Emperyalist güçler, hedef aldıkları ülkelere yönelik silahsız savaş stratejisini uyguluyor

Silahsız savaş stratejisinin patentinin Çinlilere ait olduğunu belirten Dr. Eray Güçlüer, silahsız savaş stratejisinin günümüzde ABD ve Avrupa başta olmak üzere emperyalist güçler tarafından hedef alınan ülkelere yönelik uygulanan bir strateji olduğunu belirtti. Güçlüer, "Şimdi diyeceksiniz ki silahsız olarak savaş yapılır mı? Evet yapılır. Patenti Çinlilere ait olan bu savaş yöntemi günümüzde başta ABD ve Avrupa olmak üzere emperyalist güçler tarafından hedef alınan ülkelere karşı uygulanan uzun dönemli bir mücadele tekniğidir. Burada amaç Silahlı Kuvvetleri kullanmadan diğer bütün vasıtalarla hedef alınan ülkeler üzerinde sürekli olarak ve kesintisiz bir şekilde psikolojik baskı kurmaktır. Bu baskıyı kurmak ve devam ettirebilmek için başta sosyal medya içeriklerinin oluşturduğu sanal dünya olmak üzere bütün siber araçlarla hedef topluma sürekli olarak planlı ve hazırlanmış olumsuz içerikli mesajlar gönderilmesi, emperyalist güçlerin hedef ülkedeki gizli hücresel terminal uçlarının özellikle hassas zamanlarda yaptıkları kritik eylem ve uygulamalarla günlük olağan gündemlerin toplumu rahatsız edici yönde değiştirilmesi sağlanmaya çalışılır. Böylece o toplumun öz güveninin yok edilmesi, sürekli bıkkınlık ve bezginlik içerisinde olması, devletle olan duygusal aidiyet bağının koparılması, gelecekten ümidinin kesilmesi amaçlanır." ifadelerini kullandı.

Emperyalist güçler ideal yapılar/örnek modeller olarak sunuluyor

Hedef alınan toplumun devletle olan duygusal aidiyet bağının koparılmasının amaçlandığı silahsız savaş stratejisi kapsamında uyarılarına devam eden Güçlüer, "Hedef toplum bu travmatik süreçlere sokulurken diğer taraftan da emperyalist güçler ideal yapılar ve örnek modeller olarak sunulur. Süreç geliştirilebilirse o toplumun kendi değerlerinden koparılması, terör örgütleri de kullanılarak dinsel, etnik ve mezhepsel olarak ayrıştırılması ve içten çökertilmesi mümkün hale gelebilir. Çoğunlukla toplumun inançlarını ve kültürel hassasiyetlerini istismar eden FETÖ benzeri yapıların toplum içerisine yerleştirilmeleri, devletin kendini savunma mekanizmalarından yoksun bırakılması, o toplumu koruyan kişi ve yapıların çeşitli kumpas ve entrikalarla ortadan kaldırılması silahsız savaş stratejisinin aşamaları içerisinde yer alır. Eğer emperyalist güçler başarılı olabilirse artık hedef toplumu ve devleti silahlı müdahale olmaksızın ortadan kaldırabilmeleri veya hem yönetilebilir hem de sömürülebilir bir ülke haline dönüştürebilmeleri mümkün hale gelebilir. İşte silahlı kuvvetleri kullanmaksızın ülkeleri teslim alma yönteminin adına Silahsız Savaş Stratejisi denmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Kayseri'de kardan kapanan 230 mahalle yolu ulaşıma açıldı Kayseri'de kardan kapanan 230 mahalle yolu ulaşıma açıldı

Türkiye'ye yönelik silahsız savaş stratejisi uygulanıyor

Türkiye'ye yönelik uzun zamandır silahsız savaş stratejisinin uygulandığını ifade eden Güçlüer, "Ülkemize karşı da maalesef silahsız savaş stratejisi çok uzun zamandır acımasızca kullanılmaktadır. Hala emperyalist güçlerin içimizdeki birtakım artıklarının özellikle siyaset, yargı, medya ve akademik alanda terminal uçları olarak kullanıldığına şahit olmaktayız. Bundan vazgeçmeyecekler ancak bu karşılıklı mücadelede Türkiye'nin Milli güç kapasitesi daha da arttıkça bu artık ve aparatların zaman içerisinde etkilerinin azalacağını hep birlikte göreceğiz. Bu süreçte Cumhuriyet tarihimizde ilk defa uzaya bir Türk insanının astronot olarak gönderilmesi, Türkiye'nin uzay programının başarıyla yürütülmesi, iki gün önce milli ve yerli olarak üretilen dört savaş gemisinin donanmamıza teslim edilmesi, milli muharip uçağımız olan KAAN'ın kısa süre sonra ilk uçuşunu gerçekleştirecek olması, terörle mücadelede kahraman ordumuzun özellikle Irak ve Suriye'de destan yazması, bize karşı uygulanmakta olan silahsız savaş stratejisini boşa çıkaran, içimizdeki emperyalist artıkların ülkemiz aleyhine olan gayretlerini etkisizleştiren çok önemli gelişmelerdir. Bizlerin de özellikle sosyal uygulamalarındaki risk ve tehlikelere karşı uyanık olmamız ve bilinçli sosyal medya kullanıcıları olabilmemiz son derece önemlidir. Bölgemizdeki yakın çevremizde meydana gelen kaotik olayları ve sıcak gelişmeleri de göz önüne aldığımızda huzur, istikrar ve güven adası olan ülkemizde yaşayabilmenin ne kadar kıymetli ve değerli olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Ülkemizle gurur duyuyoruz. Devletimize sahip çıkmak ve yüce milletimize hizmet etmek onurumuzdur. Çok yaşa Türkiye'm." ifadelerini kullandı.

Kaynak: aksam.com.tr