AA-
New York
BMGK'de, zorla yerinden edilmenin etkilerine ilişkin oturum düzenlendi.
Burada üye ülkeleri bilgilendiren Grandi, halihazırda dünyanın bir "savaş mevsimi ve kriz zamanından" geçtiğini kaydetti.
Sudan'dan Ukrayna'ya, Sahel'den Myanmar'a, Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nden Haiti'ye kadar şiddetin, çağın belirleyici özelliği haline geldiğine dikkati çeken Grandi, Gazze'deki durumun daha da kötüleşemeyeceği düşünüldüğü bir noktada her geçen gün yeni bir umutsuzluk seviyesine ulaşıldığının altını çizdi.
Grandi, "Bu Konsey’in üyelerine zaten bilmediğiniz bir şey söylemediğimin farkındayım. Bu bile başlı başına bir sorundur. Ama ne yazık ki bu, dünyamızın gerçeğidir. Uluslararası Kızılhaç Komitesi’ne göre, 120 çatışmanın aralıksız sürdüğü bir dünyada yaşıyoruz. Her biri aynı sapkın ama güçlü varsayımla körükleniyor: barışın zayıflar için olduğu ve savaşın ancak düşmanlara öyle büyük acılar yaşatılarak sona erdirilebileceği kanısı. Geriye teslim olmak ya da yok edilmek dışında seçenek kalmıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Bu nedenle yalnızca mutlak askeri zaferin yeterli olacağı fikriyle "körleşmiş" bir şekilde, bir zamanlar saygı gösterilen ya da en azından sözde savunulan uluslararası insancıl hukukun normlarının bir kenara atılması ya da yok sayılmasının şaşırtıcı olmaması gerektiğine işaret eden Grandi, bunu bir "çılgınlık" olarak tanımladı.
"BMGK kronik şekilde görevini yerine getirmekte başarısız oluyor"
Grandi, savaşı önlemek, durdurmak ile barış ve güvenliği korumanın BMGK'nin görev alanı olduğunu anımsatarak, "Bu sizin birincil sorumluluğunuzdur. Yine söyleyeceğim için beni bağışlayın, bu organın kronik şekilde görevini yerine getirmekte başarısız olduğu bir sorumluluktur." diye konuştu.
BMGK'nin, diplomasinin yenilgisini kabullenmemesi gerektiğini vurgulayan Grandi, bugün BMGK'de, savaşların ilk kurbanları olan ve çatışma ile zulmün en görünür belirtileri haline gelen zorla yerinden edilmiş 123 milyon insan adına konuştuğunu ifade etti.
Grandi, yıkıcı koşullara yakalanmış durumda olan bu insanların güvenlik arayışına çıktığını ve güvenli bir dönüş umudunu sürdürmeye devam edeceğini belirterek, "Biliyorum ki onlar pes etmeyecekler ve bizim de pes etmemizi istemeyecekler." diye konuştu.
Mültecileri barındırma, koruma ve onlara yardım etmenin esasen kaçınılmaz bir durum olduğuna işaret eden Grandi, diğer taraftan tüm ülkelerin bu konuda kendi kararlarını aldığını belirtti.
Grandi, "Ancak bu durumda, mültecilere ev sahipliği yapan ülkeler doğru kararı veriyor. Onlar üstlerine düşeni yapıyor. Biz, insani yardım çalışanları, sahada kendi payımıza düşeni yapıyoruz. Siz de kendi payınıza düşeni yapmakta daha kararlı ve daha birlik içinde olmalısınız." dedi.
İnsanların asıl ihtiyacı olan şeyin adil bir barış olduğunun altını çizen Grandi, "Barışı pasif bir şekilde gerçekleştiremezsiniz ya da sadece zamanla oluşmasını umamazsınız. Bu yüzden, beklenmedik fırsatlar doğduğunda dahi, onları değerlendirmeye hazır olmamız ve hesaplı riskler almaya istekli olmamız çok daha önemlidir." şeklinde konuştu.
"Bir zamanlar sizler de mülteci oldunuz"
Suriye'deki gelişmeler hakkında da konuşan Grandi, ülkede onlarca yıl sonra yerinden edilmiş milyonlarca Suriyeli için de umut kıvılcımı belirdiğini aktardı.
Suriyeli 4,5 milyon kişinin komşu ülkelerde mülteci konumunda olduğunu anımsatan Grandi, "Onların Suriye'de kalıp kalmayacakları veya ne yazık ki yeniden yer değiştirip Avrupa'ya ve ötesine gitmeleri, elbette ki öncelikle ilgili makamların kararlarına bağlıdır. Ancak büyük ölçüde sizin risk almaya ne kadar istekli olduğunuza da bağlıdır." diye konuştu.
Grandi, insani yardım finansmanının mevcut durumuna da dikkati çekerek, bağışçı ülkelere, "Yardım, istikrardır." mesajını verdi.
Yardım bütçelerinin dondurulması veya kesilmesinin milyonlarca hayat üzerinde ölümcül sonuçlar doğurduğunu ifade eden Grandi, çok taraflılığın krizlere çözüm bulunması için kilit öneme sahip olduğunu söyledi.
Grandi, halihazırda kurum içinde yürüttüğü bir çalışma bulunduğunu ve bu sürecin kapasitelerinin üçte bir oranında daraltılmasıyla sonuçlanabileceğine işaret ederek, diğer BM ajanslarının da benzer küçülme hazırlıkları yürüttüğünü bildirdi.
Yardımların dondurulması ve kesintilerin devam etmesi halinde insani yardım sisteminin ciddi şekilde daralacağını belirten Grandi, "Bu eğilim sürdüğü takdirde, daha az kaynakla daha çok iş yapmamız mümkün olmayacak. Ancak daha önce de defalarca ifade ettiğim gibi, daha az kaynakla daha az iş yapacağız. Zaten bugün daha az kaynakla daha az faaliyet yürütüyoruz." dedi.
Grandi, zorla yerinden edilmenin BMGK'nin her üyesini bir şekilde ilgilendirdiğini kaydederek, "Bir zamanlar sizler de mülteci oldunuz. Bir zamanlar sizler de sığınma arayanlara kapınızı açtınız. Şimdi bu masada oturuyorsunuz, savaşları sona erdirme ve barışı sağlama sorumluluğuyla. Başarılı olmak zorundasınız. Sadece yerinden edilmiş ve size umut bağlamış insanlara değil, kendinize de borçlusunuz." diye konuştu.