Yılmaz, TBMM Genel Kurulunda görüşmelerine başlanan 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin sunuş konuşmasını yaptı.
Konuşmasına Isparta’da eğitim uçuşu sırasında meydana gelen helikopter kazasında şehit olan askerler için Allah'tan rahmet ve yaralılara şifalar dileyerek başlayan Yılmaz, kazaya ilişkin araştırma ve incelemelerin süreç içinde gerçekleştirileceğini söyledi.
Suriye'de yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, Suriye'de tarihi bir dönüm noktasında olunduğunu, tüm bu süreci yakından takip ettiklerini belirterek, şöyle konuştu:
"Şu anda yeni bir oluşum başlamış durumda, bir geçiş süreci söz konusu. Bu geçiş süresinin en sağlıklı şekilde, kapsayıcı bir şekilde oluşmasını ve sürmesini temenni ediyoruz. Suriye'de yaşayan tüm dinlerden, tüm etnik gruplardan, tüm mezheplerden, Suriye halkının tamamının temsil edildiği bir sürecin yaşanmasını, Suriye'de yine kalıcı rejimin de tüm bu unsurları içerecek şekilde Suriye'nin toprak bütünlüğünü, siyasi birliğini, egemenliğini koruyacak bir şekilde teşekkül etmesini temenni ediyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti olarak, Türk halkı olarak Suriye'nin ve Suriye halkının tamamının yanında olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Suriye halkıyla dayanışmanızı sürdüreceğiz. Çok acılar yaşadı Suriye halkı. Suriye'de yaşanan bu süreçlere dışarıdan olumsuz etki edecek hiçbir eylemin, hiçbir etkinin olmamasını temenni ediyoruz. Suriye'de barışın, istikrarın, huzurun temin edilmesini temenni ediyoruz."
Yılmaz, Suriye'den Türkiye'ye yönelik terör tehditlerinin bertaraf edilmesi, Türkiye'nin halkıyla, sınırlarıyla komşusundan gelebilecek tehditlere maruz kalmaması için de her türlü tedbiri almaya devam edeceklerini vurguladı:
Yılmaz, şunları kaydetti:
"Bir diğer önemli boyut da Suriye'den gelip ülkemizde geçici koruma altında olan nüfustur. Suriye’de güvenin tesis edilmesiyle, ekonomik ve siyasi ortamın iyileştirilmesiyle birlikte, inanıyorum ki Suriyeli kardeşlerimiz ülkelerine, vatanlarına güvenli onurlu ve gönüllü şekilde döneceklerdir. Bu süreçte sağladıkları tecrübelerle, edindikleri kazanımlarla inanıyorum ki ülkemizle Suriye arasında, güçlü bir köprü oluşturacaklardır, olumlu bir bağ teşkil edeceklerdir."
"Ekonomimiz 17 çeyrektir kesintisiz büyümektedir"
2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifinin, makroekonomik ve finansal istikrar ile mali disiplin politikalarına uygun şekilde hazırlandığını, deprem hariç kamu harcamalarının kontrol altında tutulmasını hedeflediklerini dile getiren Yılmaz, kamu açığının kademeli olarak azaltılacağını ve dezenflasyon sürecinin destekleneceğini kaydetti.
Yılmaz, 2025 yılı bütçesinin aynı zamanda "Türkiye Yüzyılı" vizyonuyla uyumlu olduğunu ve birçok alanda hayata geçirilmesi planlanan yapısal dönüşüm adımlarını destekleyecek bir yaklaşımla oluşturulduğunu anlatarak, yüksek katma değerli üretimin artırılması, AR-GE ve yenilikçilik kapasitesinin güçlendirilmesi, yeşil ve dijital ekonomiye geçiş yönünde teknolojik dönüşümün sağlanması, gıda ve enerjide arz güvenliğinin geliştirilmesi yönündeki politika adımlarını destekleyici nitelikle olacağını söyledi.
2025 yılında emtia fiyatlarında özellikle enerji alanında arz yönlü olumlu beklentilerin iktisadi faaliyeti destekleyici yönde hareket edeceğine inandıklarını dile getiren Yılmaz, dış koşullardaki destekleyici ortamın, kararlılıkla uygulanan ekonomi programının dezenflasyon, istihdam, üretim ve ihracat hedeflerini desteklemesini beklediklerini kaydetti.
"İstikrarlı ortamda yüksek büyüme oranlarına ulaşmayı planlıyoruz"
Yılmaz, Türkiye ekonomisinin güçlü büyüme performansıyla gelişmiş ülkelere yakınsama sürecini hızla sürdürdüğünü belirterek, şöyle devam etti:
"Avrupa başta olmak üzere küresel ekonomik şartlardaki olumsuzluklara, bölgemizde artan jeopolitik gelişmelere rağmen ülkemizin 2024 yılında da büyümesini dengeli bir yapıda sürdürdüğünü gözlemliyoruz. 2024 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 2,1 oranında büyüme kaydeden ekonomimiz 17 çeyrektir kesintisiz büyümektedir. 2024 yılının ilk dokuz ayında, yurtiçi talep, net ihracat ve hizmet sektöründeki önemli katkı ile Türkiye ekonomisi yüzde 3,2 oranında büyüme kaydetmiştir.
Yılın üçüncü çeyreği itibarıyla dengeli büyüme kompozisyonu devam etmekte, OVP’de öngördüğümüz üzere net mal ve hizmet ihracatının ekonomik büyümeye katkısı öne çıkmaktadır. Net mal ve hizmet ihracatının ekonomik büyümeye katkısı yılın üçüncü çeyreğinde artış göstererek 2,2 puan olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca inşaat yatırımları ivmelenmiş, büyümeye katkısı 0,8 puan olmuştur. 2024 yılının tamamında OVP’de yüzde 3,5 olan büyüme hedefimizde, küresel ekonomik koşullar ve dezenflasyonist politikaların geçici etkilerine bağlı olarak aşağı yönlü riskler artmıştır. Ancak bu süreçte, ekonomimiz hedefe yakın bir büyüme performansı sergileyerek, sürdürülebilir büyüme yolunda kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğiz. Orta vadede ise öngörülebilirliği artırılan ekonomik politikalarımızın etkisiyle istikrarlı bir ortamda daha yüksek büyüme oranlarına ulaşmayı planlıyoruz.
2025 yılı için ise ekonomimizin üretim ve talep yönüyle dengeli bir görünüm sergileyerek, büyümeyi sürdürülebilir kılan net ihracat ve sabit sermaye yatırımlarının desteğiyle yüzde 4 büyüme oranına ulaşması hedeflenmektedir."
"Kalıcı fiyat istikrarına geçişi sağlamayı amaçlıyoruz"
Makroekonomik istikrarın sağlanmasına yönelik oluşturdukları politika bileşenlerinin odağında tüm dünyanın gündemindeki enflasyonla mücadelenin yer aldığını vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu:
"Geçen yıl ilan ettiğimiz OVP’de belirlediğimiz takvim ve aşamalandırmayla uyumlu olarak, 2023 yılı Haziran ayında başlayan ve enflasyonla mücadelede sağlam bir zemin oluşturmayı amaçlayan geçiş süreci, 2024 yılı Haziran ayı itibarıyla sona ermiş ve ikinci aşama olan dezenflasyon süreci başlamıştır. Bu tarihten itibaren yıllık enflasyon oranında 28,4 puanlık bir düşüş kaydedilmiş ve 2024 yılının Kasım ayı itibarıyla yıllık TÜFE artış oranı yüzde 47,1 seviyesine gerilemiştir.
Aralık ayı fiyat gelişmeleriyle birlikte, 2024 yılı sonunda enflasyon oranının Merkez Bankasının kasım ayında açıkladığı Enflasyon Raporunda belirttiği tahmin aralığıyla uyumlu olacağını beklemekteyiz. Benzer şekilde 2025 yılında da enflasyonla mücadele, gösterdiğimiz kararlı duruşla, enflasyon oranı OVP’de ve Enflasyon Raporunda ilan edilen seviyelerle uyumlu şekilde gerçekleşecektir.
Enflasyondaki düşüş eğilimi, sıkı para politikası, makroihtiyati tedbirler ve Türk lirasındaki istikrarlı seyir, dezenflasyon sürecinin etkili olmaya başladığını göstermektedir. Önümüzdeki dönemde bu eğilimin sürmesiyle birlikte, dezenflasyon sürecini başarıyla tamamlayarak, yeniden tek haneli enflasyon seviyelerini görmeyi ve böylece kalıcı fiyat istikrarına geçişi sağlamayı amaçlıyoruz."
Yılmaz, istikrar içerisinde güçlü büyüme ve gelir dağılımını iyileştirmede en temel hedeflerinin öncelikle fiyat istikrarının sağlanmasın olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Enflasyon seviyelerindeki düşüşün vatandaşlarımızın refah düzeyini kalıcı olarak iyileştirmesi için her türlü çabayı gösteriyor ve gerekli adımları atıyoruz. Enflasyondaki düşüşün en kısa sürede tesisi bakımından, beklentilerin daha da iyileştirilmesi ve fiyatlama davranışlarının enflasyonu düşürücü yönde olması için çalışmaya devam ediyoruz. Bu doğrultuda, enflasyon oranı program döneminde tek haneli seviyelere indirilerek, bu seviyelerde istikrar kazanana kadar para, maliye ve gelirler politika bileşenleriyle bütün araçlarımızı bütüncül bir politika çerçevesinde ve etkin bir koordinasyonla, kararlı şekilde kullanacağız."
"Dış finansman maliyetleri oldukça gerilemiştir"
TCMB tarafından sıkı parasal duruşun korunduğunu, miktarsal sıkılaştırma ve makroihtiyati politikalarla da desteklendiğin belirten Yılmaz, bunun sonucunda tüketici ve firmaların enflasyon beklentilerinde iyileşme gözlendiğini ifade etti.
Yılmaz, 29 Kasım tarihli verilere göre KKM’nin toplam mevduat içindeki payının geçen yıl en yüksek seviyesi olan yüzde 26,2 oranından yüzde 6,6’ya gerilediğini, Türk lirası mevduatın payının ise yüzde 57,3’e yükseldiğini, mevduat dolarizasyonunun da yüzde 36,1’e gerileyerek 2015’ten bu yana en düşük seviyesine indiğini söyledi.
"Son bir yılda hızlı şekilde artan rezervler, hızla gerileyen cari açık ve dış borcun refinansmanının artması gibi nedenlerle dövize olan ihtiyaç azalmış ve ülke risk priminin dikkate değer seviyeye düşürülmesi ile dış finansman maliyetleri oldukça gerilemiştir." diyen Yılmaz, makrofinansal istikrar hedefine duyulan güven ve düşen maliyetler gibi sebeplerle, kamu borcunda olduğu gibi finansal kesimin ve reel sektörün borç üzerindeki refinansman riskinin de önemli derecede gerileme gösterdiğini kaydetti.
"Bütçemiz içinde faizlerin payı yüzde 13,2 seviyelerindedir"
Yılmaz, bu yılın merkezi yönetim bütçe giderlerinin 11 trilyon 213 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 9 trilyon 65 milyar lira olacağını, bu yıl bütçe açığının 2 trilyon 148 milyar lira, faiz dışı açığın ise 851 milyar lira olarak gerçekleşmesini tahmin ettiklerini bildirerek, bu yılın sonunda bütçe açığının milli gelire oranının, başlangıçta öngörülen yüzde 6,4 seviyesinden oldukça düşük bir seviyeye, yüzde 4,9’a gerileyeceğini beklediklerini kaydetti.
Vergi gelirlerinin yaklaşık 7 trilyon 605 milyar lira, vergi dışı gelirlerin ise yaklaşık 1 trilyon 459 milyar lira seviyesinde gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini aktaran Yılmaz, şöyle konuştu:
"2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde bütçe giderlerinin 14 trilyon 731 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 12 trilyon 800 milyar lira olacağını öngörmekteyiz. Bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya oranının ise yüzde 3,1 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. Deprem nedeniyle bütçe açıklarında yaşanan arızi, geçici artış sonrasında, bütçe açığını yeniden hükümetlerimiz dönemindeki ortalamaya yaklaştırıyoruz.
Hükümetlerimiz döneminde mali disiplini sağlayarak bütçeyi faiz bütçesi olmaktan çıkardık, hizmet bütçesi haline getirdik. 2002 yılında faiz harcamalarının GSYH içindeki payı yüzde 14,3 iken bu oranın 2025 yılında yüzde 3,2 olacağı tahmin edilmektedir. 2002 yılında tüm bütçe giderlerimiz içinde faizin payı yüzde 43,2 seviyelerine kadar yükselmişti. Bugün geldiğimiz noktada geçici olarak bazı artışlar olsa da bütçemiz içinde faizlerin payı yüzde 13,2 seviyelerindedir."
"Vergi gelirlerinin 11 trilyon 139 milyar liraya ulaşacağını tahmin ediyoruz"
Yılmaz, 2025 yılı bütçe ödeneklerinin ekonomik sınıflandırmaya göre dağılımına ilişkin bilgi vererek, personel giderlerinin 3 trilyon 911 milyar lira; mal ve hizmet alım giderlerinin 1 trilyon 24 milyar lira, cari transferlerin 5 trilyon 813 milyar lira, sermaye giderlerinin 1 trilyon 102 milyar lira, sermaye transferlerinin 338 milyar lira, borç verme giderlerinin 306 milyar lira, yedek ödeneklerin 287 milyar lira ve faiz giderlerinin 1 trilyon 950 milyar lira olduğunu bildirdi.
"2025 yılında merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 12 trilyon 800 milyar liraya, vergi gelirlerinin ise 11 trilyon 139 milyar liraya ulaşacağını tahmin ediyoruz." diyen Yılmaz, bütçe gelirlerinin alt kalemlerinde, gelir vergisinin 2 trilyon 130 milyar lira, kurumlar vergisinin 1 trilyon 637 milyar lira, katma değer vergisinin 3 trilyon 599 milyar lira, özel tüketim vergisinin 2 trilyon 121 milyar lira, diğer vergi gelirlerinin 1 trilyon 652 milyar lira ve vergi dışı gelirlerin ise 1 trilyon 662 milyar lira olduğunu söyledi.
2025 yılı bütçesini, toplumun tüm kesimlerini gözeten ve koruyan bir yaklaşımla hazırladıklarını belirten Yılmaz, eğitimi en öncelikli meseleleri olarak gördüklerini, bu çerçevede 2025'te eğitim bütçesi için toplam 2 trilyon 181 milyar lira ödenek ayırdıklarını söyledi.
Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi için 2025 yılında 1 trilyon 452 milyar lira kaynak ayırdıklarını, Bakanlığın yatırım bütçesini 2024 yılı ödeneğine göre yüzde 41,2 artırarak 100 milyar liradan 142 milyar liraya çıkardıklarını anlatan Yılmaz, son 2 yılda eğitime ayrılan yatırım bütçesini 3,5 kat artırdıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 2024 yılı Eylül ayında toplam öğretmen sayısının 1 milyon 21 bin 836'ya yükseldiğini bildirdi.
Üniversite sayısını 209'a, devlet üniversitesi sayısını 129'a çıkardıklarını ifade eden Yılmaz, 2002'de 182 bin olan yurt yatak kapasitesinin bu yıl 993 bine yükseltildiğini belirterek, "2025 yılında da yurt yatırımlarımıza devam etmeyi ve yurt kapasitemizi 1 milyonun üzerine en kısa sürede taşımayı hedefliyoruz. " diye konuştu.
Cevdet Yılmaz, araştırma üniversitelerini özel programlarla destekleyerek 20 devlet üniversitesine ilave bütçe tahsis ettiklerini aktardı.
"Sağlık alanında insan kaynağımızı adil ve dengeli bir şekilde dağıtmaya gayret ediyoruz"
Sağlık hizmetleri için bütçeden 2025 yılında 1 trilyon 106 milyar lira kaynak ayırdıklarını kaydeden Yılmaz, Sosyal Güvenlik Kurumundan yapılacak sağlık harcamaları da dikkate alındığında sağlık alanına kamu kaynaklarından ayrılan toplam tutarın 2 trilyon 435 milyar liraya ulaştığına işaret etti.
Yılmaz, 2002'de 379 bin olan sağlık hizmetlerinde insan gücü sayısının, 2024 yılı Ekim ayı itibarıyla 1 milyon 448 bine çıktığını dile getirerek, "Sağlık alanında insan kaynağımızı ülke genelinde adil ve dengeli bir şekilde dağıtmaya gayret ediyoruz. Sağlık Bakanlığında 2002 yılında uzman hekim başına düşen nüfus açısından en yüksek ve en düşük bölge arasında 7 kat fark varken, bu fark azaltılarak 2,5 kata inmiş durumdadır." bilgisini paylaştı.
Sağlık Bakanlığı bünyesinde yer alan nitelikli hasta yatak sayısının, yoğun bakım yatakları hariç, tüm yataklara oranının 2002 yılında yüzde 6,4 iken, bu yıl eylül ayı itibarıyla yüzde 82'ye ulaştığını bildiren Yılmaz, "Sosyal güvenlik şemsiyesini toplumun tamamına yakınını kapsar hale getirdik. Bunun yanı sıra, dünyanın en iyi işleyen ve en kuşatıcı sosyal destek sistemlerinden birine sahibiz. Sosyal yardım bütçemizi, 2025 yılında 650,9 milyar liraya çıkarıyoruz. 2002 yılında yüzde 0,4 olan sosyal yardım ve desteklerin milli hasılamıza oranını, 2025 yılında yüzde 1,1'e yükseltiyoruz." ifadelerini kullandı.
Cevdet Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2025 yılında; ödeme gücü olmayan vatandaşlarımızın sağlık primi giderlerini karşılamak amacıyla 130,9 milyar lira; 65 yaş üstü yaşlılarımız, bakıma ihtiyacı olan engelli vatandaşlarımız ve yakınlarına bağlanan aylıklar kapsamında 87,6 milyar lira; engelli vatandaşlarımızın evde bakımına destek amacıyla 70,2 milyar lira; engelli vatandaşlarımızın eğitim desteği için 47 milyar lira; sosyal konut finansmanının desteklenmesi amacıyla 22,9 milyar lira; ekonomik yoksunluk içinde olan çocuklarımızın aileleri yanında yetişmelerine imkan sağlayan sosyal ve ekonomik destek ödemeleri için 16,7 milyar lira; yoksul ailelere yönelik elektrik tüketim desteği kapsamında 9,7 milyar lira; koruyucu aile uygulaması kapsamında yaklaşık 2,2 milyar lira kaynak ayırdık."
"Aile ve Gençlik Fonu, 81 ilimize yaygınlaştırılacak"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, yeni evlenen gençleri desteklemek amacıyla kurdukları Aile ve Gençlik Fonu'nun pilot olarak bazı illerde başlatıldığını dile getirerek, "Önümüzdeki dönemde 81 ilimize yaygınlaştırılacaktır." dedi.
Kadına yönelik şiddetle mücadelede ilkelerinin "sıfır tolerans" olduğunu vurgulayan Yılmaz, 149 kadın konukevi ve 84 Şiddet Önleme ve İzleme Merkezinde hizmet verildiğini kaydetti.
Yılmaz, 2024 yılı itibarıyla 1185 çocuk evi, 119 çocuk evleri sitesi ve 62 ihtisaslaştırılmış çocuk evleri sitesinde 14 bin 409 çocuğa hizmet sunulduğunu anlattı.
Vatandaşların elektrik ve doğal gazı daha ucuza kullanması için bütçeden 472 milyar lira kaynak ayırmayı öngördüklerini söyleyen Yılmaz, "Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından yayımlanan verilere göre, 2024 yılının ilk 6 aylık döneminde Avrupa ülkeleri arasında hane halkına en ucuz elektrik ve doğal gaz sağlayan ülke Türkiye olmuştur." diye konuştu.
2022 yılı Ocak ayı itibarıyla asgari ücretin vergi dışı tutulduğunu hatırlatan Yılmaz, "Bu kapsamda 2025 yılında 810,4 milyar lira gelir vergisi ve 42,6 milyar lira damga vergisi olmak üzere toplam 853 milyar lira vergi istisnası öngörüyoruz. Bu tutar tek başına vergi harcamalarımızın yüzde 28,4'ünü oluşturmaktadır." dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 2025 yılında bütçeden tarıma ayrılan kaynağı 705,6 milyar liraya çıkardıklarını, tarımsal destek programları için 135 milyar lira, tarım sektörü yatırım ödenekleri için 166 milyar lira, tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları, tarımsal KİT ve ihracat destekleri için 204,6 milyar lira kaynak ayırdıklarını belirtti.
Tarıma yönelik vergi harcamalarının 199,8 milyar lira olmasını öngördüklerini ifade eden Yılmaz, öte yandan tarımsal sulama yatırımlarına öncelik verdiklerini, bu kapsamda tarımsal sulama yatırımı ödeneğini 2025 yılında bir önceki yıla göre yüzde 79,3 artışla 108,1 milyar liraya çıkardıklarını bildirdi.
Yılmaz, ekonomik olarak sulanabilir 8,5 milyon hektar arazinin, 2024 yılı sonunda 7,2 milyon hektarına tekabül eden yüzde 84,7'sinin işletmeye açılmış olacağını söyleyerek, "2025 yılında da 120 bin hektar alan ilk defa sulamaya açılacak, 20 bin hektarı aşkın alanda ise açık kanaldan kapalı sisteme geçilmiş olacak. Böylece 140 bin hektar alanda modern sulama imkanlarına kavuşmuş olacaktır." bilgilerini verdi.
Yılmaz, Türkiye'nin yangınlarla mücadelede, insansız hava aracını kullanan Avrupa'da ilk, dünyada ikinci ülke olduğuna dikkati çekti.
"5,9 milyon ton sera gazı emisyonunun önüne geçildi"
Türkiye'nin iklim değişikliğine karşı yükümlülüklerini yerine getirdiğini vurgulayan Yılmaz, "Dünyayı bu kadar kirletenler bugün 'gelişmiş' dediğimiz ülkeler; dolayısıyla onların sorumluluğu daha fazla. Buna yönelik olarak gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelere hem finans transferi hem de teknoloji transferi büyük önem taşıyor. Tabii ki hepimiz mücadele edeceğiz ama sorumluluğu daha fazla olanların katkısının da daha büyük olması adaletin gereğidir." değerlendirmesinde bulundu.
Yılmaz, Sıfır Atık Projesi'nin başlangıcından bu yana 5,9 milyon ton sera gazı emisyonunun önüne geçildiğine de işaret ederek, şöyle devam etti:
"2053 net sıfır emisyon hedeflerimiz için temel önceliklerimiz yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve nükleer enerjidir. Yürütülen faaliyetler sonucunda Türkiye bugün yenilenebilir enerji kurulu gücünde Avrupa'da 5'inci, dünyada 11'inci sırada yer almaktadır. Türkiye rüzgar kurulu gücünde Avrupa 7'ncisi, güneş enerjisi kurulu gücünde Avrupa 8'incisi konumundadır. Jeotermalde Avrupa'da birinci, dünyada 4'üncü sıradadır. HES kurulu gücünde ise ülkemiz Avrupa'da 2'nci, dünyada 8'inci sırada yer almaktadır. YEKA uygulaması kapsamında Avrupa'nın ilk ve tek tam entegre güneş paneli fabrikası kurulmuştur."
Cevdet Yılmaz, 2020'de tarihin en büyük doğal gaz keşfi ile deniz yüzeyinin 4 bin metre altından çıkarılan doğal gazı karaya, 170 kilometre mesafeden Filyos'a ulaştırarak vatandaşın hizmetine sunduklarını anlatarak, "Geçen yıl 3,8 milyon metreküp olan günlük üretimimiz, bugün itibarıyla 7 milyon metreküpe ulaşmıştır. Bugünkü üretimimizle 3,5 milyon hanemizin doğal gazını kendi imkanlarımızla karşılıyoruz." diye konuştu.
Geçen yıl günlük 23 bin varil olan Gabar'daki petrol üretimini, 2,5 kat artırarak 57 bin varilin üzerine çıkardıklarını belirten Yılmaz, "Yurt dışında yaptığımız 40 bin varillik üretimimizle birlikte toplam üretimimiz 155 bin varilin üzerine çıkmıştır. Bu üretimimizle 6,4 milyon otomobilin yakıt ihtiyacını kendi petrolümüzle karşılıyoruz." ifadelerini kullandı.
"Demir yollarına çok daha yüksek oranda kaynak tahsis edeceğiz"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, demir yolu hat uzunluğunun, 2 bin 251 kilometresi hızlı hat olmak üzere, toplam 13 bin 919 kilometreye; sinyalli hat uzunluğunun 8 bin 46 kilometreye, elektrikli hat uzunluğunun ise 7 bin 274 kilometreye yükseltildiğini, gelecek dönemde demir yollarına çok daha yüksek oranda kaynak tahsis edeceklerini bildirdi.
Bölünmüş yol ağına 23 bin 552 kilometre ilave yapılarak toplam bölünmüş yol ağının 29 bin 653 kilometreye ulaştığını belirten Yılmaz, "Bu sayede yıllık toplam 198,2 milyar lira tasarruf sağlanmaktadır." dedi.
Yılmaz, 2025 yılı için 240 milyon kişinin hava yolundan istifade etmesini beklediklerini söyledi.
"Reel sektörümüzü destekleyerek Türkiye'nin büyümesini; yatırım, istihdam, üretim ve ihracat ekseninde daha da güçlenmesini hedefliyoruz." diyen Yılmaz, reel kesim destekleri için bütçede 561 milyar lira ödenek öngördüklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bu kapsamda Sosyal Güvenlik Kurumu işveren prim ödemeleri için 222,8 milyar lira, tarımsal krediler sübvansiyon desteği olarak 160 milyar lira, Halk Bankası esnaf kredileri sübvansiyon desteği için 60 milyar lira, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı teşvik ödemeleri için 31,7 milyar lira, mesleki eğitim kapsamında ödenen devlet katkısı için 29,6 milyar lira, ihracat başta olmak üzere diğer reel sektör destekleri için 56,9 milyar lira kaynak ayırdıklarını kaydetti.
"Savunma Sanayi alanında güçlü bir siyasi irade ile adeta devrim niteliğinde bir dönüşüm yaşanmıştır"
Cevdet Yılmaz, Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na ayrılan kaynak da dahil edildiğinde 2025 yılında 1 trilyon 608 milyar lirayla savunma sanayisini desteklemeye devam edeceklerini dile getiren Yılmaz, "Bu alanda güçlü bir siyasi irade ile adeta devrim niteliğinde bir dönüşüm yaşanmıştır. 2002 yılında yalnızca 62 savunma projesi yaklaşık yüzde 80 dışa bağımlılık oranı ile yürütülürken, geldiğimiz noktada yüzde 80'e varan yerlilik oranı ile proje sayımız yaklaşık 20 kat artarak 1132'ye yükselmiştir." ifadelerini kullandı.
2023 yılı sonu itibarıyla toplam savunma ve havacılık sektör cirosunun 15,5 milyar dolara ulaştığına işaret eden Yılmaz, savunma ve havacılık ihracatının bu yılın 11 ayında 5,8 milyar dolara ulaştığını söyledi.
"Geçmişte parasını ödediğimiz halde alamadığımız bir takım ürünleri, bugün dünyanın dört bir tarafına ihraç edecek noktaya gelmiş durumdayız." diyen Yılmaz, 5. nesil Milli Muharip Uçak (KAAN) ve HÜRJET'in uçuş testlerine devam edildiğini, GÖKBEY helikopterinin ilk teslimatının gerçekleştirildiğini; KIZILELMA insansız savaş uçağı prototip üretim ve test süreçleri sürerken, ANKA-3, BAYRAKTAR TB-3, TB2, AKINCI ve AKSUNGUR İHA'ların kabullerinin gerçekleştirildiğini anlattı.
Yılmaz, Bayraktar TB-3'ün, TCG-Anadolu Gemisi'nden iniş destek ekipmanı kullanmadan iniş ve kalkış yaptığına, böylece dünya havacılık tarihinde bir ilkin gerçekleştiğine işaret etti.
TUSAŞ'ta hain terör saldırısında şehit olanları rahmetle anan Yılmaz, "Bu terör saldırısından sonra bir an bile tereddüt etmeden hemen ertesi sabah iş başı yapan, daha çok azimle kararlılıkla çalışan savunma sanayimizin kahramanlarını buradan selamlıyorum." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 6 Şubat depremlerinden sonra yapılan çalışmalar hakkında bilgi vererek, 351 bin 964 konutun ihalesinin yapıldığını ve inşaatlarına başlandığını, 155 binin üzerinde konutun hak sahibine teslim edildiğini, 23 bin 303 iş yerinin ihalesinin gerçekleştirildiğini ve yapımına başlandığını dile getirdi.
Sosyal konut projelerine de değinen Yılmaz, "Önümüzdeki dönemde metropol illerimiz başta olmak üzere, uygun maliyet ve ölçeklerde, enerji verimliliği yüksek ve afetlere dayanıklı sosyal konutlar temel önceliklerimiz arasında yer alacaktır." şeklinde konuştu.
"Büyükşehir ve diğer belediyeler ile il özel idarelerine ayrılan toplam kaynak; 1 trilyon 344 milyar lira"
Yılmaz, büyükşehir ve diğer belediyeler ile il özel idarelerine ayrılan toplam kaynağı 1 trilyon 344 milyar liraya çıkardıklarını, 2002'de bu kaynağın bütçe içerisindeki payı yüzde 4 iken, bu oranın, 2025'te yüzde 9,1'e yükseltileceğini kaydetti.
En düşük devlet memuru aylığının, 2024 yılı Temmuz ayı itibarıyla 39 bin 177 liraya yükseltildiğini, Kasım ayı itibarıyla 2002 yılına göre reel artışın yüzde 231 olduğunu ve en düşük emekli aylığının Temmuz ödeme dönemi itibarıyla 12 bin 500 liraya yükseltildiğini anlatan Yılmaz, "Kamuoyunda 'Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT)' olarak bilinen konu çözüme kavuşturulmuş ve 2023 yılı Mart ayından itibaren yaklaşık 2,3 milyon kişiye bu kapsamda aylık bağlanmıştır." dedi.
2023 yılı Ocak ayından geçerli olmak üzere, kamu görevlilerinin ek göstergelerinin artırıldığını belirten Yılmaz, "Emeklilerimiz başta olmak üzere toplumumuzun tüm kesimlerinin refahını iyileştirecek adımları bütçe imkanlarımız çerçevesinde atmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
Sayıştay Başkanlığının denetimlerini önemsediklerini ifade eden Yılmaz, "Son 5 yılda, idarelerimizin ve Hazine ve Maliye Bakanlığımızın özverili gayretleri sonucunda bulgu sayısında yüzde 30 oranında azalma gerçekleşmiştir." bilgisini verdi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Türkiye Yüzyılı'nın ikinci bütçesi olan 2025 yılı bütçesi, eğitimden sağlığa, enerjiden tarıma, ulaştırmadan sanayiye kadar tüm alanlarda kalkınma sürecimizi hızlandırmayı hedeflemektedir. Bu bütçe, ekonomimizin rekabet gücünü ve katma değerini artırıp, ülkemizin uluslararası arenada gücünü pekiştirirken, milletimizin yaşam kalitesini de yükseltecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Cevdet Yılmaz, bütçe hazırlık sürecindeki güçlü liderliği ve sağladığı vizyon için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, Türkiye Yüzyılı hedeflerine yönelik adımlara Cumhur İttifakı çatısı altında destek veren siyasi partilere ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye teşekkür etti.