Bakan Selam, İsrail saldırılarının Lübnan'a ekonomik açıdan zararı ve İsrail ile Lübnan arasında yürürlüğe giren ateşkes antlaşmasına ilişkin, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Lübnan ile İsrail arasında yürürlüğe giren ateşkes antlaşmasından sonra Lübnan'ın çok ciddi bir yol ayrımında olduğunu ifade eden Selam, verilecek kararın ya ülkeyi kurtaracağını ya da çok zor bir duruma düşüreceğini dile getirdi.
"Lübnan'a yardım etmeleri için uluslararası topluma güven vermemiz gerekiyor"
Bu kararı Lübnan halkının, hükümetinin ve tüm siyasi partilerin birlikte vereceğinin altını çizen Selam, "Kayıplar çok büyük, Lübnan'ın şu anda milyarlarca dolara ihtiyacı var. Yaklaşık 15 ila 20 milyar dolar değerinde ekonomik kayıp söz konusu. Yıkım, işsizlik, gayri safi yurtiçi hasılada (GSYİH) kayıp, büyümede kayıp söz konusu. Uluslararası topluma başvurmamız gerekecek, bir cumhurbaşkanı seçtikten ve bir hükümet kurduktan sonra uluslararası toplumla birlikte bir yol haritası belirlememiz gerekecek. Çünkü Lübnan'a yardım etmeleri için uluslararası topluma güven vermemiz gerekiyor." diye konuştu
Bakan Selam, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 1701 sayılı kararının uygulanması ve bunun için Lübnan ordusunun ihtiyaç duyduğu finansmanın sağlanması, ülke ekonomisinin yeniden yapılanması ve yeniden inşası ile tüm bu planları uygulayabilecek bir hükümetin uluslararası topluma vereceği güvenin önemine işaret etti.
Bu projenin başarıya ulaşması için tüm Lübnan halkını bir araya getirmeye odaklanacaklarını söyleyen Selam, bunu başarabilirlerse "Türkiye, Arap ülkeleri, ABD ve Avrupa ülkeleri" olmak üzere Lübnan'ın dost ve müttefiklerinin ülkeyi desteklemeye hazır olduğunu aktararak, "Umudumuz Lübnan halkı ve hükümetinin bölge, ekonomik kalkınma ve halkın refahı etrafında şekillenecek sıfır çatışma yaklaşımını benimseme kararını almasıdır." şeklinde konuştu.
"Tamamen yerle bir olmuş, tamamen yıkılmış şehirler var"
Selam, Dünya Bankası'nın İsrail saldırılarının Lübnan'a verdiği zarar konusunda 8 ila 12 milyar dolar arasında bir değerlendirme yapmasına karşın zararın en az 15 milyar dolar olduğunu vurguladı.
Hükümet olarak çok farklı faktörü hesaba kattıklarını, fakat ateşkesten önce kimsenin bu konuda net rakam veremediğini dile getiren Selam, şunları söyledi:
"Tamamen yerle bir olmuş, tamamen yıkılmış şehirler var. Şimdi ateşkes bize daha iyi bir hizmet sunma fırsatı verecek. Daha doğru rakamlar verebileceğiz, ama size 15 ila 20 milyar dolar arasında bir kayıpla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim."
"Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türk halkı her zaman Lübnan'a çok yakın olmuştur"
Türkiye ile Lübnan arasındaki ekonomik ilişkilere de değinen Selam, "Türkiye, Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan ve Türk halkı her zaman Lübnan'a çok yakın olmuştur." dedi.
Kendisinin görev süresi boyunca Türkiye'nin Lübnan'a insani, ekonomik ve siyasi yardım konularında katkılarını tecrübe ettiğini ifade eden Selam, bu nedenle Türkiye'ye teşekkür etti.
Selam, "Lübnan ile Türkiye arasındaki ortak komisyondan da sorumlu olan İçişleri Bakanı (Ali Yerlikaya) ile her zaman koordinasyon ve temas halindeyim. Kendisiyle yaklaşık birkaç hafta önce görüştüm ve bana Türk hükümetinin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özellikle bu zor dönemde Lübnan'ı her zaman destekleyeceklerine dair güvence veren bir mesaj gönderdiğini söyledi." diye konuştu.
"Ateşkeste 60 gün çok kritik ve çok tehlikeli"
Ateşkes konusunda "Kutlamalı mıyız?" diye soran basın mensuplarına, kutlama yapmak için çok erken ve şu anda tek yapmaları gerekenin temkinli ve akıllı davranmak olduğunu söylediğini aktaran Selam, şöyle devam etti:
"Ateşkeste 60 gün çok kritik ve çok tehlikeli. Eğer ateşkes süresince barışçıl bir dönem geçirmeyi başarabilirsek, herhangi bir tırmanmayı önleyebileceğiz, İsrail tarafından gelebilecek herhangi bir saldırıyı engelleyebileceğiz. Çünkü savaş boyunca İsrail tarafından daha fazla çatışma oluşturmak ve bu savaşı genişletmek için kötü niyetler gördük. Dolayısıyla daha akıllıca davranmalı, İsrail tarafına ateşkesi bozup savaşı yeniden masaya getirmesi için herhangi bir bahane vermemek için daha dikkatli olmalıyız. Bölgesel bir anlaşmanın olduğu ve Lübnan'ın da bunun parçası olduğu bir noktaya gelene kadar bu tehlike hep var olacak. Ancak o zaman tüm bölgeyle uzun süreli bir barışa sahip olacağız."