Politika

MHP'li Bülbül: Ülkemiz kendi savaş gemisini yapabilen 10 ülkeden biri haline gelmiştir

MHP Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül, "Ülkemiz kendi savaş gemisini yapabilen 10 ülkeden biri haline gelmiştir." dedi

MHP Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül, TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanlığı bütçesi üzerinde konuştu

MHP'li Bülbül'ün açıklaması şu şekilde;

Sözlerimin başında, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşları ile aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle andığımı ifade etmek istiyorum.

Bir ülkede iç huzur ve güvenliğin sağlanması, ekonominin, ticaretin, sanayinin, eğitim ve kültür hayatının sağlıklı bir şekilde var olabilmesinin en temel koşuludur. Şüphesiz, iç huzurun ve güven ortamının varlığı, siyasi istikrarın ve güçlü yönetim sisteminin mevcut olmasıyla ancak sağlanabilecektir.

Binlerce yıllık devlet geleneğine sahip olan aziz Türk milletinin 100 yaşını henüz tamamlayan son devlet eseri Türkiye Cumhuriyeti devleti, Birinci Cihan Harbi sonrasında emperyalistlerin işgaline karşı Kuvayımilliye ruhuyla kan ve irfanla verilen millî mücadele neticesinde kurulmuş ve bugünlere kadar çok önemli, netameli süreçler atlatmıştır. Cumhuriyet tarihine bakıldığında, askerî, ekonomik vesayetler, yönetim krizleri, terör faaliyetleri sebebiyle aziz milletimizin birliği ve iradesi çok defa ifsat edilmeye çalışılmış; darbelerle, devletimizin yükseliş azmi ve kararlılığı kırılmak istenmiştir. Yaşanan zulüm ve acıların yanı sıra, ülkemizin enerjisi on yıllardan beri büyük ölçüde buralara ne yazık ki tüketilmiştir.
 
Askerî, modern, postmodern; adı her ne olursa olsun her türlü darbe ve darbe girişimi, ülkemizin refah ve ferah içerisinde geleceğe yürümesini, büyümesini ve kalkınmasını hedef almıştır. Son olarak sekiz yıl evvel, 15 Temmuz 2016 tarihinde emperyalistlerin maşası FETÖ terör örgütü tarafından alçak darbe girişiminde bulunulmuş; başta millî iradenin tecelligâhı olan Gazi Meclisimiz ve Cumhurbaşkanlığı açıkça hedef alınmıştır. 15 Temmuz alçak darbe girişiminin aziz Türk milletinin eşsiz feraset ve cesaretiyle akamete uğratılmasının ardından Cumhur İttifakı'nın teşekkül etmesiyle birlikte Türk milletinin yükselme ve bağımsızlık iradesi perçinlenmiş; devletimiz, yoluna büyük bir güven içerisinde devam etmeye başlamıştır.

15 Temmuz alçak darbe girişiminin ardından devletimizin payidar, milletimizin mutlu olması için ülkemizin güçlü bir yönetim sistemine kavuşmasının zaruri bir hâl aldığı ortaya çıkmıştır. Bu minvalde, parlamenter sistemden kaynaklanan yönetimsel zafiyetlerin ve istikrarsızlık ortamının oluşmaması için 16 Nisan 2017 tarihli Anayasa değişikliğiyle "Türk tipi başkanlık modeli" dediğimiz Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçiş sağlanmış, 9 Temmuz 2018'den itibaren de uygulamaya konulmuştur. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle; yürütmede ortaya çıkan çift başlılık sona ermiş, koalisyonlar devri kapanmış, siyasi istikrar en üst seviyeye çıkmıştır. 

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle; hükûmet krizleri, hükûmet kurulamama sorunları ortadan kalkmış, ekonomik ve demokratik istikrarın yolu açılmış, bürokrasiyi azaltarak yetki karmaşalarını giderecek, hızlı işleyen, çabuk karar alan sorunların çözümüne ve Türkiye'nin gelişmesine odaklı bir yönetim yapısı tesis edilmiştir.

Yeni sistemle Türkiye, vesayet odaklarından arındırılmış, özgüvenine kavuşmuştur. Aziz milletimizin takdir ve teveccühüyle Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, Anayasa değişikliği referandumu ve yapılan genel seçimin ardından milletimizin iradesi tarafından da teyit edilerek uygulamaya geçilmiştir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilen 2018 yılından günümüze kadar gerek ülkemizde gerek bölgemizde gerek dünyada yaşanan birtakım meseleleri Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin sisteminin getirmiş olduğu istikrarlı, güçlü, etkin ve hızlı karar alma mekanizmasına dayalı yönetim sistemiyle çok önemli çözümler sunulmuştur.

2019 yılında baş gösteren Covid-19 küresel pandemisi, 2022'de başlayan ve ülkemizin kuzeyinde hâlen devam eden Rusya-Ukrayna savaşı, 2023'te Kahramanmaraş merkezli "asrın felaketi" olarak nitelendirilen ve 14 milyon vatandaşımızı doğrudan etkileyen büyük depremler; Orta Doğu'da meydana gelen olaylar, 7 Ekim 2023'ten itibaren İsrail'in Filistin başta olmak üzere Lübnan ve Suriye'ye yönelik bölgeyi tehdit eden saldırıları ve soykırımları, Avrupa'daki siyasi istikrarsızlık ortamı gibi hadiseler karşısında Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte ülkemiz düzenin, istikrarın ve güvenin adresi olarak her türlü zorluğa göğüs germe ve müdahale etme başarısını göstermiştir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin getirmiş olduğu güçlü ve istikrarlı yönetim marifetiyle ülkemiz askerî, siyasi, diplomatik, ticari ve ekonomi başta olmak üzere birçok alanda başat güç olma yolunda önemli adımlar altmıştır. Türkiye ekonomisi bölgesel ve küresel siyasi ve ekonomik sıkıntılara, enflasyonist sürece ve 2023 yılında meydana gelen depremlerin getirmiş olduğu ekonomik yüke rağmen on yedi çeyrektir kesintisiz olarak büyümektedir. 2023 yılı emekliliğe hak kazanma koşullarına yönelik düzenlemelere ve depremin etkilerine rağmen istihdam artışının güçlü seyrini sürdürdüğü bir yıl olmuştur. 2024 yılının ilk yarısında da istihdamdaki artış devam etmiştir. 

Mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre 2024 yılı Ağustos ayında istihdam oranı yüzde 49,7; iş gücüne katılım oranı 54,3; işsizlik oranı ise yüzde 8 buçuk olarak gerçekleşmiştir. Küresel ticaret hacmi artış hızındaki yavaşlama ve dış talep koşullarındaki bozulmaya rağmen Türkiye'nin ihracatı yıllar içinde artış göstermiş, 2024 yılı Kasım ayı itibarıyla ihracatımız 261,4 milyar dolara yükselmiştir. 

Diplomaside etkin bir güç olarak doğudan batıya, kuzeyden güneye her coğrafyada var olan, dünya üzerinde 260'tan fazla diplomatik misyonla temsil edilen devletimiz çok yönlü ve çok boyutlu bir politika sürdürerek önemli başarılara imza atmıştır. 

Rusya-Ukrayna arasındaki Tahıl Koridoru Antlaşması'ndan Karabağ'daki otuz yıllık Ermeni işgalinin sona ermesine, mavi vatanda haklarımızı gasbetmek isteyenlere karşı Libya'yla stratejik önemi haiz deniz yetki alanlarının sınırlandırılması ve hidrokarbon anlaşmalarının imzalanmasına, Türk Devletleri Teşkilatının kurulmasından Kıbrıs'ta kırk altı yıl boyunca kapalı olan Maraş'ın açılmasına, son olarak Afrika'da Etiyopya ile Somali arasında barışın tesis edilmesinden Suriye'de yıllardır sabır ve stratejiyle sürdürülen politikanın neticesi olarak 14 Aralık 2024 tarihinde Şam'da Büyükelçiliğimizin yeniden açılmasına kadar önemli ve büyük başarılar, gelişmeler kaydedilmiştir.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde Cumhurbaşkanlığına bağlı 8 başkanlık, 1 genel sekreterlik, 4 ofis ve 9 politika kurulu bulunmaktadır. Millî İstihbarat Teşkilatı, İletişim Başkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı ve Strateji ve Bütçe Başkanlığı Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak faaliyet gösteren başlıca kurumlarımızdır.

Milli İstihbarat Teşkilatımız özellikle son yıllarda yurt içinde ve sınırötesinde başarılı faaliyetlerde bulunmaktadırlar. Terörle mücadelede terörün kaynağında yok edilmesi stratejisinde büyük bir yeri olan Milli İstihbarat Teşkilatımız terör örgütlerinin sözde elebaşlarına nokta operasyonlar düzenleyerek onları etkisiz hâle getirmekte, ülkemizde casusluk ve diğer espiyonaj faaliyetleri gösteren yapıları çökertmekte ve onlara göz açtırmamaktadır. MİT Başkanlığımız, yurt içi ve yurt dışında PKK, PYD, FETÖ ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin hareket kabiliyetini çok sınırlı hâle getirmiş, ülkemizin ve milletimizin birlik ve huzurunu sağlama noktasında özveriyle çalışmalarını bugüne kadar sürdürmüştür. Teşkilatımızın çalışmalarını takdirle takip ettiğimizi ifade ediyor, bu vesileyle isimsiz kahramanlarımıza bir defa daha şükranlarımızı sunuyor, şehadet şerbeti içen aziz şehitleri de rahmet ve minnetle anıyoruz.

"Teknoloji, iletişim ve uzay çağı" olarak nitelendirdiğimiz bir dönemde doğru bilginin ehemmiyeti oldukça artmıştır. Günümüzde özellikle sosyal medyada baş gösteren yanlış bilgi ve yalan haber üzerinden algı faaliyetlerinin yürütülmesi hız kazanmıştır. Kamu diplomasisinin yürütülmesi ve ülkemizin tezlerinin uluslararası alanda savunulması hususlarının yanı sıra dezenformasyonla mücadele edilmesi ve milletimizin doğru bilgiyle buluşturulması noktasında İletişim Başkanlığı önemli bir misyon üstlenmiştir. Dezenformasyonla mücadele kapsamında Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının faaliyetleri oldukça önemlidir. Bu kapsamda, algılara karşı gerçeklerin dile getirilmesi konusunda İletişim Başkanlığı tarafından 7/24 gündem takibi yapılmakta ve tespit edilen dezenformasyona engel olunarak doğru bilgi kamuoyuyla paylaşılmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak her türlü bilgi kirliliği ve istismarın yapıldığı bir dünyada kamuoyunun doğru bilgilere ve gerçeklerle gerçeklerle aydınlatılmasının ilkeli, dürüst ve ahlaklı siyaset anlayışımızın bir gereği olarak görmekteyiz. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı olarak bu kapsamda halkı endişe, korku veya paniğe sevk edecek gerçeğe aykırı bilgi yayanlara hapis cezası verilmesini, internet haber sitelerinin süreli yayın kapsamına alınmasını amaçlayan ve dezenformasyon yasası olarak bilinen 7418 sayılı Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin kabul edilmesini de sağlamış bulunmaktayız. Kamuoyunu istismar etmeden toplumun sağlıklı bir şekilde olayları yorumlayabilmesi ve takdiri için doğru bilgiye erişimini ve bilgiye erişimin kolaylaşmasını kuşkusuz önemsemekteyiz. Özellikle terörle mücadelede etkili yöntemlerle kara propagandanın engellenmesi, kamuoyunun bilgilendirilmesi ve aydınlatılması faaliyetlerinde bulunulmasının gerektiğini burada bir defa daha ifade etmek istiyoruz.

Cumhurbaşkanlığı Dönüşüm Ofisi tarafından Ulusal Yapay Zeka Stratejisi ve Eylem Planı çerçevesinde yürütülen projeler ülkemizin dijital bağımsızlığı hususunda büyük önem arz etmektedir. Kamu hizmetlerinde etkinliğin artırılması ve kamusal alanda dijital uyum ve iş birliğinin sağlanması için e-devlet hizmetlerinin kapsamı genişletilmiştir. Dijitalleşmenin had safhaya ulaştığı bir çağda dijital altyapının güçlendirilmesi ve siber güvenlik alanındaki faaliyetler büyük önemi haizdir. Bu noktada Türkiye'nin teknolojik dönüşümünü dönüşümünü hızlandırmanın sadece ekonomik değil aynı zamanda stratejik bir millî güvenlik meselesi olduğunu bir defa daha ifade etmek istiyoruz.

Savunma Sanayii Başkanlığımızın uhdesinde ve koordinesinde yapılan çalışmalar neticesinde ülkemiz son yıllarda savunma sanayi alanında büyük atılımlara imza altmıştır. Millî teknoloji hamlesinin uygulanmaya konulmasıyla birlikte başta savunma sanayi alanında olmak üzere birçok alanda yerli ve millî üretimi artırma ve stratejik alanlarda dışa bağımlılığı azaltma yönündeki politikalar başarıyla sürdürülmektedir. Ülkemizin bilgi ve uzay çağında gözlem ve haberleşme noktasında gelişmesi için TÜRKSAT, 5A ve 5B uydularının ardından yerli ve millî imkânlarla üretimi yapılan TÜRKSAT 6A, 9 Temmuz 2024 tarihinde uzaya fırlatılmıştır Türk ordusu yerli ve millî teçhizatlarla donatılmış, savunma sanayinde millilik ve yerlilik olanı oranı yüzde 80 seviyelerinin üzerine çıkmıştır. Ülkemiz, kendi kendine yetebilen bir ülke olmanın ötesinde, savunma sanayi ürünlerimizin gelişmesi ve çeşitlenmesiyle birlikte uluslararası rekabet gücümüz artmış ve ürünlerin ihraçlarıyla birlikte savunma sanayimiz tarafından ekonomiye önemli katkılar sağlanmaya başlamıştır. Günümüz itibarıyla Türk savunma sanayi ürünlerimiz 185 ülkeye ihraç edilmekte, ürün çeşitliliği 230'u bulmaktadır. 3.500'ü aşkın firma bu sektörde faaliyet gösterirken savunma projelerinin sayısı binin üzerine çıkmıştır. Sektörün cirosu 2023'te 15,5 milyar dolara yükselmiş, istihdam sayısıysa 92.000 kişiye ulaşmıştır. 

Sektörde eşgüdüm ve iş birliği hâlinde faaliyet gösteren ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN, TUSAŞ, MKE ve TÜBİTAK gibi kurumlarımız başarıyla hepimizi, ülkemizi ve milletimizi gururlandırmaktadır. Bu vesileyle, mühendisinden teknikerine, savunma sanayimize katkı sağlayan tüm personelimize şükranlarımızı sunarken yakın zamanda TUSAŞ'ta kaybettiğimiz aziz şehitlerimizi, kardeşlerimizi bir defa daha saygıyla burada yâd etmek istiyoruz.

Savunma sanayimizin gelişmesi ve büyümesiyle birlikte ATMACA, YILDIRIM, BOZDOĞAN, BORA, GÖKDOĞAN, HİSAR gibi füzelerin ardından balistik olarak nitelendirilebilecek olan TAYFUN füzesi başarıyla test edilmiştir. Boğaç, Barkan, Kaplan, Demirhan, Alpan, Ertuğrul ve diğer insansız kara araçlarımız; millî piyade tüfekleri ve FIRTINA obüslerimiz, denizlerde mavi vatan coğrafyamızın emanetçileri olan ULAQ, SANCAR, SALVO, ALBATROS ve MÎR insansız deniz araçlarımız ile birlikte MİLGEM Projesi kapsamında üretilen millî savaş gemilerimiz, dünyanın ilk SİHA gemisi olma özelliğini taşıyan TCG ANADOLU gemimiz envantere girmiş ve bu envantere gelen bu ürünler Türk milletinin göğsünü kabartmıştır.

Ülkemiz kendi savaş gemisini yapabilen 10 ülkeden biri hâline gelmiştir. Millî ve yerli üretim çalışmaları neticesinde Bayraktar, ANKA, AKSUNGUR, Akıncı, KARGU, KARAYEL gibi insansız hava araçlarımız; ATAK ve GÖKBEY helikopterimiz üretim aşamalarını başarıyla tamamlayarak envanterimize girmiştir. Ülkemiz İHA ve SİHA teknolojisinde dünyanın önde gelen 3 ülkesinden biri olarak büyük bir başarı elde etmiştir. İlk insansız savaş uçağı olma özelliğine sahip olan KIZILELMA uçağımız ise başarıyla gökyüzüyle buluşmuş, insansız jet motorlu savaş uçağı ANKA-III de piste çıkarak ilk test denemelerini gerçekleştirmiştir. İsim babalığını Sayın Genel Başkanımızın yaptığı 5'inci nesil Millî Muharip Uçak'ımız KAAN başarıyla ilk uçuşunu gerçekleştirmiştir. Özellikle son dönemlerde yerli ve millî olarak geliştirilmekte olan Çelik Kubbe Projesi ile Hava Savunma Sistemi Projesi'nin nihayete ermesiyle birlikte önümüzdeki süreçte ülkemizin hava savunmasında ciddi katkılar sağlanacaktır. 

Bölgemizin ve dünyanın kriz, kaos ve kargaşa ortamında bulunduğu, ülkelerin saldırıya uğradığı ve savaş çığırtkanlıklarının yükseldiği bir süreçte ordumuzun imkân ve kabiliyetlerinin artması ve güçlenmesi aziz milletimizin bu coğrafyada huzur içinde yaşamasının temel gereksinimlerinden biridir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak millî güvenliğimizin sağlanması için dosta güven, düşmana korku veren, etkin ve caydırıcı nitelikte atılan tüm adımları kararlılıkla desteklemeye devam edeceğiz.
 
Milliyetçi Hareket Partisi olarak "önce ülkem ve milletim" düsturuyla ülkemizin ve milletimizin her alanda kalkınması, büyümesi ve gelişmesi için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Cumhur İttifakı'nın ortaya koymuş olduğu iradeyle millî vizyonun gerçekleşmesi hususundaki desteğimizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Dünyaya Türkçe bakarak Ziya Gökalp'ın "Fert yok, cemiyet var; hak yok, vazife var." anlayışıyla, Yusuf Akçura'nın "dilde, işte, fikirde birlik" idealini aziz milletimizi hür ve aydınlık yarınlara ulaştırmanın azmiyle terkip ve takip edeceğiz. Türk beklenen ve özlenendir gerçeğini unutmadan, Türkiye merkezli yeni bir medeniyet tesis etmek, devletin bekası ve milletin refahını sağlamak temel gayemizdir. Bu doğrultuda ülkümüz; kısa vadede Türk kuşağının hayata geçirilmesi, dost ve kardeş ülkelerle iş birliğinin geliştirilmesi; edilgen yapıdan tamamen sıyrılarak öz güvenli, ayağını yere basan, sağlam basan fakat hedefi daima Kızılelma olan bir ufka erişebilecek etken ve başat bir güce sahip olan büyük Türkiye'yi inşa etmektir.

Türk ve Türkiye Yüzyılı'nda lider ülke Türkiye hedefinin gerçekleşmesi için temel önceliğimiz, millî birlik ve beraberliğin temin ve daim edilmesi, iç cephenin güçlenmesi ve başta terör olmak üzere ülkemizin yaşadığı sorunların tamamen çözülmesidir.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte stratejik bir güce sahip olan devletimiz, Cumhur İttifakı’nın güven veren anlayışıyla bu stratejik gücün sürdürülmesi ve yürütülmesi hususunda önemli adımlar atmaktadır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak önümüzdeki süreçte beklentimiz, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin daha da kökleşmesini, daha da kurumsallaşmasını sağlamaktır. Bu hususta, 12 Eylül 1980 darbesinin bir eseri olmakla beraber, şimdiye kadar 19 değişiklik paketiyle 184 değişiklik yapılan Anayasa’nın çağın gereklerine uygun bir şekilde yeniden düzenlenmesi; siyasi partiler seçim kanununun, siyasi etik kanununun çıkarılması; Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu'nun yeniden düzenlenmesi; yeni bir Meclis İçtüzüğü'nün hazırlanması, Anayasa Mahkemesinin yeniden yapılandırılması, bunların Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle uyumlu ve tamamlayıcı bir şekilde hayata geçirilmesidir.
 
Bu duygu ve düşüncelerle, Milliyetçi Hareket Partisi olarak 2025 yılı Cumhurbaşkanlığı bütçesini desteklediğimizi ifade ediyor, ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyor, Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

{ "vars": { "account": "G-E1EN649QR9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }