Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "Valiler Buluşması" programında konuştu.
Devlet adına vazife yaptıkları şehirlere verdikleri hizmetler için valilere teşekkür eden Erdoğan, 10 Ocak İdareciler Günü'nü tebrik etti.
Türkiye'nin, binlerce yıllık devlet geleneği içinden süzülüp gelen pek çok kurumunu ve teamülünü bugün de yaşatabilen bir ülke olduğunu belirten Erdoğan, mülki idare teşkilatının bu geleneğin hem sahibi hem uygulayıcısı olarak devlet ve millet hayatında önemli bir konuma sahip olduğuna işaret etti.
Valilik ve kaymakamlık başta olmak üzere yöneticilik görevlerinin mesai saatleriyle sınırlanamayacağını ifade eden Erdoğan, Ziya Paşa'nın "Zannetme ben Amasya'da paşalık eyledim, buldum yetim halkı babalık eyledim." sözlerini anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, valilerin şehirlerinde paşalık eylemekle değil, yetim halka babalık etmekle, şehrin her bir meselesine sahip çıkıp, çözümüne öncülük yapmakla mükellef olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
"Bu bakımdan şehrin yöneticisinin günün 24 saati, yılın 365 günü kapısı da telefonu da gözü de feraseti de hep açık olacaktır. Aksi takdirde şehrinize ve orada yaşayan insanlara hak ettiği hizmetleri veremezsiniz. Mülki idare teşkilatı mensuplarımızla yaptığımız hemen her toplantıda bu beklentiyi dile getirmemizin sebebi devlet geleneğimizin ve yönetim teamüllerimizin de bize aynı hakikati işaret etmesidir. Gerektiğinde canımızı feda etmekten çekinmeyeceğimiz vatanımıza aynı hissiyat ve kararlılıkla hizmet vermemiz gerekiyor. 'Yitik kaybedildiği yerde aranır' derler. Hayali olmayanın hedefi de olmaz. Bin yılı aşkın süredir ilayı kelimetullah yolunda gazadan gazaya, mücadeleden mücadeleye koşmuş bir milletin evlatlarıyız. Her ne kadar medeniyetimizin temel kavramlarından ve onların ifade ettiği mana dünyasından mahrum kimi mankurtlar varsa da milletimizin kalbi hala aynı heyecanla atmaktadır. Medeniyet ve hakimiyet konusunda kaybettiğimiz her şeye, geçmişte bizi başkalarından üstün kılan hasletlerimizi canlandırarak yeniden kavuşabiliriz. İlimden ahlaka, adaletten gayrete her konuda bu yol haritasını izleyeceğiz."
"Hedeflerimizi adım adım hayata geçirdik"
Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı vazifeleri boyunca hep bu anlayışla hareket ettiğini belirten Erdoğan, "Bundan 13 yıl önce milletimizin karşısına 2023 hedefleri ile çıkmıştık. Birileri bu programımızı duyunca, kendi akıllarınca bize dudak bükmüştü. Hamdolsun geceli gündüzlü bir çalışmayla nice badireleri atlatarak hedeflerimizi adım adım hayata geçirdik. Yıllar yılları kovaladı ve 2023'ü de bitirdik." diye konuştu.
Erdoğan, maruz kaldıkları onca saldırıya rağmen hedeflerin önemli bir kısmına ulaştıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Geçtiğimiz yıl aynı zamanda Cumhuriyetimizin ilk asrını geride bırakıp, ikinci asrına girdik. Mayıs ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri vesilesiyle milletimizin önüne yeni bir vizyon daha koyduk. Adına 'Türkiye Yüzyılı dediğimiz bu vizyon bir siyasi parti programı değil, ülkenin topyekun kalkınması, büyümesi, güçlenmesi hedefinin adıdır. Bir başka ifadeyle 'Türkiye Yüzyılı' milletin ve devletin ortak hayalidir, ortak programıdır, ortak projesidir. Hiç şüphesiz Türkiye Yüzyılı'nın şehirlerimizdeki birinci derece muhatabı siz valilerimiz, kaymakamlarımızsınız. Ülkemize, geçtiğimiz 21 yılda kazandırdığımız kalkınma ve demokrasi atılımları ile eser ve hizmetler Türkiye Yüzyılı'nın temelidir. Asırlık ihmallerin telafisi ile inşa edilen bu güçlü temel üzerinde yükselteceğimiz Türkiye Yüzyılı'nı bizden sonraki nesillere bırakacağımız en büyük miras olarak görüyoruz. Bu bakımdan Valiler Buluşmamızın gündeminin 'Türkiye Yüzyılı' odaklı oluşturulmasından memnuniyet duyuyorum. İnşallah 2024 yılını da hep birlikte gök kubbede bırakacağımız hoş sadaları, insanımızın gönlünden kopup gelen 'Allah razı olsun' duasını hiçbir dünyevi karşılığa değişmeyen bir anlayışla değerlendireceğiz."
"İşimiz gerçekten zor"
Cumhuriyet'in ilk asrının hangi sıkıntılarla, sancılarla, sarsıntılarla geçtiğini herkesin bildiğini kaydeden Erdoğan, "Her ne kadar hükümetlerimiz döneminde bu eksiklerin çoğunu gidermiş, ülkemizi en üst lige çıkarmış olsak da geldiğimiz yeri yeterli bulmuyoruz." dedi.
"Türkiye Yüzyılı" vizyonunu kamuoyuyla paylaşırken "öyle kritik bir eşikteyiz ki bundan sonra atacağımız adımlarla ya küresel gelişmişlik liginin ön sıralarındaki yerimizi alacağız ya da tekrar geriye düşme riski ile karşı karşıya kalacağız." dediğini anımsatan Erdoğan, şunları ifade etti:
"Ülkemizi, Türkiye Yüzyılı vizyonuyla asırlık hedeflere yöneltirken, üstesinden gelinmesi hakikaten çok zor bir yükün altına giriyoruz. Ömründe tuğla üstüne tuğla koymamış, bir gönül tamir etmemiş, herhangi bir esere ve hizmete imza atmamış olanların rahatlığı hiçbirimizi yanıltmasın. İşimiz gerçekten zor. Sizler de takip ediyorsunuz, Türkiye ne zaman kritik bir yol ayrımına gelse, hemen kirli senaryolar, hain tuzaklar, alçakça oyunlar devreye sokuluyor. Maalesef ülkemizde bu senaryolarda figüranlık yapmaya hevesli kesimler de hiç eksik olmuyor. Son günlerde sık sık karşımıza çıkmaya başlayan 28 Şubat vari müsamerelerin gerisindeki güçleri de niyeti de hevesi de gayet iyi biliyoruz. Artık kimsenin itibar etmeyeceğine inandığımız bu bayat oyunların gayesi, bizi asıl hedeflerimizden, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzdan uzaklaştırmaktır. Bugüne kadar başaramadılar, inşallah yine başaramayacaklar."
"Türkiye sadece kendi sınırlarından ibaret bir ülke değildir"
Dünyada, bölgede ve ülke içinde yaşanan zorlu süreçlerin ürünü olan sıkıntıların farkında olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milli birlik ve bütünlüğümüzün düşmanı sosyal fay hatlarını bu defa yabancı ve İslam düşmanlığı üzerinden harekete geçirmeye çalışıyorlar. Küresel ve bölgesel krizlerin ürünü ekonomik dalgalanmaları insanları, hükümetlerinin ötesinde, devletlerine düşman etmenin aracı haline getirmeye çalışıyorlar. Sosyal medya gibi kontrolü küresel güçlerin elinde olan mecralarda dolaşıma sokulan yarısı yalan, yarısı yanlış haberlerle ülkeyi karıştırmaya çalışıyorlar." ifadelerini kullandı.
Gençler başta olmak üzere kimi vatandaşların zihin ve gönül dünyalarını bulandırarak, senaryoları hayata geçirebilecek bir zemin oluşturulmaya çalışıldığını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin yaşamış olduğu tüm badirelere rağmen asla taviz vermediği demokratik olgunluğundan rahatsızlık duyanlar, faşizmin en lümpen biçimlerinin güzellemesine giriştiler. Öyle ki bu uğurda İsrail'in vahşetini, Batı dünyasının bu vahşete verdiği desteği yüceltenlere, insanı insan yapan değerleri çiğneyip geçenlere dahi rastlayabiliyoruz. Eskilerin deyimiyle 'kış kışlığını, gavur gavurluğunu elbette yapacaktır.' Bize düşen görev, milletimizi bu hakkaniyet, adalet, ahlak ve insanlık dışı İslam ve Müslüman düşmanı, Türk ve Türkiye düşmanı tuzaklara karşı uyanık tutmaktır. Sık sık dile getirdiğimiz bir gerçeği burada tekrar hatırlatmak istiyorum, Türkiye sadece kendi sınırlarından ibaret bir ülke değildir. Milletimiz de sadece bu sınırlar içinde yaşananlardan sorumlu bir topluluk değildir. Türkiye'nin de milletimizin de hem etki hem sorumluluk alanı çok geniştir. Bunun hem tarihi ve kültürel geçmişimizden hem de inancımızdan ve fıtratımızdan kaynaklanan sebepleri vardır. Balkanlar'dan Kafkaslara, Asya'nın ortasından güneyine ve doğusuna, Afrika'nın kuzeyinden derinliklerine kadar inen geniş bir coğrafyada milyarlarca insanın gözleri ve kalpleri, unutmayın, bize dönüktür. Kazandığımız her başarı ve zafer nasıl bu geniş coğrafyanın dört bir yanında yankılanıyorsa aynı şekilde kayıplarımızın yol açtığı üzüntülerin de kalpleri hüzünlendirdiğinde şüphemiz olmasın. Gören gözler, işiten kulaklar, hakkı dile getiren diller ve hakikati teslim edebilen gönüllüler için bu anlamlı tablo gerçekten çok büyük bir sorumluluk demektir. Türkiye Yüzyılı işte bu bakış açısının hayatın her alanında gerçekleştireceğimiz atılımlarla ete kemiğe büründürülmesi demektir."
"Seçim sürecinde de üstün gayret bekliyorum"
Türkiye'nin 31 Mart 2024'te yeni bir seçime hazırlandığını anımsatan Erdoğan, "Sizler devletin ve onun başı konumundaki cumhurbaşkanının illerimizdeki en üst düzey temsilcisi durumundasınız. Bu sıfatla sizlerden ülkenin ve milletin geleceğini ilgilendiren her husus gibi önümüzdeki seçim sürecinde de üstün gayret bekliyorum." dedi.
Milli iradenin ülke yönetimine yansımasının vasıtası olan seçimlerin sağlıklı bir şekilde, huzur ve güven içinde yapılmasının şart olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Her seçim dönemi gibi 31 Mart'ta da milletten alamadıkları desteğin acısını, kargaşa ve kaos çıkartarak gizlemek isteyenler olabilecektir. Seçim sürecinde diğer vakitlere göre biraz daha sertleşen rekabeti, ülkeyi karıştırmak için kullanmak isteyenler de olacaktır. Bugüne kadar olduğu gibi 31 Mart'ta da sandığa gölge düşürülmesine hep beraber izin vermeyeceğiz. Bunu da adayların çalışmalarını hukuki sınırlar içinde rahatça yapabilmelerine yardımcı olarak, her vatandaşımızın seçim günü gönül rahatlığıyla oyunu kullanabilmesini sağlayarak, sandıklardaki oy sayımının güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesini temin ederek, sonuçların ilanının ve sonrasındaki işlemlerin sağlıklı olarak işlediğinden emin olarak, velhasıl sürecin baştan sona sorunsuz, sıkıntısız, emin bir şekilde yürümesini gözeterek öncelikle sizler yapacaksınız. Adalet teşkilatımız, seçim kurullarımız, emniyet teşkilatımız ve diğer destek birimlerimiz kendi sorumluluk alanlarındaki işleri ifa ederken sizler de koordinasyonu sağlayacaksınız. Her ihtimali göz önüne alan ve alternatif çözüm yollarını anında devreye sokacak bir yaklaşımla inşallah bu seçimleri de suhuletle, tam bir demokratik olgunluk içerisinde neticelendireceğimize inanıyorum."
Emek ve çabaları için valilere teşekkür eden Erdoğan, görev yerlerine döndüklerinde oralardaki tüm vatandaşlara selam ve muhabbetlerinin iletilmesini istedi.