Milliyetçi Hareket Partisi Antalya Milletvekili Hilmi Durgun T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı (Bütçe, Kesin Hesap, Sayıştay Raporu) 2024 yılı plan bütçe görüşmelerinde söz aldı.
Küresel ısınmadan, iklim değişikliklerine ve çiftçilerin birçok sorununa değinen MHP Milletvekili Durgun sözlerine şöyle devam etti.
‘’Ülkemizde de örtü tülü altı meyvecilik yatırımların arttırılması gerekmektedir’’
‘’Sayın bakanım hem üretici hem tarımsal girdi tedarikçisi ve ziraat mühendisi Antalya Milletvekili olarak seçim bölgemden bir miktar bahsetmek istiyorum.
Daha önce ki sayın milletvekillerimizin de konuşmalarında bahsettiği gibi ülkemizi dolayısıyla da en çok Akdeniz bölgesini olumsuz yönde etkileyen iklim değişikliği ve küresel ısınma vardır. Yaşanan iklim değişiklikleri sebebiyle dünya örtü tülü altında meyveciliğe başlamıştır. Ülkemizde de örtü altı meyvecilik yatırımların arttırılması gerekmektedir.
Örtü tülü altı meyveciliğe geçiş, yine devamında tüm ekim alanlarında basınçlı su sistem yatırımları ile damla-sulama yönteminin yaygınlaşması teşvik edilmelidir. Bu noktada da daha önceden uygulanan ve çok başarılı olan damla-sulama proje bazlı sübvansiyonlu çiftçi yatırım kredisi uygulamalarına ihtiyaç duyulmaktadır.’’ dedi
‘’Katma değeri yüksek olan özel gübre ve tohum türlerimiz ile ilgili teşviklerin artırılması gerekmektedir’’
Milletvekili Durgun ‘’Katma değeri yüksek olan özel gübre ve tohum üretimi Türkiye’de artık çok üst seviyelere ulaşmış, yerli ve milli firmalarımız ve çeşitlerimiz gün geçtikte Dünya pazarında yer bulmaya başlamıştır. Bu noktada da birçok Avrupa ülkesine göre daha iyi kalite ve standartlarda ürünler üretilmektedir.
Ancak bu firmaların kendilerini daha iyi seviyelere taşıyabilmeleri için mutlak suretle AR-GE destekleri, ihracat faaliyetlerinde kullanılmak üzere pazarlama destekleri, yapacak oldukları yatırımlarda sübvansiyonlu krediler, yerli ve milli tohum türlerimizin daha iyi seviyelere gelmesi için ise teşviklerin arttırılması 2024 yılı bütçemizde değerlendirilmelidir. Sizin de sunumuzda ifade ettiğiniz üzere organik tarım ve iyi tarım uygulamalarındaki destekler artırılmalı demiştiniz lakin organik gübre üretici firmalarımıza daha önceden Ziraat Bankasından sübvansiyonlu kredi kullanabiliyorken, 2020 / 2015 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ve daha önce bakanlar kurulunun 2018 / 11188 sayılı kararı ile bu destek maalesef kalkmıştır. Organik tarımın gelişmesini de olumsuz etkileyen bu konunun tekrar değerlendirilerek organik gübre üreticilerimiz ve tarım paydaşlarımız adına çözüme kavuşturulması temennimizdir.’’ diyerek konunun önemine değindi.
‘’Çiftçilerimiz ve tarımsal girdi tedarikçilerimiz için sübvansiyonlu veya KGF işletme kredileri büyük önem arz etmektedir’’
‘’Sayın Bakanım değinmek istediğim bir diğer önemli konu ise, çiftçilerimizin en önemli maliyet girdileri olan tohum, fide, gübre, ilaç ve plastik gibi girdi kalemlerinin satışlarının maalesef piyasa koşulları, alışkanlıklar ve ekonomik sebeplerden dolayı çok uzun vadeler ile yapılıyor olmasıdır. Tüm bu hammadde girdileri, üretici firmalar tarafından döviz bazında ön ödemeli şekilde temin edilmektedir. Piyasaya arzında daha önceki dönemlerde hasat vadeli olan ödeme şekilleri, son yıllarda 1 yıl gibi ticareten çok mantıklı olmayan seviyelere ulaşmıştır.3 ay hammadde temin süreci, 1 ay üretim süreci ve 12 ay vadeli satış sürecini göz önünde bulundurursak, tarımsal girdi üreticisi firmalar tüm ürünlerini 15-16 aya varan finans maliyetleri ile birlikte üretip satmak zorunda kalmıştır. 15-16 aylık sürenin de finans maliyeti bugün ki şartlarda ortalama %60 – 70 seviyelerinde finans yükü getirmektedir. Bu durum ise doğrudan çiftçilerimize yansımakta ve çiftçilerimizin üretim maliyetlerini çok yukarılara taşımaktadır.
Bu sorun ile ilgili kısa vadede çözüm olarak başta çiftçilerimiz olmak üzere, sanayi sicil belgesine sahip olan gübre, tohum ve fide üreticilerimize, zirai ilaç bayi ve toptancılarına verilecek olan sübvansiyonlu veya KGF işletme kredileri büyük önem arz etmektedir. Bu sayede hem ürünler üzerindeki finans yükü minimum seviyelere indirilecek, hem de bitkisel üretim yapan çiftçilerimiz daha kolay bir şekilde kendi maliyetlerini ve borçlanmalarını kontrol altında tutabilecektir.’’ İfadelerini kullandı.
‘’Gübre takip sisteminin kendisi değil fakat uygulaması ile ilgili sıkıntılar mevcuttur’’
‘’Çiftçilerimizin üretim maliyetini arttıran diğer bir önemli husus ise; gübre fiyatlarını direk olumsuz yönde etkileyen Gübre Takip Sistemi kısaca GTS uygulamasıdır. Gübre takip sisteminin kendisi değil fakat uygulaması ile ilgili sıkıntılar mevcuttur.
Gübre üreticilerinin kanayan yarası olan GTS; uygulama zorluğu, üretim tesislerinin kapasitelerini %50 ye yakın düşürmesi, çok yüksek maliyet ve tek el üzerinden satışının yapılması münasebetiyle oluşan maliyetler yine çiftçilerimize yansımakta ve çiftçilerimizin üretim maliyetlerini yukarılara taşımaktadır. Ayrıca tek el üzerinden satışın yapılması rekabet yasasına aykırı uygulamalar olduğu değerlendirilmektedir. Sektör paydaşlarımızın bu problemleri bakanlığımızın kıymetli bürokratları ile görüşerek çözüm noktasında karşılıklı olarak yapıcı bir şekilde ilerlediği bilgisini aldığımızdan dolayı bu problemin takipçisi ve çözüm noktasında ivedilikle desteklerinizi bekliyor emektar çiftçilerimizin mutlak suretle korunması noktasında tüm tarım ürünlerinde taban fiyat uygulaması konusunun enine boyuna tartışılması gerektiğini düşünüyoruz.’’ şeklinde konuştu.
‘’Elektrik ve mazottaki ÖTV ve KDV’nin kaldırılması gerekmektedir’’
‘’2022 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın tarımsal sulamada kullanılan elektrikte KDV'nin yüzde 8'e indirilmesi çiftçinin maliyetlerini düşürmüş ancak yeterli olmamıştır. Tarımsal üretimin sürdürülebilmesi ve çiftçilerimizin bu sorununun çözülebilmesi için elektrik ve mazottaki ÖTV ve KDV’nin kaldırılması gerektiğini ifade ediyor, 2024 yılı Tarım ve Orman Bakanlığı Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinin hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi saygı ile selamlıyorum.’’ Diyerek sözlerine son verdi.