Memişoğlu, KAEÜ Kongre ve Kültür Merkezi 15 Temmuz Salonu'nda düzenlenen açılış dersinde etik değerler, dünyada tıbbın gelişimi ve ülke olarak sağlıkta bulunulan yeri anlattı.

Dünyada milattan önce 5. yüzyıldan 2. Dünya Savaşı'na kadar hekim uygulamalarının sorgulanamaz ve ne yaparsa yapsın doğru kabul edilen bir meslek grubu olduğunu anımsatan Memişoğlu, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ise insan haklarının ön plana çıkmaya başladığını belirtti.

Mesleğin son 50 yılda hesap sorulabilir hale geldiğine dikkati çeken Memişoğlu, şunları söyledi:

"Bizim yaptığımız iş, sağlıkçıların yaptığı iş, duygusuz, maneviyatsız yapılacak bir iş değil. Çünkü sizin mesleğinizin objesi, insan. Yani siz bir yol yapıp o yolu sonra insanların kullanımına açmıyorsunuz. Siz direkt insanlara dokunuyorsunuz. Onun için bu meslek sevgisiz, duygusuz yapılamaz. Manevi bir meslek; öğretmenlik gibi sağlıkçılık. Eğer seviyorsanız bu işi yapabilirsiniz. İnsanı seviyorsanız bu işi yapabilirsiniz. Hayatınızı insanlığa adadıysanız bu işi yapabilirsiniz. Severek yaparsanız zaten başarılı olursunuz. Onun için bu konuda biz sağlıkçıların bu değerleri kaybetmesini istemiyoruz. Toplumdan da sağlıkçılara bu değeri kaybettirmemesi için yardım etmesini istiyoruz. Biz sağlıkçılar duygusal insanlarız. İnsanla uğraştığımız için onları seviyoruz. İnsanların bize ilgi duymasından veya haksızlık yapmasından çabuk alınıyoruz. Neden? Çünkü ben ona iyilik yapmaya çalışıyorum. Ben onu tedavi etmeye çalışıyorum. Derdine derman olmaya çalışıyorum. Öyle olunca da çabuk alınıyoruz, tersi durumda. Bizler sağlıkçılar özverili insan olmak zorundayız. Hayatımızın her anında mesleğimizi yaşıyoruz. 8-5 mesai değil bizimki esasında. Bizimki hayatımız boyunca mesai, eğer seversek... Şurada birisi yaralansa 'hayır, ben mesaide değilim' diyecek bir sağlıkçı olduğunu düşünmüyorum. Hele ülkemizde, Türkiye'de. O yüzden biz 24 saat yaşıyoruz, 24 saat sağlıkçı olacaksanız sağlıkçı olun."

Hekimlerin değerli olmak, saygı da görmek istediğini belirten Memişoğlu, hayatı boyunca başarılı olmuş insanların başarısızlığı da haksızlığı da hazmedemediklerini ifade etti.

Gerekli eğitimleri alan herkesin doktor olabileceğini ama hekim olamayacağını vurgulayan Memişoğlu, "Empati, başkasının derdiyle dertlenme bir sağlıkçının, hekimin en önemli özelliği olmalı. Aslında normal hayatımızda empati özelliğimizin olması lazım ama hekimlikte, sağlıkçılıkta empati dediğimiz şey olmazsa olmaz. Karşındaki adamın derdini anlayacaksın ki çözümünü bulasın. Onun derdine derman olman için onu hissetmen, onunla empati kurman gerekir." diye konuştu.

Sağlıkçılığın zor bir meslek olduğuna dikkati çeken Memişoğlu, şöyle devam etti:

"Sadece meslek yapmıyor sağlıkçılar. Çok üzgün olursun, kızgın olursun birine ama senden derman bekleyen birisi olduğu için onun duygularını anlamak zorundasın. Çok eğlenceli olursun, çok mutlu olursun ama karşındaki hastaya, kanser olduğunu söylemen için o eğlenceli, mutlu halini karşıdakini anlayarak, empati kurarak kontrol etmek durumundasın. Sadece teori değil, sadece bilgi değil bizim mesleğimiz. Onun için biz değerli olmak istiyoruz, değerli hissetmek istiyoruz, empati kurabilmemiz için bu şart. Bizler Türk toplumunun örnek insanlarıyız. Onlar için onlara derman olmak için meslek edindik, onlara hizmet etmeye çalışıyoruz, bunu hiç unutmayın."

Türkiye'nin, dünyanın en iyi sağlık hizmetlerini sunan ülkelerinden biri olduğunu, bunu en iyi Kovid-19 döneminde gösterdiğini vurgulayan Memişoğlu, şunları kaydetti:

Yılda 65 bin çocuğa lösemi tanısı konuldu Yılda 65 bin çocuğa lösemi tanısı konuldu

"Bilim camiasının sizlerden istediği bir şey var; sadece bu ülke için sağlık hizmeti sunumunu iyi yapmak yetmez. Aynı zamanda sağlığın bilgisini de teknolojisini de üretmek zorundayız. Bizler buna inanmanız için çabalıyoruz, bir ekosistem oluşturmaya çalışacağız sizin için ama özellikle sizler, dünyanın sağlık bilgisi konusunda, sağlık hizmetini sunan birkaç ülkesinden biri olduysak bunu da başarmak zorundasınız. Onun için ben sizlerin bu konuda büyük çaba harcamasını bizim de idare olarak akademik camiaya destek verip yol açmamız gerektiğini düşünüyorum. Medeniyetimizi, merhamet, iyilik üzerine yeniden ayağa kaldıracaksak yüzyıllar önce burada Ahilik sistemini kuran insanların cesaretini, bilgisini yeniden sizlerin taşıması gerekiyor. Hacı Bektaş'ın, Mevlana'nın, Yunus Emre'nin bilgisi kadar etik değerlerini, çalışkanlığını, insaniyetini dünyaya hüküm sürecek hale getirmek sizin kuşaklarınızın, sizin çocuklarınızın yapabileceği bir şey. Biz sadece buna öncülük etmeye çalışıyoruz. Bugün 40 bin insanı herkesin gözü önünde vahşi bir medeniyet yok edebiliyorsa bu bizim çalışmamamız veya üretmememizin sebebidir."

Ulaşılabilen bir bakan olmaya çalıştığını ifade eden Memişoğlu, öğrencilerle e-posta adresini paylaştı.

Kaynak: AA