Politika

MHP'li Şanlıtürk: Devlet katkısının artırılmasının bireysel emeklilikte teşvik edici olacağı kanaatindeyiz

MHP Ordu Milletvekili Naci Şanlıtürk, sigortacılık sektöründe 74 şirketin faaliyet gösterdiğini, 250 bine yakın kişinin bu sektörde istihdam edildiğini dile getirdi.

MHP Ordu Milletvekili Naci Şanlıtürk, TBMM Genel Kurulunda Hazine ve Maliye Bakanlığının 2024 yılı bütçesi üzerinde konuştu.

MHP'li Şanlıtürk'ün açıklaması şu şekilde;

Ülkemizde sigortacılık sektöründe 74 şirket faaliyet göstermekte olup 250 bin kişiye yakın istihdam sağlanmaktadır. 2023 yılında gayrisafi yurt içi hasılanın yaklaşık 30 katı tutarında teminat sunulmuştur. Bu manada sektör ülkemiz ekonomisine teminat ve tasarruf sağlama işlevini yerine getirmektedir. 2023 yılı sonu itibarıyla toplam prim üretiminin bir önceki yıla göre yüzde 115 artışla 500 milyar Türk lirası civarına ulaşması beklenmektedir. Yıl sonu aktif toplamının 1,5 trilyon Türk lirasını aşacağı, bireysel emeklilik dâhil likit varlıklar toplamının 1,2 trilyon Türk lirasına, öz kaynakların ise 140 milyar Türk lirasına ulaşacağı beklenmektedir.

Özel emeklilik ve bireysel emeklilikte tasarruf sahibi sayısı 2023 Ekim ayı itibarıyla 15,5 milyonu açmıştır. Sistemde biriken fonların toplam tutarı devlet katkısı dâhil 683 milyar TL’ye ulaşmıştır. Bireysel emeklilik sistemi dâhilinde şu ana kadar 250 bine yakın vatandaşımız emekli olmuştur. Bireysel emeklilik sisteminde devlet katkısının yüzde 30’a yükseltilmesi olumlu karşılanmıştır. 18 yaş altı bireysel emeklilik sigortasıyla 1 milyonu aşkın çocuğumuz 10 milyar TL’yi aşan birikimle sisteme dâhil edilmiştir. Devlet katkısının artırılmasının bireysel emeklilikte teşvik edici olacağı kanaatindeyiz.

Gelişen dünya ve ülke ekonomik yapımız içerisindeki gayrisafi millî hasıla payını sektör olarak artırabilirsek ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlanacaktır. Bankacılık finans, sanayi, üretim, ihracat ve ekonomik gelişim çizgisi Hükûmetin teşvikleriyle artırılmıştır. Sigorta sektörünün ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlamasını ve gayrisafi millî hasıla içerisindeki payını yüzde 5’lere çıkarabilirsek gayrisafi millî hasılaya ilave katkı sağlayabiliriz.

Sigorta sektörümüzde 2019 yılında Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu kurulmuş ve sigorta sektöründe büyük bir açık ve ihtiyaç giderilmiştir. Geçtiğimiz ay Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından gereğine binaen tedbir uygulanan şirketlerdeki sigortalıların poliçelerinin bir an önce yenilenmesi ve hasarlarının eksiksiz tazmin edilmesi için gerekli önlemlerin alınması fevkalade önem arz etmektedir. Ayrıca, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun gelişen, değişen ekonomik koşullar, teknolojik ihtiyaçlar, hukuksal sonuçlar ve koşullar altında güncellenmesine ihtiyaç vardır. Sektör bileşenlerinin tamamının görüşleri alınarak dünya sigorta sektörü uygulamaları da göz önünde bulundurularak yeni bir çatı yasaya ihtiyaç vardır.
Teminat ve maddi, bedenî zararlar sonucu mahkeme sürecinde benzer olaylarda farklı kararların çıkması adaleti zedelemekte ve sigorta şirketlerini farklı önlemler almaya itmektedir. Bu manada sigorta şirketleri zorunlu trafik poliçelerini bile kesmekten imtina eder hâle gelmişlerdir. Ayrıca, sigorta şirketleri bu durumu kendi menfaatlerine çevirmek için basit ihtilaflarda bile sigortalıların mağduriyetine neden olmaktadır yani mahkeme yoluna gitmekte yasal süreci uzatmaktadır. Yasal olarak ödemesi gereken hasar tutarını geciktirerek sigortalıyı enflasyona ezdirmektedir. Sigorta şirketlerinin SEDDK’den almış oldukları zorunlu branş olan trafik ruhsatını üçüncü şahıs, mali mesuliyet sigortasını yani son bir yıldır satmaktan imtina etmeleri kanunen ruhsatı bulunan sigorta şirketlerinin trafik sigortasını satmaktan imtina edemezler, trafik sigorta poliçelerini satmak istemiyorlarsa kuruma ruhsatı iade etmek zorundadırlar. Buna rağmen, kamu gücü olduğu hâlde Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu sigorta şirketlerine bu konuda yeterince yaptırım uygulamamaktadır.
Globalleşen dünyada sigorta sektörümüze yabancı şirketlerin koymuş olduğu pay yüzde 58'lere kadar düşmüştür. Aslında bir ihracat olan bu payın artırılması gerekmektedir. Tüm dünyadaki iklim krizleri sonucu oluşan felaketlerde 100 milyarlarca dolar zarar yaşanmaktadır. Bu zararın önüne geçilebilmesi için sektördeki yabancı payın ve reasürans kapasitesinin artırılması ve oluşabilecek yükün bölünmesi gerekmektedir. Tarımda çiftçilerimizi verim düşüşlerinin yanı sıra, fiyat dalgalanmalarından doğan zararlara karşı koruyan devlet destekli gelir koruma sigortasının 2023-2024 üretim döneminden itibaren ülke çapında hayata geçirilecek olması sevindiricidir.

Sigorta sektöründe aracılık faaliyetleri dört ana dağıtım kanalı üzerinden yapılmaktadır. Sigorta acenteleri, brokerlar, bankalar ve dijital kanallar üzerinden yapılmaktadır. Bu dağıtım kanallarının mevzuatları tamamen birbirinden ayrıdır. Bu kanalların kendi aralarında daha adil bir rekabet ortamı oluşturulmalıdır. Acenteler faaliyetleriyle ilgili onlarca kurala tabi olurken brokerlar ve bankalar sigortacılık faaliyetleriyle ilgili acentelere uygulanan kuralların hiçbirine tabi değildir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu değiştirilerek sigorta acenteleri, brokerler ve banka şubeleri çatı kanunuyla aynı mevzuatlarla yönetilmelidir,

Sektörümüz 6 Şubat tarihinde yaşadığımız elim deprem felaketinden sonra da üzerine düşen görevi yapmıştır. Doğal Afet Sigortalar Kurumu hariç 37 milyar TL hasar ödemesi yapılmış, bu hasarın yüzde 95’inden fazlası da reasürans şirketleri tarafından karşılanmıştır. Doğal Afet Sigortalar Kurumumuzda depremle ilgili tazminat ödemeleri hızlıca tamamlanmıştır; bu kapsamda 470 bini aşan hasar dosyası için 34 milyar TL'nin üzerinde ödeme yapılmıştır. Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve Odalar ve Borsalar Birliği çatısı altında bulunan Sigorta Acenteleri İcra Komitesinin birlikte çalışması sektörün yararına olacaktır. Sektördeki 18 bin acenteye verilecek teşviklerle 75 bin ilave insanımıza iş imkânı sağlanacaktır.

İçinde bulunduğumuz teknolojik çağ gereği sigorta sektörü bilgi işleme ve dijitalleşme sürecindedir. Bu nedenle sigorta acentelerine teknolojik yenileme teşviki verilmeli ve KDV muafiyetleri gereği KDV’siz ürün satın almalarının önü açılmalıdır. Sektörün adil rekabet ortamında çalışmasının teşviki amacıyla sektöre giriş-çıkış serbestisinin şartları yeniden oluşturulmalıdır. Dağıtım kanallarının rekabeti ve birbiriyle ilişkilerinin sınırları çizilmeli, tanımları yapılmalıdır. Sektörde faaliyet gösteren şirketlerin sermaye yeterlilikleri, karşılık hesapları, olası hasar rakamları, tek bir branş üzerinde yoğunlaşmaları gibi konular denetlenmeli, ve olası mağduriyetlerin önüne geçilmelidir. Kurumun giderleri sorumlu olduğu finansal kuruluşların bilançoları üzerinden hesaplanan katılım paylarından karşılanmaktadır. Genel bütçeden Kuruma herhangi bir ödenek tahsisi yapılmamaktadır. 2024 yılı için Kurumun bütçe büyüklüğü 327 milyon 500 bin TL olarak öngörülmüştür. Öngörülen bu 2024 yılı bütçesinin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Bütçeye de yine Milliyetçi Hareket Partisi olarak “kabul” oyu vereceğimizi belirtiyorum.

Toplumumuzun çeşitli kesimlerinden işverenlerimizin birkaç talebini ilettikten sonra konuşmamı tamamlamak istiyorum. Ülke genelinde istihdamın artırılması ve üretime destek olunması açısından teşvik politikalarının gözden geçirilmesi, özellikle işverenlerin ihtiyacı olan mesleklerde kurs ve işbaşı eğitim programlarının piyasa şartlarına göre yeniden düzenlenmesi işverenler tarafından beklenmektedir. Geçmişte uygulanan ilave istihdam teşviklerinin tekrar gündeme alınması yani SGK primlerinin tamamının belli şartlarda İŞKUR tarafından ödenmesi gibi; yine 6111 sayılı Kanun’la getirilen kadın, genç ve mesleki yeterlilik belgelerine göre teşvik sisteminin gözden geçirilerek kişilerin altı ay işsiz olma şartının esnetilmesi; genç işsizliğin önlenmesi ve gençlere beceri kazandırılması için program şartlarının kolaylaştırılması, program sonrası istihdam sürelerinin uzatılması, teşviklerle desteklenmesi...

Yine, sahadan gelen şikâyetlerde, özellikle belli sektörlerde İŞKUR programları kapatılmış. Toptan ve perakende, ticaret ve çağrı merkezlerinden bu yönde talepler geliyor. Bu anlamda sektörün önünün açılması gerekmektedir.

Yine, engelli istihdamı zorunluluğu yerinde ve sosyal bakımdan da gerekli bir uygulamadır.

Ancak tehlikeli ve çok tehlikeli iş yerlerinde, özellikle de inşaat sektöründe belli sayının üzerinde engelli istihdamı çeşitli zorluklar barındırıyor. Bu bakımdan, özel sektörde eski hükümlü istihdamının engelli açığı yerine kabul edilmesi bir başka mağdur kesimin de sosyal anlamda desteklenmesini sağlayacaktır. Mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğu getirilen mesleklerle ilgili belge almayı önceden olduğu gibi özendirici, kolaylaştırıcı geçici bir düzenleme yapılması gerekmektedir.

Asgari ücretin konuşulduğu bugünlerde şu anki uygulamada devletimiz 1 Temmuz 2023 ila 31 Aralık 2023 döneminde sigortalı başına 500 TL asgari ücret desteği vermektedir. Yine, 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren işverenlerin işçi maliyetlerini düşürmek için bu desteğin yükseltilmesi istihdamın korunması adına daha uygun olacaktır.

Bu sayede işverenler rahat bir nefes alacak, asgari ücret artışı nedeniyle işçi çıkışlarının önüne geçilecektir.

{ "vars": { "account": "G-E1EN649QR9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }