Küresel ekonomi ve ticarette büyümenin ABD'nin yeni gümrük tarifeleri ve bunlara karşı açıklanan misilleme adımları nedeniyle hız kesebileceği öngörülürken, artan korumacı politikalar ticaret dinamiklerinde köklü değişiklikleri beraberinde getiriyor.
ABD Başkanı Donald Trump'ın ilk olarak Çin, Meksika ve Kanada'ya yönelik açıkladığı gümrük vergilerinin ardından, çelik ve alüminyum ithalatına getirdiği yüzde 25'lik gümrük vergisi uygulaması da yürürlüğe geçen hafta itibarıyla yürürlüğe girdi. Çin ve Kanada, ABD'ye karşı misilleme tarifeleri açıklarken, Meksika da karşılık vereceğini duyurdu.
Avrupa Birliği (AB) ise çelik ve alüminyum ithalatına getirilen gümrük vergilerinin ardından, ABD'ye karşı 26 milyar avroluk misilleme tarifeleri uygulayacağını açıkladı.
Trump, ABD'nin ticaret açığını azaltmak ve ulusal ekonomik çıkarlarını korumak için tarifeleri bir araç olarak görürken, söz konusu tarifelerin uygulandığı ülkeler kadar ABD ekonomisi ve küresel ekonomi üzerinde olumsuz etkilerinin olacağı öngörülüyor.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), bu hafta yayımladığı ara dönem Ekonomik Görünüm raporunda, ticaret savaşları ve bunun yarattığı belirsizlikler nedeniyle bu yıl ve 2026'ya ilişkin küresel ekonomik büyüme tahminini aşağı yönlü revize etti.
OECD, küresel ekonominin bu yıl yüzde 3,1 ve 2026'da yüzde 3 büyüyeceğinin tahmin etti.
"Korumacılık ve değişen stratejiler küresel ticareti sekteye uğratabilir"
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings de ABD'nin başlattığı ticaret savaşı nedeniyle küresel ekonomiye ilişkin bu yılki büyüme beklentisini yüzde 2,6'dan yüzde 2,3'e, gelecek yıl için beklentisini ise yüzde 2,3'ten yüzde 2,2'ye indirdi.
Fitch Ratings, ABD için 2025 büyüme tahminini de yüzde 2,1'den yüzde 1,7'ye, 2026 öngörüsünü de yüzde 1,7'den yüzde 1,5'e indirdi.
Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ticaret politikasındaki belirsizlikler ve açıklanan gümrük tarifelerinin orta vadede ticaret üzerinde baskı yaratabileceği uyarısında bulunurken, Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı'ndan (UNCTAD) da benzer bir uyarı geldi.
UNCTAD, son Küresel Ticaret Güncellemesi raporunda, ticaretin güçlü kalmayı sürdürmesine rağmen 2025'e ilişkin belirsizliklerin sürdüğüne işaret ederek, korumacılık ve değişen ticaret stratejilerinin küresel ticareti sekteye uğratabileceğini bildirdi.
"Ticarette ve küresel ekonominin büyümesinde yavaşlama gözlemliyoruz"
UNCTAD Uluslararası Ticaret ve Emtialar Direktörü Luz Maria De la Mora, söz konusu tarifelerin küresel ticareti ve gelişmekte olan ülkeleri nasıl etkileyebileceğine ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Küresel ticaretin 2024'te yüzde 3,7 büyüdüğünü söyleyen De la Mora, "Aynı zamanda ticarette ve küresel ekonominin büyümesinde bir yavaşlama gözlemliyoruz. Bizce bunun temel sebeplerinden biri, belirsizlik yaratan politika değişiklikleri. Bu, endişeli olduğumuz bir konu. Küresel ekonomi de geçen yıl yüzde 3'ün üzerinde büyüdü. Eğer daha fazla gümrük vergisi gibi tek taraflı politikalar görmeye devam edersek, bu durum küresel ekonominin hızını yavaşlatabilir. Tüm üye ülkelere çok taraflılık ve uluslararası ticaret sisteminin kurallarının, ticaretin ivme kazanması için ihtiyaç duyulan kurallar olduğunu açıklamaya çalışıyoruz." diye konuştu.
De la Mora, bu tür gümrük vergilerinin belirli ülkelerden gelen bazı ürünlerin fiyatlarını artırmakla birlikte bu durumun ABD pazarındaki rekabetçiliği de etkileyebileceğine işaret etti.
Ulusal sorunları çözmek amacıyla diğer ticaret ortaklarına zarar veren gümrük vergilerinin yükseltilmesi gibi uygulamaların bu tür önlemleri uygulayan ülkeye de olumsuz yansımaları olacağını dile getiren De la Mora, "Bir gümrük vergisi uyguladıkça fiyatları artırmış oluyorsunuz ve belki de enflasyon yaratıyorsunuz. Bu yüzden, uluslararası ticaret, üretim ve sanayinin nasıl şekillendiği konusunda farklı eğilimler görebiliriz." dedi.
"Ülkeler, çok taraflı ticaret sistemindeki tüm mekanizmaları kullanmalı"
Kanada ve Çin'in ABD'yi tarifeler nedeniyle DTÖ'ye şikayet etmesine ilişkin olarak da De la Mora, temyiz organı olmadığı için DTÖ'deki ihtilaf çözüm mekanizmasının halihazırda işlevsiz olduğunu ancak üye devletlerin çok taraflı ticaret sistemindeki tüm mevcut mekanizmaları kullanması gerektiğini belirtti.
Bu durumun üye devletlerin sisteme inandığını ve bu sistemin araçlarını kullanmak istediklerini gösterdiğini ifade eden De la Mora, "Ayrıca, DTÖ'ye bu tür davaların değerlendirilme fırsatı verilmesi ve bu davaların DTÖ kurallarıyla uyumlu olup olmadığını bildirilmesi de çok önemli. 166 üye ülke de bu çok taraflı sistemi desteklemeli." değerlendirmesinde bulundu.
De la Mora, DTÖ'nün üye devletlerin pazar erişimi açısından belirsizlik olmadan hareket edebilmesi için kurallar sunduğunu anımsatarak, uluslararası ticaretteki tüm aktörlerin bu kurallara göre hareket etmesi gerektiğinin altını çizdi.
Kurallara dayalı açık bir uluslararası ticaret sisteminin, ticaretin büyümesini teşvik etmek ve aynı zamanda işbirliği ve istikrar sağlamak için en iyi yol olduğunu söyleyen De la Mora, çok zorlu zamanlarda bile çok taraflı uluslararası ticaret sisteminin yapıcı çözümler sunduğunu belirtti.
Öte yandan De la Mora, gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere bölgesel ticaret açısından dayanıklılığın arttığı ve geçen yıl gelişmekte olan ülkeler arasında ticarette yaklaşık yüzde 4'lük büyüme görüldüğü bilgisini paylaştı.
Uluslararası ticaretin ve sistemin kurallarının, gelişmekte olan ülkelerin ticaretten aldıkları payı koruyabilmeleri için çok önemli olduğunu vurgulayan De la Mora, tüm gelişmekte olan ülkelerin uluslararası ticarete katılmaya ve ticaretin faydalarından yararlanmaya devam etmeleri için kurallara dayalı çok taraflı ticaret sistemini desteklenmesinin kritik olduğunu sözlerine ekledi.