Dünya

Suriye'nin yeni yönetimi, ülkeyi tahrip eden devletlerden tazminat talep edebilir

Suriye'nin yeni yönetiminin, hem doğrudan işledikleri hukuka aykırı eylemler hem de kontrolleri altındaki silahlı grupların ihlalleri sebebiyle diğer devletlerden uluslararası hukuka göre tazminat talep edebileceği öngörülüyor.

Suriye'de 2011 yılında özgürlük talepleriyle başlayan halk hareketlerini Beşşar Esed rejiminin şiddet kullanarak bastırmak istemesiyle patlak veren iç savaşta, rejim destekçisi bazı ülkeler savaşa doğrudan müdahil olarak Suriye'ye sevk ettikleri düzenli ordular ve milislerle yerleşim yerlerinde büyük tahribatlara yol açtı.

Rejm ordusu bombardımanlarının yetersiz kaldığı saldırılara destekçi devletler doğrudan katılarak milyonlarca insanın yaşam alanını yıkıma uğrattı.

Suriye'nin Şam, Halep, Hama, Humus, İdlib ve Deyrizor kentleri başta olmak üzere en büyük yerleşim yerleri, sivil nüfusu da bölgeden çıkarmak için havadan ve karadan yoğun şekilde bombalandı.

Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Hukuk Komisyonu'nun (ILC) 2001 yılında kabul ettiği Devletlerin Uluslararası Haksız Fiillerinden Kaynaklanan Sorumluluğu Maddeleri (ARSIWA), devletlerin hukuka aykırı eylemlerinden doğan zararları tam olarak tazmin etmesi gerektiğini öngörüyor.

ARSIWA'nın 16. maddesine göre, bir devlet doğrudan kendisine yönelik veya diğer devletlerle birlikte kendisini de etkileyen bir zarar meydana geldiğinde, ihlalden sorumlu devletten hesap sorma hakkına sahip bulunuyor.

ILC'nin düzenlemesine göre, silahlı grupların hukuka aykırı eyleminin müdahil olan diğer devlete atfedilebilmesi için mutlaka devlet organları tarafından gerçekleştirilmesi gerekmiyor.

Talimatı, yönetimi veya kontrolü altında hareket eden kişi ve grupların eylemleri de müdahil olan devlete atfedilebiliyor.

Düzenlemenin 36. maddesi, sorumlu devletin tazminat yükümlülüğünü düzenliyor. Buna göre, uluslararası hukuka aykırı eylemde bulunan devlet, eski hale getirme yoluyla karşılanamayan zararı tazmin etmekle yükümlü bulunuyor.

Buna göre Suriye, topraklarında ihlallere sebep olan devletlere ve bu devletlerin organlarının yanı sıra talimatı, yönetimi ya da kontrolü altındaki kişi veya grupların eylemlerinden de ARSIWA'nın 42. maddesi uyarınca diğer devletlerin sorumluğunu ileri sürebiliyor.

UAD'den emsal kararlar

Uluslararası Adalet Divanının (UAD) 1986'da verdiği Nikaragua kararı da ABD’nin Nikaragua topraklarındaki silahlı örgütleri eğitmek, silahlandırmak ve finanse etmek suretiyle içişlerine karışmama yükümlülüğüne ve uluslararası hukuka aykırı hareket ettiğini belirtti.

Bunun ABD'nin devlet sorumluluğunu gerektirdiğine hükmeden UAD, ABD'nin, Nikaragua’nın tüm zararlarını tazmin etmesini kararlaştırdı.

Benzer şekilde, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, topraklarındaki iç savaşta yer alan silahlı grupları destekleyen Uganda'ya karşı açtığı davada UAD, Uganda’nın, Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ne 330 milyon dolar ödemesine hükmetti.

Suriye'ye getirilen yabancı gruplar

BM İnsan Hakları Konseyinin kurduğu Bağımsız Uluslararası Suriye Araştırma Komisyonunun raporlarına göre, diğer devletlerin de desteklediği çok sayıda yabancı silahlı örgüt, Suriye'de binlerce sivilin ölümüne ve zorla yerinden edilmesine neden olarak sivil yerleşimleri ve altyapıyı yok etti.

UAD'nin Nikaragua ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti davalarındaki tazminat kararları, Suriye gibi çok sayıda devletin yabancı savaşçılardan oluşan vekil gruplar aracılığıyla müdahil olduğu çatışmalarda tazminat talep edilebilmesi için güçlü bir hukuki zemin sağlıyor.

Bu içtihatlar çerçevesinde, söz konusu devletlerin neden oldukları zararları tazmin etme yükümlülüğü doğabiliyor.

UAD'nin yaklaşımına göre, silahlı çatışma ortamında kesin zarar tespitinin zorluğu dikkate alınarak daha esnek bir ispat standardı uygulanması Suriye açısından başka devletlerden tazminat talep etmesi durumunda ispat yükünü hafifletiyor.

Tazminat hesaplanması ve ödenmesi

Suriye'nin yeni yönetimi, devletlerin sorumluluğuna gitmek için ilk olarak doğrudan tazminat istediği ülkelerle müzakereler, ikinci olarak BM Güvenlik Konseyi'ne başvuru veya UAD'de dava açma şeklinde üç yol izleyebilir.

UAD'ye başvuru durumunda mahkeme, Nikaragua ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nin açtığı davalardaki gibi önce müdahil devletin sorumluluğunu tespit edip tazminat miktarı ve ödeme şeklini devletlerin kendilerinin belirlemesine, bunun mümkün olmadığı durumlarda da mahkeme tarafından tespit edilmesine imkan verebiliyor.

Divana göre, hukuka aykırı eylem sonucu ortaya çıkan zararın tam olarak tazmin edilmesi ve hukuka aykırı eylem hiç yapılmamış gibi eski hale getirilmesi gerekiyor.

Mahkeme tazminat hesaplamasında yeniden inşa maliyetleri gibi maddi zararların yanı sıra manevi zararları da sorumlu devlete ödettiriyor.

UAD, Kongo Demokratik Cumhuriyeti-Uganda kararında şahsi zararları değerlendirirken ölüm, yaralanma, cinsel şiddet, işkence ve zorla yerinden etme gibi kategorileri ayrı ayrı ele alarak 225 milyon dolar, mülkiyet zararları için 40 milyon dolar ve doğal kaynakların haksız kullanımı sebebiyle 60 milyon dolarlık tazminata hükmetti.

Benzer şekilde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Amerikalılararası İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları, devletlerin devlet dışı silahlı gruplara verdikleri askeri, ekonomik, mali ve siyasi desteğin, devlet sorumluluğu doğurması için yeterli olduğunu ortaya koyuyor.

Bu mahkemeler ayrıca, işgal ve saldırılardan zarar gören sivillerin, kendi ülkelerini işgal eden ya da saldıran yabancı devletlere karşı bireysel tazminat davası açabilmelerine de imkan tanıyor.

{ "vars": { "account": "G-E1EN649QR9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }