MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir'in açıklamaları şöyle:
"Önümüzdeki günlerde ABD’de yapılacak seçimlerle alakalı bazı basın yayın organlarında değerlendirmelerde bulunan kimi isimlerin, Türk-Amerikan ilişkileri ile ilgili vicdan ve akıldan uzak beyanlarıyla, gerçeklikten uzak tutumları Türkiye’deki beşinci kol faaliyetlerinin her yönüyle devam ettiğini gösteriyor. Türkiye’ye karşı hiçbir sorumluluğunu yerine getirmeyen ABD’nin, seçimlerde kim başkan olursa olsun, Türkiye’ye karşı takındığı yanlış tutumlarına hiç değinmeyen, bunun yerine adeta bir Teksaslı yahut Kaliforniyalı gibi konuşarak açıklamalarda bulunan akademisyen, gazeteci yada güvenlik uzmanı sıfatı taşıyan isimlere baktığımızda yazılan senaryoda üstlendikleri rolün ne olduğu belli oluyor. Gerek terörle mücadelede, gerekse egemenliğimizi ve milli güvenliğimizi doğrudan ilgilendiren konularda sergilenen bu tür teslimiyetçi davranışlara karşı özellikle medya kuruluşları sorumlu davranmalıdır. Zira yorumcuların beyanı sadece kendilerini değil, bunların gündeme getirildiği yayın kuruluşlarının da sorumluluğundadır! Bu şartlar altında bazı hakikatlerin akıllardan çıkarılmaması gerekir. Terörle mücadele konusunda; FETÖ ve PKK’yı Türkiye’ye karşı kullanan, koruyan ve himaye eden ABD’dir. Suriye konusunda; Türkiye’ye verdiği sözleri tutmayan, PKK/PYD’yi silahlandırmayı sürdüren ABD’dir. Savunma sanayi konusunda; Türkiye’nin talep ve ihtiyaçlarının karşılanması konusunda sorumluluğunu yerine getirmeyen ABD’dir. Bu yolda Türkiye’nin güvenlik hassasiyetlerini yok sayan, adım atıldığında ise Türkiye’yi “hasım ülkeler” sınıfında değerlendiren ABD’dir. Yaklaşık 1,5 milyar dolar ödeme yapılmasına rağmen Türkiye’ye F-35 savaş uçaklarını vermeyen ABD’dir. Kıbrıs konusunda; adanın gerçekleri ve uluslararası hukuk hilafına hareket ederek GKRK’yı silahlandıran ve adada soykırıma uğramış olan Kıbrıs Türklüğüne yeni tehditler oluşturan ABD’dir. Ege ve Balkanlarda Yunasitan’ı hukuksuz girişimler konusunda cesaretlendiren ABD’dir. Kafkasya’da İkinci Karabağ Savaşı sonrası vuku bulan gündemi bozmak ve Ermenistan’ı kışkırtmak için çabalayan ABD’dir. Orta Doğu’da İsrail’in saldırganlık, soykırım ve sorumsuzluğunu koşulsuzca destekleyip, teşvik eden ve 50 bin Müslüman’ın katledilmesine yol açan ABD’dir. Aynı şekilde bölgede sınırların yeniden çizilmesi için etnik ve mezhep temelli bölücülüğü körükleyip ayrımcılığını besleyen ve yeni koridor planları ile Türkiye’ye tehdit dalgası oluşturan ABD’dir. Bu gerçekleri görmeyip, Türkiye’nin terörü bitirme hamlelerine kurnazca karşı çıkıp, meseleyi siyasi aidiyetle gizlemeye çalışan güruh, isminin önünde hangi sıfatı taşırsa taşısın, hakiki suretini gizleyemeyecektir."