Dujarric, günlük basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Guterres'in Gazze'deki duruma ilişkin BM Şartı'nın 99. maddesini işlettikten sonra çok sayıda telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini aktaran Dujarric, görüşmeler arasında Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Mısır, ABD, Suudi Arabistan ve İngiltere dışişleri bakanlarının olduğunu kaydetti.
Dujarric, İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen'ın Guterres'in görev dönemini "dünya barışı için tehdit" olarak nitelendirmesinin sorulması üzerine, "Katılmıyoruz desem şaşırır mısınız?" ifadelerini kullandı.
Guterres'in, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'la sıklıkla görüştüğünü, diğer taraftan BM ve İsrailli yetkililer arasında görüşmelerin günlük düzeyde profesyonel bir şekilde sürdürüldüğünü belirten Dujarric, görüşmelerde her zaman anlaşma sağlanmadığına da işaret etti.
Dujarric, İsrail'in BM Daimi Temsilcisi'nin Guterres'in istifa etmesi talebini yinelemesi hakkında ise "Genel Sekreter yarın ve görevinin sonuna kadar işine devam edecektir." açıklamasında bulundu.
"Gördüğümüz görüntüler çok rahatsız edici"
Gazze'de bir grup gazetecinin gözaltına alınması, bu süreçte soyularak bekletilmeleri ve nerede olduklarının bilinmemesine ilişkin de Dujarric, "Gördüğümüz görüntüler çok rahatsız edici. Herkes en temel insan onuru hakkına sahiptir. İnsanların maruz bırakıldığı muamele çok çok endişe verici." diye konuştu.
Dujarric, çatışma takip eden gazetecilerin karşılaştığı tehditlerin altını çizmeye devam edeceklerini, Gazze'de birçok gazetecinin hayatıyla bedel ödediğini belirterek, söz konusu kişilerin de yerleri ve gözaltına alınma sebeplerinin acilen açıklanması gerektiğini vurguladı.
İsrail'in Gazze'yi işgalinde son durum
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail'in "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme" gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken İsrail ordusu da Gazze Şeridi'ne yoğun hava bombardımanı başlattı
İsrail’de 7 Ekim’deki saldırılarda 416'sı asker olmak üzere 1200 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 kişinin yaralandığı duyuruldu. İsrail ordusuna göre, Gazze Şeridi'ne düzenlenen kara saldırılarında 89, Lübnan sınırında ise 6 İsrail askeri öldürüldü.
Gazze’deki hükümete göre, 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında öldürülen Filistinlilerin sayısı 7 bin 112’si çocuk, 4 bin 885’i kadın olmak üzere 17 bin 177’ye yükseldi.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs'te de 7 Ekim'den bu yana İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 265 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu, Gazze'de on binlerce yaralı ile sivilin sığındığı onlarca hastaneyi zorla tahliye ettirmek için yerleşkelerini ya da ana binalarını vurdu. İşgal sırasında bazı hastaneleri bastı. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.
İsrail ordusunun 8 Ekim'den bu yana Lübnan’ın güneyine yönelik saldırılarında 22 sivil hayatını kaybederken, Hizbullah ile sınırda girdiği çatışmalarda ise 93 Hizbullah mensubu öldü.
Hamas ile İsrail arasındaki esir takası mutabakatı
İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara 4 gün "insani ara" verilmesine ilişkin uzlaşma, 24 Kasım Cuma günü saat 07.00'de (TSİ 08.00) uygulamaya girmiş ve daha sonra 3 gün daha uzatılmıştı.
İsrail ile Hamas arasında varılan esir takası mutabakatı çerçevesinde Gazze Şeridi'nden 81 İsrailli esir, İsrail hapishanelerinden de 240 Filistinli esir serbest bırakıldı.
İsrail ordusu, 1 Aralık'ta "insani ara"nın bitmesinin hemen ardından Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarına yeniden başladı.