Ekonomi

SKDM'nin mali yükümlülükleri enerji verimliliği uygulamalarıyla hafifletilebilir

Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM) geçiş sürecinde sona yaklaşılırken işletmeler, karbon vergisi niteliği taşıyacak mali yükümlülüklerden enerji verimliliği uygulamalarıyla kaçınabilir.

Ankara

Üretici sektörlerin rekabet gücünün korunması ve karbon kaçağının önlenmesi amacıyla Avrupa Birliği (AB) ülkelerine ithal edilen mallara yönelik uygulanacak SKDM, 2023'te emisyon raporlama yükümlülüğüyle başlayan geçiş dönemi sürecini 2026 itibarıyla tamamlayacak.

Karbon yoğun ürünlerin AB'ye ithalatında karbon vergisi uygulanmasını öngören mekanizma kapsamında alüminyum, çimento, demir-çelik, elektik, hidrojen ve gübre sektörlerinde AB Emisyon Ticaret Sistemi'ndeki (ETS) ücretsiz tahsilatlar, 2026'dan başlayarak kademeli olarak 2034'e kadar sonlandırılacak.

Böylece AB ülkelerine ihracat yapan ülkelerin karbon emisyonlarını azaltma ve üretim süreçlerini daha sürdürülebilir hale getirmeyi zorunlu kılan uygulamanın mali yükümlülükleri devreye girecek.

Bu doğrultuda sektörün uygulamaya hızlı şekilde adapte olabilmesi için düşük karbonlu üretime yönelik yol haritalarının oluşturulması çalışmaları hız kazanırken, enerji verimliliği uygulamalarının ön plana çıkması bekleniyor.

SKDM için 6 adımlık yol haritası

Enerji Verimliliği Haftası kapsamında AA muhabirine açıklamalarda bulunan Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği (EYODER) Yönetim Kurulu Başkanı Onur Ünlü, 2025'in AB'ye ihracat yapan firmalar için kritik öneme sahip bir yıl olacağını belirterek, bu süreçte verimlilik çalışmalarının öncelik haline gelmesi gerektiğini söyledi.

Ünlü, Türkiye'nin sanayide enerji verimliliği potansiyelinin yüzde 32 olduğunu anımsatarak, "Bu zamana kadar yeşil dönüşüm, enerji verimliliği alanında herhangi bir çalışma yapmayan işletmelerin bir yılda tüm süreci tamamlaması mümkün değil. Ancak geçişin 2026-2034 yıllarında kademeli olarak yapılacağı göz önünde bulundurulursa, vakit kaybetmeden çalışmalara başlamak büyük önem arz ediyor." dedi.

SKDM'ye hazırlık sürecinde yolun başında olan işletmelerin ilk olarak "detaylı enerji etüdü" çalışmalarına odaklanıp enerji tüketim verileri ve süreçlerini analiz etmeleri gerektiğini vurgulayan Ünlü, bu sayede verimsizliklerin tespit edilerek enerji maliyetlerini düşürmeye yönelik projelerin tasarlanabileceğini aktardı.

Ünlü, ardından yatırım gerektirmeyen tasarruf eylemlerinin devreye alınabileceğine işaret ederek, "Örneğin izolasyon eksikliklerinin giderilmesi, buhar ve hava kaçaklarının önlenmesi gibi uygulamalarla yüzde 5-10 oranında enerji, kaynak ve emisyon azaltımı sağlanabilir." görüşünü paylaştı.

Daha sonra düşük bütçeli mikro enerji verimliliği yatırımları ile atık ısı geri kazanımı, aydınlatma sistemlerinin yenilenmesi gibi projelerin hayata geçirilerek bu oranın yüzde 10-15 civarında artırılabileceğini vurgulayan Ünlü, "Bu zamana kadar bu alanda hiçbir adım atmayan işletmelerin 2026'ya kadar 3 aşamayı içeren süreci tamamlamasını öneriyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Ünlü, bir sonraki adımın makro enerji verimliliği yatırımları kapsamında kazan dairesi modernizasyonu, merkezi soğutma sistemi renovasyonu ve iklimlendirme sistemi dönüşümü gibi projelerin geliştirilmesi olduğunu belirterek, "Bu gibi projeler enerji, kaynak ve emisyon azaltımına yüzde 20 ila 30 arası katkı sağlayabilir. Bunlar görece daha yüksek yatırım maliyeti gerektirse de bu projeler 2-3 yılda kendini amorti eder." ifadelerini kullandı.

Tasarruf ve verimlilik projelerinin ardından fosil yakıttan çıkış projelerinin önemine dikkati çeken Ünlü, "Günümüzde bu konudaki tek çözüm, ısı pompalarıdır. Bu sistemin sadece ısıtma odaklı değil, aynı zamanda ısı kaynağı olarak da tasarlanması, şirketin emisyon azaltım stratejilerine hizmet eder. Günümüz elektrik ve doğal gaz fiyatları ile geri ödeme süresi analizleri yapıldığında ısı pompası yatırımları kendini 3-4 senede amorti eder." diye konuştu.

Ünlü, son olarak yenilenebilir enerjiyle geçiş sürecinin tamamlanacağına işaret ederek, "Bu adımda da işletmeler kendi enerji santrallerini kurabilir ya da yenilenebilir enerji kaynaklarından tedarik sağlayarak sürdürülebilir enerji dönüşümünü gerçekleştirebilir. Bu sistematik yaklaşım, şirketlerin enerji verimliliğini artırırken, uzun vadede emisyonlarını kayda değer ölçüde azaltmasına olanak tanır." dedi.

Uluslararası ESCO Sempozyumu İstanbul'da

Ünlü, EYODER olarak bu süreçte kamu, özel sektör, sivil toplum kuruluşları (STK) fark etmeksizin yapılan tüm çalışmalara katkı sağladıklarını ifade ederek, bu kapsamda şirketin 2023'te enerji hizmet şirketlerinin dünya genelindeki çatı örgütü olan Global ESCO Network (Küresel ESCO Ağı) üyeliğine kabul edildiğini anımsattı.

Geçen yıl söz konusu platformda yapılan çalışmalar sonucu Global ESCO Network'ün 6-8 Mayıs 2025'te gerçekleşecek Uluslararası ESCO Sempozyumu'nun İstanbul'a getirileceği bilgisini paylaşan Ünlü, etkinliğin Türkiye'de enerji verimliliği uygulamalarının gelişmesine büyük katkı sağlayacağını dile getirdi.

Ünlü, verimlilik noktasında standartların yükseltilmesi için bilgi paylaşımının oldukça önemli olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

"Türk enerji verimliliği sektörü paydaşları ile finans ve sigortacılık gibi ilgili tüm sektörler, 43 ülkenin enerji hizmet şirketleri, kamu ve yerel yönetim temsilcileriyle bir araya gelerek hem onların tecrübelerinden yararlanacak hem de network imkanı sağlayacak. Bu yıl ayrıca enerji verimliliği sektöründe standartları yükseltmek amacıyla firmaların yetkinliklerini daha şeffaf şekilde ortaya koyacak bir sertifikasyon süreci başlatmayı hedefliyoruz."

{ "vars": { "account": "G-E1EN649QR9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }