Politika

MHP'li Durmaz: Biz MHP olarak, emperyalist güçlerin ağzına değil aziz milletimizin ne dediğine bakarız

MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz, "Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, emperyalist güçlerin ağzına değil aziz milletimizin ne dediğine bakarız." dedi

MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz, "Belediye Meclis Üyeleri İstişare ve Değerlendirme Toplantıları" kapsamında Samsun'da konuştu.

MHP'li Durmaz'ın açıklaması şu şekilde;

Sayın Genel Başkan Yardımcım, Sayın İl Başkanlarımız, İlçe Başkanlarımız, Belediye Başkanlarımız, Belediye Meclis Üyelerimiz, Kıymetli Hanımefendiler, Beyefendiler, Değerli Dava Arkadaşlarım, Basınımızın Değerli Temsilcileri,
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyefendinin himayelerinde gerçekleştirdiğimiz, Milliyetçi Hareket Partisi Belediye Meclis Üyeleri İstişare ve Değerlendirme Toplantılarımızın dördüncüsü olan “Samsun Bölge Toplantımıza” hepiniz hoş geldiniz sefalar getirdiniz.

Sözlerimin başında, Türk Dünyasının Bilge Lideri Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin hepinize ayrı ayrı selam, sevgi ve başarı dileklerini iletiyorum.

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Bugün Karadeniz’in incisi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk adımı atarak Milli Mücadele’yi başlattığı, Anadolu’nun kurtuluşunun işaret fişeğinin atıldığı Samsun’da, Giresun’dan, Ordu’dan, Sinop’tan, Rize’den, Trabzon’dan gelen aziz dava arkadaşlarımızla bir aradayız.

Birinci Cihan Harbi’nin harabeleri arasında işgale uğramış vatan topraklarını 7 düvele dar eden, mavi gözlü sarışın bozkurt; Samsun’da 1919’un 19 Mayıs’ında belirmiş ve Türk milletini büyük bir hürriyet mücadelesine davet etmiştir. 

Bu bakımdan Samsun’un Türk Milletinin gönlünde ayrı bir yeri vardır. 

Samsun, İstiklalimizin meşalesidir.

Bu vesileyle, Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi Gazi

Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını; Tarih boyunca Türklüğü yaşatmak uğruna hayatlarını feda eden aziz ecdadımızı, rahmet ve minnetle anıyorum.

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Hamd olsun, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyefendinin Liderliğinde, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, yerel yönetimlerden bölge toplantılarına, akademik çalışmalardan kültürel faaliyetlere kadar pek çok alanda durmadan çalışmalarımızı sürdürüyor, hem teşkilatlarımızla hem de vatandaşlarımızla buluşmalarımıza devam ediyoruz. 

Öncelikle, gece gündüz/ yağmur çamur demeden, yeri geldiğinde kendi hayatlarından, ailelerinden, işlerinden fedakârlık yaparak bu davaya hizmet eden kıymetli dava arkadaşlarımıza ve partimizin faaliyetlerine iştirak eden aziz vatandaşlarımıza yürekten teşekkür ediyorum.

Bugün de burada, bir kez daha, aynı idealleri paylaşan, aynı hedefler uğruna mücadele eden büyük bir aile olarak bir araya geldik. Tekraren, hoş geldiniz şeref verdiniz.

Aziz Dava Arkadaşlarım;

Milliyetçi Hareket Partisi, Türk siyasetinde her zaman köklü değerleri ve ilkeleriyle öne çıkmıştır. 

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyefendinin milli hafızalara kazıdığı ve siyasetimizin temel taşı olan “Önce Ülkem ve Milletim” anlayışı, Milliyetçi Hareket Partisi’nin, hiçbir karşılık beklemeden, oy hesabı yapmadan, milli ve manevi değerleri her şeyin üstünde tutan duruşunu net bir şekilde ifade etmektedir.

Bunun yanı sıra, popülist söylemlerden ve günü kurtarmaya yönelik politikalardan uzak, milletimizin uzun vadeli refahını ve mutluluğunu hedefleyen bir yaklaşımı da ifade etmektedir.

Bu anlayışımızın en önemli paydaşlarından birisi de hiç kuşkusuz Yerel Yönetimler, Mahalli İdarelerdir.

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin ifadeleriyle, “Vatan sevgisi, millete hizmetin en büyük gücüdür. Bu sevginin en iyi gösterileceği zeminlerden birisi de hiç şüphesiz yerel yönetimlerdir.”

Biz Yerel Yönetimleri, milli birlik ve bütünlüğümüzün korunmasında en önemli uygulayıcılar olarak değerlendiriyoruz.

Sayın Genel Başkanımızın ortaya koyduğu Yerel Yönetim anlayışı doğrultusunda hazırladığımız ve siyasi partiler arasında ilk ve tek çalışma olan Üretken Belediyecilik vizyonumuzla yerel yönetimlerdeki çalışmalarımızı sürdürüyor, Türk ve Türkiye Yüzyılında, güçlü devlet, müreffeh Millet hedefimize emin adımlarla yürüyoruz.  

Muhterem Dava Arkadaşlarım; 

Anadolu coğrafyası jeopolitik konumu ve stratejik önemi nedeniyle tarih boyunca medeniyetlerin kesiştiği, mücadelelerin ve çatışmaların hiç bitmediği bir merkez olmuştur. 

Bu durum, geçmişten bugüne Anadolu coğrafyasında bitmeyen sorunlarının temelini oluşturmuş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgesel meselelerle mücadele eden bir devlet olmasına neden olmuştur.

Buna rağmen Türkiye, bu zorlu coğrafyada güçlü bir devlet olarak ayakta kalmayı başarmış; iç ve dış sorunlara rağmen milli çıkarlarını koruma konusundaki kararlılığını sürdürmüştür.

Ülkemizin, içeride ve dışarıda karşılaştığı sorunlara karşı en etkili savunma mekanizması, hiç kuşkusuz aziz Türk Milletinin milli birlik ve beraberlik duygusu olmuştur.

Bu anlamda iç cepheyi güçlü tutmak, sadece iç ve dış tehditlere karşı bir kalkan değil, aynı zamanda Türkiye’nin bölgesel ve küresel hedeflerine ulaşmasında önemli bir dayanak noktasıdır.

Türk siyasi hayatında, taraflı tarafsız herkesçe ilkeli duruşu ve devlet adamlığıyla tanınan Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, bölgemizdeki sorunları doğru okumasıyla ve öngörülü siyasetiyle, yaşanması muhtemel gelişmelere karşı, her zaman ülkemizin önünü açan, devletimizin elini güçlendiren hamleler yapmıştır.

Bu stratejik hamle; emperyalist güçlerin, küresel aktörlerin bölgedeki planlarını altüst etmiş, kirli hesapları bozmuş, tuzakları bertaraf etmiştir.

Bir anda ellerindeki istismar aracını kaybedeceğini anlayan DEM’in kimyası değişmiş, DEM’lenmiş CHP’nin ayarları bozulmuştur.

Saygıdeğer Genel Başkanımızın, iç cephe vurgusu ve terörü ülkemizin gündeminden ilelebet çıkarma gayesiyle yaptığı hamlesi, sadece siyasi bir hamle değil, aynı zamanda milli birlik ve beraberliğimizi güçlendiren bir vizyonun ortaya konmasıdır.

Bu hamle, siyasetin temel amacının millete hizmet olduğunu hatırlatan, ayrışmaları değil, ortaklıkları ön plana çıkaran bir liderlik anlayışının simgesi; Türkiye’nin geleceğine dair güçlü bir mesajdır.

Değerli Dava Arkadaşlarım;

Geçtiğimiz haftaki Tokat toplantımızda da ifade etmiştim.

Zulümle abad olunmayacağının en son örneklerinden birisi de Suriye’dir.

13 yıldır süren iç savaşın ardından 63 yıllık Baas rejimi, 54 yıllık Esad iktidarı sona ermiştir.

Dün Suriye’de manda rejimi tesis edip ülkeyi Baascılara teslim edenler bugün yenilmişlerdir! 

Suriye'deki Baas iktidarı devirilince, Esad rejiminin işkence ve katliamlarının boyutları da gözler önüne serilmiştir. 

Zalim Esad, yüzbinlerce insanı toplu mezarlarda toprağa gömerken, milyonlarcasını hapishanelerde işkencelere tabi tutarken, bir yandan da ülkenin parasını Rusya’ya kaçırmanın planlarını yapmıştır.

Nazi faşizmini aratmayan hunharca katliamlar ve insanlık dışı muamelelerin azmettiricisi, CHP ve yandaşlarının demokratik lider olarak gördüğü, iktidardan düştüğü gün, adeta kendileri kaybetmiş gibi üzüldükleri ve devletimize “görüşün” ricasında bulundukları zalim Esad’dır.

Müslümanların, kendi topraklarında, kendi ülkelerinde ve kendi evlerinde, eşlerinin, çocuklarının gözleri önünde uğradıkları zulüm adeta arşı inletmiş,  Bodrum’da cansız bedeni kıyıya vuran Aylan bebeğin ahı yerde kalmamıştır.

"Mazlumun ahı devirir şahı" demiş atalarımız.
Nitekim de öyle oldu!

Suriye’de yaşanan gelişmeler, küresel güçlerin Ortadoğu hesaplarını alt üst ederken, diğer yandan Türkiye’nin, tarihsel egemenlik haklarını hiçbir güce çiğnetmeyeceğini de ilan etmiştir!

Nefret söylemleriyle sadece yabancı düşmanlığı yapanlar, elinden oyuncağı alınan çocuk gibi ağlamaya başlamış, gündem olmak için partimize ve Liderimize sataşma hadsizliğine düşmüşlerdir.

CHP’nin başı çektiği muhalefet, Türkiye’nin tarihsel ve egemenlik haklarına muhalefet etmekte, Halep kalesinde dalgalanan Türk Bayrağından rahatsızlık duymaktadır.

Bunlar için, dünyanın öbür ucundan ABD’nin, binlerce kilometre öteden Rusya’nın gelip sınırlarımızda hesap yapması sorun değil, ama daha bir asır önce vali atadığımız, tarihsel ve kültürel bağlarımızın halen canlı olduğu gönül coğrafyamızda Türkiye’nin olması sorun!

Bu tarih bilmez, coğrafyadan anlamaz gayrı milli muhalefete ne dense boşa bir çabadır.

Türkiye Cumhuriyeti, dış tehditlere, iç ihanetlere rağmen,  gönül ve kültür coğrafyasında etkili olmaya, güçlü kalmaya devam edecek; mazlumların yolunu gözlediği adalet timsali sancağını dalgalandırmayı sürdürecektir. 

Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, emperyalist güçlerin ağzına değil aziz milletimizin ne dediğine bakarız.

Doğru bildiğimizi söyler, sağımıza solumuza bakmadan hak bildiğimiz yolda yürürüz.

Mazideki övündüğümüz ihtişamı, gelecek vizyonumuzla bütünleştirip Türk ve Türkiye Yüzyılında güçlü bir Türkiye idealimize var gücümüzle hep birlikte yürümeye devam edeceğiz.

Konuşmama son verirken, toplantımıza teşriflerinizden dolayı hepinize tekrar teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum. 

Sağ olun var olun, Cenab-ı Allah’a emanet olun. 

Ne Mutlu Türküm Diyene! 

{ "vars": { "account": "G-E1EN649QR9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }