Politika

MHP'li Büyükataman: Geleceğe Ankara vizyonuyla bakıyor, gelişmeleri “Her Şeyden Önce Türkiye” diyerek yorumluyoruz

MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, ''Geleceğe Ankara vizyonuyla bakıyor, gelişmeleri “Her Şeyden Önce Türkiye” diyerek yorumluyoruz.'' dedi

MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, Denizli'de gerçekleşen “Bir ve Birlikte Hilal'e Doğru Türkiye Toplantıları” kapsamında konuşma yaptı.

MHP'li Büyükataman'ın açıklaması şu şekilde;

Kıymetli Misafirler

Muhterem Dava Arkadaşlarım

Basınımızın Mümtaz Temsilcileri

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin talimatları doğrultusunda partimizin görüşlerini ifade etmek, iç ve dış gelişmeleri değerlendirmek ve aziz milletimizle kucaklaşmak amacıyla ilkini 29 Ekim’de Erzurum’da başlattığımız “Bir ve Birlikte Hilal’e Doğru Türkiye Toplantı”mıza hoş geldiniz sefalar getirdiniz.

Öncelikle bugün sizlerle bir arada olmaktan duyduğum mutluluğu ifade ediyor ve Türk Dünyasının Bilge Lideri Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin selam ve muhabbetlerini iletiyorum. 

Kıymetli Misafirler

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden itibaren birçok zorlu dönem geçirmiştir.

Özellikle ülkemizin jeopolitik konumunun barındırdığı tehditler ve küresel güçlerin coğrafyamız üzerindeki hesapları sürekli olarak Türkiye’yi hedef haline getirmiştir.

Bu durum Türkiye’nin hem içeride hem dışarda büyük sıkıntılarla mücadele etmesini gerektirmiş, ülkemizi zaman zaman krizler yumağına dönüşen sorunlarla karşı karşıya bırakmıştır.

Ülkemizin içinden geçtiği her kritik dönemde Milliyetçi Hareket Partisi sorumluluk üstlenmeyi bilen ve kararlı adımlarıyla krizleri çözen parti olmayı başarmıştır.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin çözüm üreten vizyonunu ve milli bekamızdan asla taviz vermeyen duruşunu her zaman doğru anlamak gerekmektedir.

Şu iyi bilinmelidir ki; Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye’nin varlığını sürdürmesi, güçlenmesi ve bekası açısından hayati bir fonksiyon icra etmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi; fikriyatı, mücadelesi ve ilkeli tutumuyla Türk toplumunu ve onu ayakta tutan maşeri vicdanı beslemektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi kolektif vicdanın siyasete yansıması, milli vicdanın politikadaki karşılığıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin gücü ve müessiriyeti kemiyetle değil keyfiyetle, sıkletiyle değil özgül ağırlığıyla ölçülür.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin siyasi tarihimizin her döneminde neden büyük sorunlarla boğuşmak zorunda kaldığını, neden bir takım küresel operasyonlara maruz kaldığını anlamak için bu işlevlerinin iyi anlaşılması icap etmektedir.

Günlük siyasi hesaplar, şahsi menfaatler, sipariş ve dayatma gündemler hiçbir zaman Milliyetçi Hareket Partisi’nin siyaset anlayışında yer bulamamıştır, bundan sonra da bulamayacaktır.

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Türkiye’nin içinden geçtiği her kritik dönemde “Önce Ülkem ve Milletim sonra Partim ve Ben” anlayışıyla hareket etmiş, attığı hiçbir adımda bizim başımızı yere eğdirmemiştir ve bundan böyle de eğdirmeyeceğine inancımız tamdır.

Çünkü biz, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin liderliğinde; Türk milletinin menfaatlerini, güvenliğini ve refahını her şeyin önünde tutan bir irade ile siyaset yapıyoruz.

Geleceğe Ankara vizyonuyla bakıyor, gelişmeleri “Her Şeyden Önce Türkiye” diyerek yorumluyoruz.

Biz yalnızca aziz milletimizin gündemiyle ilgileniyor, tarihin Milliyetçi Hareket Partisine yüklediği misyonun bilinciyle Türkiye’nin menfaatleri doğrultusunda hareket ediyoruz.

“Bir ve Birlikte Hilal’e Doğru” yolculuğumuzda; bölünmeye, ayrışmaya, fitneye, medya tetikçilerine, yabancı başkentlerin yerli acenteliğine soyunan işbirlikçilere geçit vermeden Lider Ülke Türkiye hedeflerimize tüm kararlılığımızla yürüyoruz. 

Muhterem Dava Arkadaşlarım

Dünyada krizler her geçen gün artmakta, uluslararası sistemdeki istikrarsız gidişat adeta çöküş alarmı vermektedir.

Bir yandan Ukrayna-Rusya arasındaki gerilimin artması, nükleer silah resti ve savaşın küresel boyut kazandığına dair söylemler, üçüncü dünya savaşı ihtimalini gündeme getirirken, diğer yandan terör devleti İsrail’in; Lübnan, Suriye, İran, Yemen ve Filistin topraklarına yönelik saldırıları sistematik olarak devam etmektedir.

ABD tarafından sırtı sıvazlanan terör örgütü PYD/YPG’nin sınırlarımızda kurmaya hazırlandığı terör devleti ise milli güvenliğimize karşı açık bir tehdit olarak karşımızda durmaktadır.

Ne tarafa dönsek kanlı boğuşma sahneleri gözümüze çarpmakta, hangi yöne baksak felaketler birbirini kovalamaktadır.

Bütün bu gelişmelerin ışığında gördüğümüz gerçek şudur: Türkiye’nin çevresi silahlarla, füzelerle, savaşlarla kuşatılmaktadır ve bu karanlık kuşatmanın nihai hedefinin vatan topraklarımız olduğu ortadadır.

Bu durumda Türkiye’nin bir ateş çemberinin ortasında olduğu gerçeğini ve her gün artarak üzerimize gelen tehlikeleri görmezden gelemez, devletimizin bekasını, milletimizin huzurunu ve vatanımızın geleceğini kaderine terk edemeyiz.

Çevremiz savaşların ve kaosun pençesinde kıvranırken, bölücü terör sınırlarımızı tehdit ederken, iç cephemiz her gün yıkıcı operasyonlara maruz kalırken hiçbir şey olmamış gibi seyredemeyiz.

Bütün senaryoları değerlendirerek güvenlik önlemlerimizi almak ve ülkemize tehdit oluşturan her duruma karşı hazırlıklı olmak ve sorumluluk üstlenmek zorundayız.

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli derin öngörüsü ve Devlet Aklıyla tarihin ve coğrafyamızın bizlere yüklediği sorumluluğu görmüş, milli birlik ve kardeşliğimizi sonsuza kadar yaşatacak, terörü ülke gündeminden tamamen çıkaracak olan tarihi çağrısını yapmıştır.

Bu çağrı terörle müzakereye, terör örgütü ile pazarlığa değil, büyük Türk milletinde kenetlenmeye ve emperyalizmin maşası olan terör örgütünün kökünü kazımaya yapılmış bir çağrıdır.

Bu çağrı Milli varlığımızı ve iç barışımızı hedef alan emperyalizmin kanlı senaryolarına karşı, milli birliğimize ve bin yıllık kardeşliğimize sahip çıkan bir çağrıdır.

Sayın Genel Başkanımızın çağrısı tarihin akışına yön veren bir çağrıdır ve Türk Yüzyılı’nda terör bitsin huzur gelsin diye yapılmıştır.

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Bin yıllık kardeşliğimizi yaşamaya ve yaşatmaya, devletin bekasına, milletin refahına el uzatmıştır.

Terörle mücadelede kararlı ve tavizsiz olan Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli bir taşın yerini değiştirmiş, muhalefetin kirli zihni allak bullak olmuştur.

Bu çağrının anlamını “ABD-İsrail ve Kandil” gayet iyi anlamış ancak onların Türkiye’deki zihinsel ve bedensel temsilcileri anlamamış gibi davranmaktadırlar.

Muhterem Dava Arkadaşlarım

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, terörü besleyen damarların röntgenini çekmiş ve Türk milletinin önüne koymuştur.

Çağrımız aziz milletimiz tarafından alınmış, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin haklılığı anlaşılmıştır.

Genel Başkanımızın bu tarihi adımını çarpıtarak oy devşirme kurnazlığına düşen fason milliyetçilerin ve emperyalizmin dayattığı yapay gündemlere esir olan ana muhalefetin ise sorumsuz anlayışı gözler önüne serilmiş, günü kurtarma çabaları bir kez daha maskelerini düşürmüştür.

CHP adeta emperyalizmin ileri karakolu gibi bölücü söylemlere sarılmış, etnik ve mezhep temelinde ayrışmayı kışkırtan bir dilin esiri olmuş ve Türkiye Cumhuriyet’inin rejimini değiştireceklerini ifade edecek kadar pervasızlaşmıştır.

DEM’lenmiş CHP ve 6’lı masanın artıkları siyasi ikballerini memleketin geleceğinden daha önemli gören ayıplı bir anlayışla yine tarihin yanlış tarafında, Türkiye’nin Cumhuriyeti’nin karşısında pozisyon almışlardır.

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin çağrısı en çok Kandil’de ABD’nin uşaklığını yapan terör baronlarını rahatsız etmiş ve ne yazık ki muhalefet partileri Kandil’deki teröristlerle aynı hizaya geçmişlerdir.

DEM Parti ise silah ve siyaset arasında artık bir karar aşamasına gelmiştir.

Bölücü terör örgütünün önünde silah bırakıp teslim olmak dışında bir çare kalmamıştır.

Terör çıkmaz sokaktır.

Terör insanlığın ortak düşmanıdır.

Terörle hiçbir yere varılamayacaktır.

Kürt kardeşlerimizi sorun olarak gören, sömüren, çocuklarını zorla dağa götüren, kanlarını emen ne kadar bölücü ve terörist varsa hepsi birden kaybetmeye mahkûmdur.

Kürt kardeşlerimiz emperyalizmin bölünme planının aparatı olmamış ve olmayacaktır.

Türk ve Kürt arasına fitne sokarak milli birliğimizi hedef alan, ayrışma, bölünme ve kargaşadan beslenen emperyalizm ve yerli işbirlikçileri kanlı planlarını başaramayacaklardır.

Türkiye Cumhuriyeti hepimizin devletidir.

Anımız bir, acımız bir, ahlakımız bir, duamız bir ve geleceğimiz de bir olacaktır.

Muhterem Misafirler

Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük ve güçlü bir devlettir, terörle mücadelemiz her alanda kararlılıkla sürecektir.

Cumhur İttifakı ve Milliyetçi Hareket Partisi tam bir mutabakat içerisinde Türk ve Türkiye Yüzyılı’nda ülkemizin tüm sorunları çözecek, her türlü ihanetin, bölücü terörün kökünü kazıyacak iradeye sahiptir.

Terörsüz bir Türkiye, huzurlu, müreffeh ve güvenli bir Türkiye demektir.

Yeni Yüzyılda terörün gündemimizden çıkması ülkemizin her alanda refahını getirecek ve ülkemiz prangalarını söküp atacaktır.

Artık Vakit Tamamdır!

Söz Konusu Vatandır!

Aziz vatanın birliğine ve bütünlüğüne sahip çıkmak her Türk evladının en önemli vazifesidir.

Kaybedecek zamanımız yoktur, gün, kısır çekişmelerin günü değildir. Gün, istismar siyasetine tahammül edilecek gün değildir.

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin de ifade ettiği gibi; “Gün, Türk milletinin topyekûn ayağa kalkma, kenetlenme, tek yürek olma günüdür.”

Türk ve Türkiye Yüzyılı’nda aziz milletimizi hak ettiği refaha ve huzura kavuşturmanın, yeni yüzyıla Türkiye Cumhuriyeti’nin ismini altın harflerle yazdırmanın zamanı gelmiştir.

Cumhur İttifakı ve Milliyetçi Hareket Partisi her vatandaşımızı eşit gören bir anlayışla milli birliğimizi sonuna kadar koruyacak, kardeşliğimizi sonsuza kadar yaşatacaktır.

Ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti yeni yüzyılın parlayan yıldızı olacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle toplantımıza teşriflerinizden dolayı teşekkür ediyor, hepinizi Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.

Ne Mutlu Türk’üm Diyene!
 

{ "vars": { "account": "G-E1EN649QR9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }