Politika

MHP'li Aksu: Zilleti 14 ve 28 Mayıs’ta kabul etmeyen Türk Milleti, 31 Martta da kabul etmeyecektir

MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Faruk Aksu, yerel seçimlere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. MHP’li Aksu, “Zilleti 14 ve 28 Mayıs’ta kabul etmeyen Türk Milleti, 31 Mart'ta da kabul etmeyecektir.” dedi.

MHP Genişletilmiş Bölge İstişare Toplantısı’nın yedincisi Çorum, Sinop, Amasya, Tokat, Ordu ve Giresun il teşkilatlarının katılımlarıyla Samsun'da yapıldı.

Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilen toplantının heyet başkanlığını MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Faruk Aksu yaptı.

Toplantıyı, MHP Samsun Milletvekili İlyas Topsakal, Milletvekili Vahit Kayrıcı, Milletvekili Yücel Bulut, Milletvekili Naci Şanlıtürk, Milletvekili Ertuğrul Gazi Konal ve  MYK Üyesi Davut Haskırış yönetti.

MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Faruk Aksu, “2024'e Doğru, Diyar Diyar Anadolu, Genişletilmiş Bölge İstişare Toplantıları” kapsamında düzenlenen “Samsun Bölge İstişare Toplantı”sında Milliyetçi Hareket Partisinin 14. Olağan Kongre süreci ve 31 Mart 2024 mahalli İdareler Genel Seçimleri ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu; 9 Ağustos’ta ilçe kongreleri ile başlayıp il kongreleri ile genişleyen ve nihayet 17 Mart 2024 tarihinde bir şölen havasında yapmayı kararlaştırdıkları 14’ncü Olağan Büyük Kurultayla taçlanacağını ifade ederek; “Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin ifade ettiği gibi; “Partimizin haklı ve tarihi mücadelesine güç katacak ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin her mensubunun gönül alarak, gönül yaparak, gönülleri kazanarak yoluna devam edecektir.” dedi.

Aksu, yaptığı konuşmada; "Milliyetçi Hareket Partisi, millet egemenliği anlayışıyla milletin olmadığı hiçbir işin içinde olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır. Bize göre Milli egemenlik sadece bir siyasi ilke değil, aynı zamanda Türk milletinin yeniden şahlanışı, milli direniş, tam bağımsızlık ve demokrasidir.

Milliyetçilik ve demokrasiyi siyasi ve kültürel çerçevenin iki anahtar kavramı olarak kabul ediyoruz.

Ülkemizde ve dünyada huzur istiyor, insanlığın huzurunun Türkiye merkezli yeni bir medeniyet inşası ile mümkün olabileceğine inanıyoruz.

Bu anlayışla Cumhuriyet’in yeni yüzyılını omuzlayacak kadrolarımız ve Cumhur İttifakı olarak yepyeni projelerimizle gücümüze güç katacağımıza yürekten inanıyoruz.

Elli dört yıllık siyasî hayatında Türkiye’nin ve Türk milletinin bekası, huzur ve güvenliği için hep en ön safta mücadele eden Partimiz, bundan sonraki süreçte de bu kutlu mücadelesini sürdürecektir." dedi.

HEDEFİMİZ: TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN YENİ ASRINI YENİ ANAYASA İLE TAÇLANDIRMAK

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminin sağladığı istikrarla sistemin uygulandığı son beş yılda Türkiye ekonomisinin maruz kaldığı ekonomik operasyonlara, deprem, sel, yangın ve diğer doğal afetlere, küresel ekonomide yaşanan önemli sıkıntılara rağmen en çok büyüyen, en fazla istihdam yaratan, en az borçlu ülkelerden birisi haline geldiğini vurgulayan Aksu, “Artık sahada ve masada sözü geçen, ne diyeceği merak uyandıran bir Türkiye gerçeği vardır.” dedi.

Aksu, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi ile parlamenter sistemin açmazlarından kurtulan Türkiye’nin, kutlu hedeflere atıldığını belirterek, “Önümüzdeki hedef; Türkiye’nin yakaladığı siyasi istikrar ve demokratik olgunluğun oluşturduğu iklimde, katılımcı, kapsayıcı ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ruhuna uygun, demokratik “yeni bir Anayasa” yapmaktır.” dedi.

CHP, ESKİSİYLE YENİSİYLE TERÖRİSTLERE SELAM DURSUN; BİZİM SELAMIMIZ AZİZ MİLLETİMİZEDİR

Siyaset ve ülke gündemine dair yaptığı değerlendirmede kaos ve kargaşadan beslenen CHP, HEDEP ve yancılarının, her konuyu provoke ederek toplumsal kutuplaşma vesilesi yapma çabasının Türkiye’ye bir faydası olmadığını belirterek “CHP, eskiyle yenisiyle terörist Demirtaş’a selam dursun; bizim selamımız polisimize, askerimize, esnafımıza, çiftçimize, emeklimize ve aziz milletimizedir.” dedi.

Genel Başkan Yardımcısı Aksu, aziz milletimizin 14 ve 28 Mayısta sandıkta gösterdiği iradeyi yerel seçimlerde de ortaya koyacağını ve 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinin Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakının yeni bir zaferi ile sonuçlanacağını söyleyerek “Zilleti 14 ve 28 Mayıs’ta kabul etmeyen Türk Milleti, 31 Martta da kabul etmeyecektir.” dedi.

MHP’li Aksu’nun açıklamalarının tamamı şu şekilde:

“Değerli Dava Arkadaşlarım,

Kıymetli Basın Mensupları,

Bugün Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Bey’in talimatlarıyla başlatılan “2024'e Doğru, Diyar Diyar Anadolu, Genişletilmiş Bölge İstişare Toplantıları” kapsamında “Samsun Bölge İstişare Toplantımızı” gerçekleştiriyoruz. Tüm gücümüzle mahalli idareler genel seçimlerine hazırlanıyor, Parti olarak vatanımızın her köşesinde vatandaşlarımızla buluşuyor, faaliyetlerimize aralıksız devam ediyoruz.

Geçtiğimiz Cuma günü, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete irtihalinin 85’inci yıl dönümünü andık.

10 Kasım’ı bir matem günü değil, Aziz Atatürk’ü anlama ve kavrama vesilesi olarak görüyoruz.

Cumhuriyeti’mizin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 85’inci yıl dönümünde bir kez daha saygıyla, minnetle ve rahmetle anıyorum.

Ruhu şad, mekânı cennet olsun.

Milliyetçi Hareket Partisi; Samsun’da, Amasya’da, Sivas’ta, Erzurum’da, Ankara’da şahlanan milli mücadele ruhu ve milli irade kararlılığı ile siyaset yapmakta, gelişmeleri Ankara merkezli ve Türkçe bakış açısı ile değerlendirmektedir.

9 Ağustos’ta ilçe kongreleri ile başlayıp il kongreleri ile genişleyen ve nihayet 17 Mart 2024 tarihinde bir şölen havasında yapmayı kararlaştırdığımız 14’ncü Olağan Büyük Kurultayımızla taçlanacak demokratik süreç, Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin ifade ettiği gibi; “Partimizin haklı ve tarihi mücadelesine güç katacak ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin her mensubu gönül alarak, gönül yaparak, gönülleri kazanarak yoluna devam edecektir”

Milliyetçi Hareket Partisi olarak ne yaptığımızın ve nereye ulaşacağımızın bilincindeyiz.

Bizim duruşumuz Türk milletinin duruşu, ufkumuz Kızılelma ufkudur.

Devlet ebed müddet, millet ebed müddet inanç ve iradesi, siyasi ve fikri varlığımızın şeref konusu, asla ödün vermeyeceğimiz ilkesel onurudur.

Milliyetçi Hareket Partisi gücünü sadece milletten alan, demokrasiden asla taviz vermeyen şerefli bir geçmişe sahiptir.

Partimiz; millet egemenliği anlayışıyla milletin olmadığı hiçbir işin içinde olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır.

Bize göre Milli egemenlik sadece bir siyasi ilke değil, aynı zamanda Türk milletinin yeniden şahlanışı, milli direniş, tam bağımsızlık ve demokrasidir.

Milliyetçilik ve demokrasiyi siyasi ve kültürel çerçevenin iki anahtar kavramı olarak kabul ediyoruz.

Ülkemizde ve dünyada huzur istiyor, insanlığın huzurunun Türkiye merkezli yeni bir medeniyet inşası ile mümkün olabileceğine inanıyoruz.

Çünkü biz Türk Cihan Hakimiyeti Mefkûresini fikir ve siyaset hayatımızın mihveri olarak gören, İ’la-yi Kelimetullah davasının taviz ve teslimiyet kabul etmeyen sancaktarlarıyız.

Bu anlayışla Cumhuriyet’in yeni yüzyılını omuzlayacak kadrolarımız ve Cumhur İttifakı olarak yepyeni projelerimizle gücümüze güç katacağımıza, Türk ve Türkiye Yüzyılını inşa edeceğimize yürekten inanıyoruz.

Elli dört yıllık siyasî hayatında Türkiye’nin ve Türk milletinin bekası, huzur ve güvenliği için hep en ön safta mücadele eden Partimiz, bundan sonraki süreçte de bu kutlu mücadelesini sürdürecektir.

Muhterem Dava Arkadaşlarım, Değerli Konuklar,

Küresel dengeler her geçen gün değişmekte, kutuplaşmalar, bölgesel gerilimler artmaktadır.

Ortadoğu’da yaşanan gerilimlerin çatışmaya ve nihayetinde savaşa dönüşmesi bölgesel barışı tehdit etmektedir.

37 gündür, İsrail ve Filistin arasında yaşanan çatışma, İsrail’in her türlü hukuki mülahazayı yok sayan insanlık dışı, soykırımcı, zalimane yaklaşımı insanım diyen herkesin yüreğini dağlamaktadır.

Kadın-çocuk ve yaşlı demeden savunmasız insanlar İsrail tarafından taammüden hedef alınmakta, okul, ibadethane, hastane, ambulans ve sığınaklar dahil katliama devam edilmektedir.

Bu insanlık suçuna artık dur denilmeli, daha fazla kan dökülmemelidir.

Sözde medeni dünya, ağzı süt kokan sabilerin katliamı karşısında sağır ve dilsizdir.

Türk milleti Gazze’deki dehşet saçan katliamlara elbette sessiz kalmamaktadır.

Akan kanı durdurmak için tüm gücüyle çaba sarfetmektedir.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ve kabinesinin insani diplomatik çabaları sonuç verecek ve bu vahşet inşallah sona erecektir.

İlk kıblemiz Mescid-i Aksa ve onu barındıran Kudüs vazgeçilmezimizdir.

İnancımız odur ki bu zalimlik bitecek, İsrail ve yönetimi de yaptıklarının hesabını öbür dünyaya kalmadan verecektir.

Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sunduğu imkân ve kabiliyetlerle dış politikadaki etkinliğini artırarak çok yönlü ve proaktif bir dış siyaset izlemektedir.

Kutup yıldızı gibi parlayan “Türk Kuşağı” hem bölgemize hem de dünyaya barış, huzur ve istikrar vaat etmektedir.

Devir artık Türk devridir.

3 Kasım 2023 tarihinde Astana’da yapılan Türk Devletleri Teşkilatı’nın 10’uncu Zirvesinde tüm dünyaya verilen “Türk Devri” mesajı ile tutuşan meşale, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefleriyle çıktığımız yolu aydınlatacaktır.

Türkiye, bir yandan bölgesel barış için başarılı bir diplomasi yürütürken diğer yandan egemenlik haklarımızı her durumda koruma kararlılığına ve terörle mücadeleye tavizsiz devam etmektedir.

Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre 9 Kasım 2023 tarihi itibariyle, yılbaşından sonra etkisiz hâle getirilen terörist sayısı 1.835’e, 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar ise 39 bin 178’e ulaşmıştır.

Terörizmle mücadelede gelinen son noktada terör örgütleri ağır kayıplar yaşarken, örgüte katılımlar büyük oranda azalmış, örgüt mensuplarının teslim olma oranları artmıştır. Türk devletinin nefesi, canilerin ensesindedir ve bunlar teker teker imha edilmektedir.

Türkiye hasımları bilsin ki, Cumhur İttifakı ruhuyla, son terörist son kanlı silahıyla ele geçirilinceye kadar terörle mücadeleye devam edilecektir.

Türkiye’nin dış politikada attığı tarihî adımlar, terörle mücadelede elde ettiği başarılar, tam bağımsızlık yolunda ortaya koyduğu millî politikalar huzur ve güven ortamının tesisini mümkün kılmış, etrafımız ateş çemberi iken Türkiye, bir huzur ve güven adası olarak öne çıkmıştır.

Bilindiği gibi Dünya ekonomisi; pandemi ve ardından yaşanan Ukrayna-Rusya savaşının etkisiyle üretimde daralmayla, gıda ve enerji krizi ve devam eden enflasyonist bir süreçle karşı karşıya kalmıştır.

Dünyadaki diğer ülkelerden farklı olarak, küresel sorunlara ilaveten Türkiye, terörle ve asrın felaketi 6 Şubat depreminin yol açtığı sıkıntılarla da mücadele etmektedir.

Esasen 15 Temmuz hain darbe girişimi ve ardından maruz kaldığı ekonomik operasyonlarla Türkiye’ye diz çöktürülmek istenmiştir.

Bazı sorunlarımız olsa da Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminin sağladığı istikrarla sistemin uygulandığı son beş yılda Türkiye ekonomisi, maruz kaldığı ekonomik operasyonlara, deprem, sel, yangın ve diğer doğal afetlere, küresel ekonomide yaşanan önemli sıkıntılara rağmen en çok büyüyen, en fazla istihdam yaratan, en az borçlu ülkelerden birisi haline gelmiştir.

Türkiye, yılın ilk altı ayında, ekonomisini yıllıklandırılmış olarak ilk kez 1 trilyon doları aşan bir büyüklüğe ulaştırmayı başarmıştır.

On üç yıl boyunca kesintisiz büyüyen Türkiye ekonomisi, büyüme eğilimini devam ettirerek 2023 yılının ilk yarısında da %3,9 büyüme oranıyla on iki çeyrektir kesintisiz ve güçlü büyüme performansı göstermiştir.

Salgın öncesi Şubat 2020’de 27 milyon 81 bin kişi olan istihdamımız, 4 milyon 605 bin kişi artışla Ağustos 2023’te 31 milyon 686 bin kişiye çıkmış, işsizlik oranı %9,2'ye gerilemiştir.

Böylece Türkiye, büyümeye bağlı olarak OECD ülkeleri içinde en çok istihdam yaratan ülkelerden birisi olmuştur.

2022 yılında 254,2 milyar dolara ulaşan ihracat rakamıyla küresel mal ihracatından aldığı payı ilk defa %1'in üzerine yükselten Türkiye’nin; yaşanan büyük deprem felaketine, dünya üretiminde gözlenen zayıflamaya ve daralan ticaret hacmine rağmen, Ekim ayı itibarıyla son 12 aylık ihracatı 254,8 milyar dolara ulaşarak 2022 yılsonundaki rekor rakamın da üzerine çıkılmıştır.

Ülkemiz turizm geliri ve ziyaretçi sayısı açısından salgın öncesinden daha güçlü bir performans sergilemektedir. Bu güçlü performans sonucunda yıl sonunda ziyaretçi sayısının 51 milyon kişiye, turizm gelirlerimizin 56 milyar dolar ile rekor bir seviyeye ulaşması öngörülmektedir.

Cari işlemler açığı, 2023 yılı Ağustos ayında yıllık %77,5, aylık ise %88,8 oranında düşerek 619 milyon dolar olarak gerçekleşmiş, altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı 6,1 milyar dolar ile yılın en yüksek fazlasını vermiştir.

2022 yılında, gelişmiş ülkelerde %109 olan AB tanımlı genel yönetim borç stokunun GSYH’ya oranı, %31,7 düzeyinde gerçekleşen Türkiye, dünyanın en az borçlu ülkelerinden biri olmaya devam etmektedir.

Bunlarla birlikte vatandaşlarımızın hayatını yakından etkileyen enflasyon Türkiye'nin önemli gündem maddelerinden biri olmaya devam etmektedir.

Etkin bir biçimde kullanılan para ve maliye politikası araçlarıyla enflasyonla mücadeleye kararlılıkla devam edilmekte, makroekonomik ve finansal istikrarı kalıcı bir şekilde sağlamak amacıyla alınan tedbirlerin etkisi de görülmeye başlamaktadır.

Ayrıca vatandaşlarımızı enflasyona ezdirmemek için gelir artırıcı politikalar kapsamında asgari ücrette, memur ve emekli maaşlarında ciddi artışlar yapılmış, önümüzdeki günlerde de toplum kesimlerinin refah payını artıracak yeni düzenlemeler hayata geçirilecektir.

Esnafımıza, çiftçimize ve sanayicimize yönelik kredi, vergi ve teşviklerde önemli destek tedbirleri devreye konulmuştur.

Asgari ücret ve diğer ücretlilerin asgari ücret kadarki gelirleri vergi dışı bırakılmıştır.

Müdür, Polis, öğretmen, hemşire, ebe, din görevlisi, uzman çavuş ve benzeri birçok kamu görevlisi için 3600 ek gösterge düzenlemesi getirilmiş, yıllardır beklenen öğretmenlik meslek kanunu çıkarılmış, hekimler başta olmak üzere sağlık çalışanlarımızın özlük haklarında iyileştirmeler yapılmış, kamudaki sözleşmeli personel kadroya geçirilmiştir.

Emeklilikte yaşı bekleyen vatandaşlarımızla ilgili EYT düzenlemesi yapılmış, 5 milyon vatandaşımızın istifadesi sağlanmıştır.

2022 yılında, uygulanan tüm sübvansiyonlara, enflasyonla mücadele kapsamında vazgeçilen vergilere ve ilave sosyal desteklere rağmen başarılı bir bütçe performansı sergilenmiş, dört yıllık aradan sonra bütçe yeniden faiz dışı fazla vermiş ve AB üyesi ülkelerde ortalama %3,4 olan bütçe açığının GSYH’ya oranı %1’e düşürülmüştür.

2023 yılında ise depremlerin yol açtığı hasarın onarımına yönelik harcamalar bütçeye ciddi bir yük getirmiştir.

Depremde hasar gören bölgelerin yeniden ihyası ve imarı ile depremin etkilerinin ortadan kaldırılması amacıyla 2023 yılında 762 milyar, 2024 yılında ise 1 trilyon 28 milyar lira harcama yapılması öngörülmüştür.

Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur ittifakı olarak depremin yaralarını sarmak önceliğimizdir.

Afetin ilk anından itibaren yaklaşık sekiz aydır devletimiz tüm kurumları ile deprem bölgesindedir.  Kalıcı konut ve işyerleri ile köy evleri hızla tamamlanmakta ve hak sahiplerine teslim edilmektedir.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından deprem bölgesinde 6 milyondan fazla bölüm içeren 2 milyon civarında yapının hasar tespiti yapılmış, 680 bin konut, 170 bin dükkân, depo, ahır gibi tek katlı bağımsız bölümlerin ağır hasar aldığı ve kullanılamaz hâle geldiği tespit edilmiştir.

Afet sonrası kalıcı konutların temeli 28 Şubat tarihinde atılmaya başlanmış ve ilk konutların teslimi depremden sadece 1,5 ay sonra gerçekleştirilmiştir.

Kasım ayı itibariyle TOKİ Başkanlığı, Emlak Konut, Yapı İşleri Genel Müdürlüğü eliyle 200 bin kalıcı konutun inşasına başlanmış yılsonuna kadar 41.000'i il ve ilçe merkezleri, 5.000'i kırsalda olmak üzere toplam 46 bin konutun afetzedelerimize teslim edileceği açıklanmıştır.

Ayrıca 2024 yılı yatırım ödeneğinin %95’i tutarındaki 671,5 milyar lira, kalıcı konut yapmayla ilgili giderler için öngörülmüştür.

Yaraları sarmak ve yaklaşık 104 milyar dolarlık maliyetin üstesinden gelmek için devlet millet işbirliği ile insanüstü bir gayret gösterilmektedir.

Daha güçlü, güvenli ve müreffeh bir Türkiye hedefi doğrultusunda, 12. Kalkınma Planı ve Orta Vadeli Program'la Türkiye ekonomisi için 2024-2026 dönemine yönelik kapsamlı, uygulanabilir bir yol haritası ortaya konulmuştur.

Buna göre program dönemi sonunda, afetin yaralarını saran, enflasyonu yeniden tek haneye düşüren, büyüme ve istihdamı sürdüren, sosyal adalet ve refahı geliştiren Türkiye, tarihinde ilk kez 1,3 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklük ve 15 bin dolara yaklaşan (14 bin 855 dolar) fert başına milli gelir ile yüksek gelir grubu ülkeler arasına girebilecektir.

Artık sahada ve masada sözü geçen, ne diyeceği merak uyandıran bir Türkiye gerçeği vardır.

Milli stratejik gücümüz olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile parlamenter sistemin açmazlarından kurtulan Türkiye, kutlu hedeflere atılmaktadır.

Önümüzdeki hedef; Türkiye’nin yakaladığı siyasi istikrar ve demokratik olgunluğun oluşturduğu iklimde, katılımcı, kapsayıcı ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ruhuna uygun, demokratik “yeni bir Anayasa” yapmaktır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni asrını yeni bir anayasayla taçlandırmak hem Milliyetçi Hareket Partisi hem de Cumhur İttifakı için ortak hedeftir.

Yeni anayasa ile bugünün tartışılan birçok meselesi aşılabilecek,  Türkiye kendi iradesi, kabiliyeti, gücü ve kudretiyle her sorununu çözebilecektir.

Kaos ve kargaşadan beslenen CHP, HEDEP ve yancılarının, her konuyu provoke ederek toplumsal kutuplaşma vesilesi yapma çabasının Türkiye’ye bir faydası olmadığı gibi milletimiz nazarında kıymet-i harbiyesi de yoktur.

CHP, eskiyle yenisiyle terörist Demirtaş’a selam dursun; bizim selamımız polisimize, askerimize, esnafımıza, çiftçimize, emeklimize ve aziz milletimizedir.

Kim ne derse desin, Türk milletinin bayraklaşmış iradesi olan Cumhur İttifakı ülkemiz üzerinde hesap yapanların oyunlarını bozmaya devam edecek, Milliyetçi Hareket Partisi uzun vadeli stratejik hedefi olan “Lider Ülke Türkiye” ülküsünü gerçekleştirme karalılığından taviz vermeyecektir.

Kıymetli Dava Arkadaşlarım,

14 Mayısta TBMM’de salt çoğunluğu sağlamayı başaran Cumhur İttifakı, 28 Mayıs 2023’te de Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı yeniden Cumhurbaşkanı seçerek uyumlu bir yasama ve yürütmeyi tesis etmiştir.

Böylece Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ikinci dönemi 3 Haziran 2023 itibariyle fiilen ve hukuken başlamıştır.

Şimdi sıra merkezden yerele istikrarı bozmadan uyumlu yönetimle umutlu geleceğe yürümektir.

Gayemiz, güçlü yasama, kararlı yürütmeden sonra uyumlu belediyeyi mümkün kılacak sonuçları almaktır.

Zira Türkiye’nin attığı tarihi nitelikli adımların ve milli politikaları esas alan atılımların sürmesi, depremin yaralarının sarılması, yasama ve yürütme ile birlikte mahalli idarelerde de uyumun devam etmesiyle yakından ilişkilidir.

İnanıyor ve güveniyoruz ki aziz milletimiz, 14 ve 28 Mayısta sandıkta gösterdiği iradeyi yerel seçimlerde de ortaya koyacak, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimleri, Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakının yeni bir zaferi ile sonuçlanacaktır.

Zilleti 14 ve 28 Mayıs’ta kabul etmeyen Türk Milleti, 31 Martta da kabul etmeyecektir.

Partimizi ve Cumhur İttifakını destekleyen irade inanıyoruz ki 31 Mart 2024’te de tezahür edecek; milli güvenliği ve toplumsal huzuru sarsan zillet belediyeciliğine bütünüyle son verecektir.

Bölge İstişare Toplantılarımız ve diğer siyasi faaliyetlerimiz, buradaki muhteşem kalabalık Milliyetçi Hareket Partisi’ne yurt genelinde gösterilen teveccühteki artışın delilidir.

Kaybedecek zamanımız yoktur.

Muhalefetin elinde vatandaşlara hizmet yerine zulme dönüşen şehirlerdeki makûs talihin değişmesi için gecemizi gündüze katacak, yeni bir seçim zaferine odaklanacağız.

Bunun için “2024’e Doğru, Diyar Diyar Anadolu” temasıyla çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.

Bugün Samsun’daki muhteşem görüntü tüm illerimizde aynıyla devam etmektedir.

Sayın Genel Başkanımızın düsturuyla, “Önce Ülkem ve Milletim” diyeceğiz,

“Benim aklım Hep Türkiye” sözüne bağlı kalacağız,

“Mutlu Millet Güçlü Devlet” anlayışıyla çalışacak,

“Lider Ülke Türkiye” ülkümüzün alt yapısını adım adım inşa edeceğiz.

Demokrasinin beşiği, halka hizmetin en etkili aracı olan mahalli idareleri yöneterek Milliyetçi Hareket Partisi’nin üretken belediyeciliğini milletimize göstereceğiz.

Vatandaşlarımızın hayır duasını alacak, şehri mamur hale getireceğiz.

Hedefimiz “Yeni Yüzyıl, Lider Türkiye ve Üretken Belediye”dir.

Amacımız, Türk milletine hizmet için seçimlerde yüksek bir başarıya ulaşmaktır.

Bu doğrultuda Cumhur İttifakı olarak AK Parti ve MHP’nin elinde olan belediyeleri muhafaza ederken haricindeki tüm belediyelere de talibiz.

İnanıyoruz, çalışıyoruz, kararlıyız ve inşallah başaracağız.

Gayret bizden Tevfik Allah’tandır.

Bu düşüncelerle Samsun Bölge İstişare Toplantımızın; Partimizin güçlenmesine, ülkemizin yükselmesine, lider ülke Türkiye ülkümüzün gerçekleşmesine katkı sağlamasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyor, siz kıymetli dava arkadaşlarımı, muhterem misafirlerimizi ve aziz Samsunlu hemşerilerimizi saygılarımla selamlıyorum.”

Gazi Mustafa Kemal’in Cumhuriyet’e giden yolun ilk adımını attığı, ilk harcının karıldığı, Milli Mücadele’nin ilk kıvılcımının çakıldığı Samsun’da sizlerle beraber olmaktan kıvanç duyuyor, her birinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.

{ "vars": { "account": "G-E1EN649QR9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }