir ordu olarak görülmekteydi.

Ege Üniversitesi'nde bireyler üzerinde belirgin bir ayrım vardı: vatanseverler ve terörist bölücüler. Vatanseverler, ülkenin birliğini ve bütünlüğünü savunarak, bu topraklar için mücadele verirken; teröristler, bölücülük yaparak, vatanı parçalamak ve bu kutsal topraklarda haince faaliyetlerde bulunmak amacındaydılar.

Sözde öğrenciler, bahar dönemlerinde PKK'nın Kandil kamplarına gidip çatışmalara katılıyor, güz dönemi geldiğinde ise yeniden okula dönüyordu. Bu, sınırda verilen bir mücadeleyle neredeyse aynıydı, çünkü vatanseverler de kendi topraklarını savunmak için canla başla bir direniş halindeydi…

“Alparslanların izinden Çıkmadılar Hakk sözünden”

Türkiye'nin Banjul Büyükelçisi Oba, Gambiya ile stratejik ilişkilerin arttığını vurguladı Türkiye'nin Banjul Büyükelçisi Oba, Gambiya ile stratejik ilişkilerin arttığını vurguladı

Fırat Yılmaz Çakıroğlu, hiçbir zaman yılmadı, susmadı ve pusmadı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret edilmesi üzerine, gönül verdiği Ülkü Ocakları ile “Atatürk ve Bayrak” için bir yürüyüş düzenledi. Fırat, bu yürüyüşte en önde yer aldı ve bir basın açıklaması yaparak davasının özünü dile getirdi. İşte o açıklama:

“Bugün burada, azınlığın çoğunluğu tahakkümü altına aldığı bir ortam var. Maalesef, bu duruma karşı ses çıkaran vatan evlatları şu anda çok az. Bizler, Ülkü Ocakları olarak ‘Ege’de Terörist İstemiyoruz’ sayfasını kurduk. Buradaki amacımızın hiçbir şekilde siyasi bir gayesi yoktur arkadaşlar. Buraya kadar gelerek bizlere eşlik eden herkese gönülden teşekkür ediyorum. Şimdi, basın açıklamasına geçiyoruz. Hepinize tekrar teşekkür ederim. Bu mücadeleyi, 20 kişi kalsak da bu şerefsizlere ve vatan hainlerine karşı yürüteceğiz, Allah’ın izniyle. Rektörlük (Candeğer Yılmaz), Özel Güvenlik ve Emniyet, üzerlerine düşen görevleri yerine getirmediği apaçık ortadadır. Devlet iradesi, Ege Üniversitesi’nde hiçbir şekilde kendini gösterememektedir. Burada, devlet iradesi diye bir şey yoktur. Bu teröristlerle mücadele, kolluk kuvvetlerinin asli görevidir. Ancak onlar bu görevlerini yerine getirmedikleri için biz vicdani olarak bu mücadeleyi kendimize görev bildik ve bir şekilde devam etmeye çalışıyoruz. Bunu herkes bilsin, biz bu mücadelemizden asla yılmayacağız arkadaşlar.”

Çakıroğlu bu açıklamadan sonra hedef haline gelmiş, fotoğrafları basılı bir şekilde ölüm tehditleriyle birlikte paylaşılmaya başlanmıştı. Ancak Fırat, bu tehditlere aldırmayarak, "Allah var gam yok" diyerek cevap veriyordu. Fırat artık son sınıf öğrencisiydi. Mezuniyetine sadece birkaç adım kalmıştı. 20 Şubat günü sınava girmek üzere okula gelmiş ancak bu defa sınavına polis eşliğinde girmek zorunda kalmıştı.

“Kürşad ölmüş, fakat attan düşmemişti. Ölmüş, fakat yenilmemişti...”

Sınav sonrası edebiyat fakültesinin bahçesinde teröristler onu bekleyerek fakülte kantinine doğru çektiler. Tabi Fırat korkmadı, gözü kapalı bir şekilde kantine girmişti. Canının derdinde değildi; Fırat’ın her zaman tek derdi vatandı... Onu oracıkta 6 ölümcül yerinden bıçakladılar.

PKK militanlarınca bıçaklanmış, terörist Nurullah Semo'nun gerçekleştirdiği saldırı sonucu ağır yaralanan Çakıroğlu’na kurulan hain plan bitmemişti. PKK militanlarınca ambulansın fakülteye gelmesi engellenmiş ve sağlık görevlileri dersliğe kilitlenmişti.

İkinci ambulans, annesi Özlem Hanım’ın ifadesiyle, 25 dakika sonra geldi. Çok kan kaybeden Çakıroğlu bayraklaşarak mücadelenin adı oldu…

 Koç yiğitler ölür vatan uğruna

Dik yaşarlar ve bilmeden eğri ne

Şu kara toprağın kara bağrına

Serilir gülerek Yusuf yüzlüler

Annesi Özlem Hanım, bir öğretmen arkadaşının Fırat’a “Büyüyünce ne olmak istiyorsun?” sorusunu yönelttiğini anlatıyor.

Henüz 5 yaşında olan Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun cevabı ise yürekleri dağlıyor: “Ben büyüyünce şehit olacağım”.

Şehadetinin seneyi devriyesinde, bütün üniversitelerde Ülkü Ocakları teşkilatı mensubu olan öğrenciler her yerde Son Ülkücü Şehit Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nu anıyor. "Hepimiz Fırat Yılmaz Çakıroğlu'yuz!" diyerek, onun mücadelesini ve aziz hatırasını yaşatıyorlar. Öğrenciler, diplomalarını alırken, "Fırat ağabeyimizin diplomasını almaya geldik" diyerek acılarını hiç unutmamaya, ona olan bağlılıklarını sonsuza kadar sürdürmeye yemin ediyorlar. Fırat ağabeylerine "Selam sana ey yılları heba olan genç!" diyerek haykırıyorlar. Anma programları ve yürüyüşlerle, ülkücüler "Ahde vefa imandandır" düsturu ile Fırat’ın mücadelesine omuz veriyorlar. Çünkü Ülkücüler bilir ki ölüm yılar FIRATLAR YILMAZ!

Editör: Feyza Çavdar