Gündem

Maymun Çiçeği Hakkında Bilinmesi Gerekenler: Tarihi, Bulaşma Yolları ve Tedavi Yöntemleri

Maymun çiçeği virüsü, dünya genelinde zaman zaman ortaya çıkan ancak özellikle Afrika kıtasında endemik olan nadir bir hastalık olarak biliniyor. İlk olarak 1958 yılında maymunlarda tespit edilen bu virüs, insanlarda ise ilk kez 1970 yılında Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde görüldü. Hastalığın adı, laboratuvar maymunlarında benzer bir salgının tespit edilmesiyle ortaya çıktı.

Bulaşma ve Etki Alanı:

Maymun çiçeği virüsü, başta Nijerya ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti olmak üzere Orta ve Batı Afrika'daki tropikal yağmur ormanlarının bulunduğu 11 ülkede görülüyor. Afrika'da her yıl tahmini birkaç yüz vakaya rastlanıyor. Hastalık, enfekte hayvanlar veya insanlar aracılığıyla kıta dışına taşınabilse de genellikle sınırlı sayıda vaka ile bölgesel kümelenmeler oluşuyor.

Virüs, adının aksine maymunlardan daha çok sincap, sıçan ve fare gibi kemirgenler aracılığıyla insanlara bulaşıyor. Ayrıca, enfekte insanlarla veya virüs bulaşmış giysi, havlu, çarşaf gibi eşyalarla yakın temas sonucunda da hastalık insandan insana geçebiliyor. Bulaşma, büyük solunum salgısı damlacıklarıyla gerçekleştiği için yüz yüze, uzun süreli ve yakın temas gerektiriyor.

Hastalığın Belirtileri ve Seyri:

Maymun çiçeği, ateş, baş ağrısı, yorgunluk, yaygın vücut ağrıları, lenf bezlerinde şişlik ve cilt lezyonlarına (döküntü) neden oluyor. Lenf bezlerinin şişmesi, maymun çiçeğini çiçek, su çiçeği ve kızamık gibi hastalıklardan ayıran önemli bir belirti olarak öne çıkıyor. Virüsle temastan ortalama 6-13 gün sonra belirtiler ortaya çıkıyor. İlk beş gün içinde ateş, şiddetli baş ağrısı, lenf bezlerinde şişme, sırt ağrısı ve aşırı halsizlik gibi belirtiler görülürken, ciltteki döküntüler ateş başladıktan sonra 1-3 gün içinde ortaya çıkıyor.

Tedavi ve Korunma Yöntemleri:

Maymun çiçeği genellikle 2-4 hafta içerisinde kendiliğinden iyileşiyor. Ancak bağışıklığı baskılanmış kişilerde ve küçük çocuklarda daha ağır bir hastalık seyri görülebiliyor. Genel olarak hastalananların %3-6'sı, özellikle küçük yaştaki çocuklar, hastalığı atlatamıyor. Hastalığın Orta Afrika alt tipinde öldürücülük oranı %11'e kadar çıkarken, Batı Afrika alt tipinde bu oran %1 gibi daha düşük bir seviyede kalıyor.

Hastalığa karşı yaygın kullanılan bir ilaç bulunmasa da vakalar, sidofovir ve brinsidofovir gibi etken maddeli ilaçlarla kontrol altına alınabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü, Afrika'daki deneyimlere dayanarak çiçek aşısının maymun çiçeğinden %85'e kadar koruma sağlayabileceğini bildiriyor. Ancak, çiçek hastalığının dünya genelinde sona ermesi nedeniyle bu aşı 1980'den beri uygulanmıyor. Bu durum, aşının koruyuculuğuna ilişkin endişeleri artırıyor.