Teknoloji

Küresel yapay zekâ yarışı: Güvenlik mi yoksa tehdit mi oluşturacak?

Çin'in RT-G otonom polis robotu ve Meta'nın artırılmış gerçeklik projeleri, küresel güvenlik stratejilerinde farklı yaklaşımlar sunuyor. Yüksek Teknoloji Araştırma Merkezi (YUTAM) Başkanı Öğr. Gör. Ömer Memoğlu, bu teknolojilerin istihbarat ve terörle mücadele açısından potansiyel etkilerini değerlendirerek yüksek teknolojinin stratejik güvenlik boyutuna dikkat çekti. Gelişmeler, devletlerin yeni tehditlere karşı daha proaktif yaklaşımlar geliştirmesini gerektirecek.

Otonom güvenlik sistemleri yeni tehditler mi getiriyor?

Çin'in yeni nesil otonom polis robotu RT-G, güvenlik alanında devrim yaratıyor. Suçluları tespit edip etkisiz hâle getirme kapasitesine sahip bu robot, yapay zekâ destekli yüz tanıma ve tehdit analizi özellikleriyle de dikkat çekiyor. Bu tür otonom sistemlerin istihbarat ve terörle mücadele açısından da yeni fırsatlar sunduğunu belirten YUTAM Başkanı Öğr. Gör. Ömer Memoğlu, "RT-G gibi robotlar, özellikle şehir güvenliği ve sınır kontrolünde devrim niteliğinde çözümler sunabilir. Ancak bu tür sistemler, terör örgütleri tarafından manipüle edilebilir ve hibrit tehditlerin bir parçası hâline getirilebilir. Sistemlerin görevi şehir güvenliğini ve sınır güvenliğini sağlamakken doğrudan siber saldırılarla sivil halka saldıran araçlara dönüşebilir. Bu nedenle sistemlerin siber güvenlik açısından en üst düzeyde korunması lazım. Güvenliği sağlayalım derken yeni nesil siber tehditlere kapı aralamamak lazımdır." değerlendirmesinde bulundu.

Artırılmış gerçeklik güvenliği nasıl etkileyecek?

Meta'nın artırılmış gerçeklik başlıkları ve giyilebilir teknolojiler konusundaki yatırımları, yalnızca ticari bir hamle olmaktan öteye geçerek güvenlik birimlerinin de dikkatini çekiyor. AR başlıklarının istihbarat operasyonlarında kullanımına değinen Memoğlu, "Artırılmış gerçeklik teknolojisi, sahada görev yapan güvenlik personeli için bir devrim niteliğinde. Gerçek zamanlı veri akışı sağlayan bu cihazlar, terörle mücadelede önemli avantajlar sunacak. Personel eğitiminde simülasyonlarda kullanılabilir. Ancak bu sistemlerin sızdırılması, güvenlik protokollerinin + operasyonel müdahale planlarının (senaryolarının) ele geçirilmesine neden olarak ciddi güvenlik açıkları doğurabilir. İleri teknolojinin savunma alanına entegrasyonunda siber güvenlik alanında %100 millî olmak hayatî öneme sahiptir." dedi.

ABD-Çin rekabetinin güvenlik boyutu

Çin'in yapay zekâ alanındaki hızlı ilerleyişi, küresel güvenlik dengelerinde rekabeti kızıştırıyor. The Economist’e göre ABD'nin çip ihracat kısıtlamalarına rağmen Çin'in bu alandaki ilerleyişi durdurulamaz bir hızla devam ediyor. Bu rekabetin istihbarat açısından büyük önem taşıdığını belirten Öğr. Gör. Ömer Memoğlu, "Yapay zekâ ve artırılmış gerçeklik gibi teknolojiler, gelecekte istihbarat savaşlarının temel unsurları olacak/olmaya başladı bile. Devletler, bu alanlarda bağımsız hareket edebilmek için güçlü siber güvenlik altyapıları oluşturmalı ve bu sistemleri sürekli güncellemeli. Yarı iletken pazarında önemli bir aktör olmayı hedefleyerek uluslararası ilişkilerimizde ikili ilişkiler çerçevesinde müttefiklerimize yerli ve millî savunma sanayii çözümlerimizi/teknoloji transferi sağlamak ve bu yönde aksiyon alınması, savunma/teknoloji alanında millîleşme adımlarına katkı sağlar. ABD ve Çin'in en önemli rekabet alanı, yarı iletken pazar rekabetleri. Çipi siz geliştiriyorsanız teknolojinin kontrolü sizde demektir. NATO silahlarına koyulan çiplerle müttefiklerinizin silahlarını kapatabilme gücünden bahsediyorum. Güçlü olmak için her sistemi, her aracı kontrol edebilmek, müdahale edebilme gücü gerekiyor. İşte yarı iletken pazarında güçlü olmak, bu gücü elde etmek demektir." şeklinde konuştu.

{ "vars": { "account": "G-E1EN649QR9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }