Bursa
Babası 1. Murad'ın 1. Kosova Savaşı'nda 1389'da şehit edilmesinin ardından tahta geçen Bayezid, Anadolu Türk birliğinin sağlanması için çalıştı ve birçok beyliği Osmanlı Devleti bünyesine kattı.
Niğbolu Savaşı'nda Haçlı ordusunu yenerek önemli zafer kazanan ve "Niğbolu Fatihi" de denilen Bayezid'in en büyük hedefi, İstanbul'u fethetmek oldu. Bu sebeple İstanbul Boğazı'na Anadolu Hisarı'nı inşa ettiren Yıldırım Bayezid, şehri 4 defa kuşatmasına rağmen bu idealine ulaşamadı.
Ankara Savaşı'nda Timur'a yenilen ve esir düşen Yıldırım Bayezid, 8 Mart 1403'te 49 yaşındayken vefat etti. Sultanın türbesi, Bursa'nın merkez Yıldırım ilçesindeki Yıldırım Külliyesi'nde bulunuyor.
Bursa'da yaptırdığı başta Ulu Cami olmak üzere zaviye, medrese, imaret, han, köprü, darüşşifa gibi yapılarla kenti bugünkü formuna kavuşturan ilk adımları atan 1. Bayezid, yeni örfi hukuk uygulamaları getirmiş, kanunnameler çıkartmıştır.
Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Asım Yediyıldız, AA muhabirine, 1. Bayezid'in 1354'te doğduğunu, babasının 1. Murad, annesinin Gülçiçek Hatun olduğunu söyledi.
Devletten imparatorluğa geçişi hayal eden Yıldırım Bayezid'in yaptığı eserlerle bu hayalini adeta inşa ettiğini belirten Yediyıldız, "Bursa'da Ulu Cami onun eseridir ve şehrin merkezini oluşturmuştur; imza attığı Niğbolu fethine bir şükran nişanesi olarak bu camiyi inşa ettirmiştir." diye konuştu.
Yediyıldız, Karamanoğulları'na karşı yapılan Frenk Yazısı Savaşı'nda Yıldırım Bayezid'in babası 1. Murad'ın yanında savaştığını aktararak, şunları kaydetti:
"Frenk Yazısı Savaşı'nda gösterdiği cesaret, atılganlık sebebiyle 'Yıldırım' lakabını aldığı ifade edilmektedir. Gerçekten de bu ünvanı daha sonra yaptığı Balkan fetihlerinde, İstanbul'u kuşatma girişiminde görüyoruz. Büyük haçlı birliğini Niğbolu'da mağlup ederek 'Yıldırım' ünvanını hak ettiğini bir kez daha göstermiştir."
"Halkını her yönüyle kuşatan ve dikkat eden bir sultan"
Mustafa Asım Yediyıldız, Yıldırım Bayezid'in Anadolu'da sosyal ve siyasi birliği, bütünlüğü sağlayarak büyük devlet olmayı ana hedefi olarak belirlediğini dile getirdi.
Bayezid'in beylikleri kısa zamanda kendi bünyesine katmayı başardığını anlatan Yediyıldız, şöyle devam etti:
"Eğer Timur vakası olmasaydı imparatorluk 1400'lerde kurulmuş olacaktı, yani imparatorluğa geçilebilirdi. Bu talihsiz mağlubiyet, buna engel olmuştur. Halkını her yönüyle kuşatan ve dikkat eden bir sultan olduğu açıktır. Hakkında bazı menkıbelerde negatif, olumsuz bazı şeyler söylense de Halil İnalcık gibi Osmanlı tarihçileri, buna pek iştirak etmezler. Dindardır; Bursa'ya manevi kimliğini bahşeden önemli zatlardan, Emir Sultan'ın kayınpederidir. Toplumla bütünleştiği çok rahatlıkla ifade edilebilir. Çok adildir, hukuka önem vermiştir."
Yıldırım Bayezid'in yaptırdığı külliyeye gelir kaynağı olması için Bursa'nın ilk en büyük bedestenini inşa ettirdiği bilgisini paylaşan Yediyıldız, "Bedesten, çok kıymetli malların satıldığı yerlerdir. Büyük tüccarlar, uzun süreler kalabilir. Burası ipek ticaretiyle ünlenmişti, Avrupa'nın antreposu haline gelmeye başlamıştı. Bu ihtiyacı görmüş olmalı ki külliyesinin gelir kaynakları arasına bu bedesteni kattığını görüyoruz." ifadesini kullandı.
"Anadolu'yu ve devletin geleceğini düşünüyor"
Yediyıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Balkanlar'daki faaliyetleri çok dikkat çekicidir. Niğbolu fatihidir. Yiğit Paşa, Firuz Bey, Lala Şahin Paşa, Evrenos Bey, onun devrinde yaşamış çok üst seviyedeki komutanlardır. Onlarla Balkanlar'da belli noktaya kadar, Tesalya önlerine kadar gelir. Macaristan'da, Venedik'te giriştiği mücadeleleri biliyoruz. Onu, Anadolu içlerinde de zaman zaman uğraştıranlar olmuş. Bunların başında Karamanoğulları geliyor. Alaaddin Bey ile uğraşıyor ve belli bir süre sonra onu diskalifiye etmeyi başarıyor. Bir diğeri Kadı Burhaneddin'dir; zaman zaman Yıldırım'ı uğraştıran bir kişi olmuştur. Onunla mücadelelerini biliyoruz. Bu mücadeleleri yaparken Doğu'dan Anadolu'yu baskılayan Timur vakasıyla karşılaşıyoruz. Güneyde Mısır merkezli Memlükler de belli ölçüde onunla mücadele içindedir."
Timur ile karşı karşıya geldiği savaşta mağlup olup esir düşen Yıldırım Bayezid'in esaret altındayken 50 yaşına varmadan ebediyete intikal ettiğini aktaran Yediyıldız, "Esirken Timur ile zaman zaman konuşmaları oluyor. Bu konuşmalardan birinde, 'Anadolu'daki halka kıyma, onların üzerine gitme, onları katletme çünkü onlar, Allah'ın ismini yüceltmek üzere cihat eden gazilerdir. Onlara dokunma.' diyor. O anda bile Anadolu'yu ve devletin geleceğini düşünüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım lakaplı adil ve cesur Osmanlı padişahı: 1. Bayezid
Cesurluğu, adilliği, sert mizacıyla bilinen, ani ve süratli fetihleri sebebiyle "Yıldırım" lakabını alan, hükümdarlığı savaş ve mücadelelerle geçen Osmanlı Devleti'nin 4'üncü sultanı 1. Bayezid, vefatının 622'nci yılında anılıyor.
Bunlar da ilginizi çekebilir