Kars, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde yazdığı kahramanlık destanlarından biri olan 30 Ekim 1920’de düşman işgalinden kurtuluşunu anıyor. 104 yıl önce Kars’ın özgürlüğüne kavuştuğu bu önemli tarih, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlık ve özgürlük ruhunu yansıtarak, her yıl gururla hatırlanıyor.
Kurtuluş Savaşı yıllarında, Kars ve çevresi İngiliz ve Ermeni işgal güçlerinin kontrolü altındaydı. Ancak Türk milleti, vatanını geri almak için büyük bir azimle direndi. Bu mücadelede Kars’ın kurtuluşu, Milli Mücadele'nin kararlılıkla sürdürülmesine büyük bir moral sağladı ve bağımsızlık yolunda yeni bir ivme kazandırdı.
Kazım Karabekir Paşa’nın Önderliğinde Kars’ın Kurtuluşu
30 Ekim 1920’de Kazım Karabekir Paşa komutasındaki Türk ordusu, büyük bir kahramanlık sergileyerek Kars’ı düşman işgalinden kurtardı. Türk kuvvetlerinin bu zaferi, bölgedeki işgalin sona ermesini sağladı ve milli direnişin gücünü bir kez daha tüm dünyaya gösterdi. Kurtuluşun ardından, Lozan Antlaşması sürecinde Kars’ın Türkiye’ye ait olduğu konusu vurgulanmış ve bu zafer, Türkiye'nin sınır güvenliğinde stratejik bir konum kazanmasını sağlamıştır. 13 Ekim 1921’de imzalanan Kars Antlaşması ile Kars resmen Türkiye Cumhuriyeti topraklarına katıldı.
Kars’ta Kurtuluş Bayramı Etkinlikleri
Kars’ın düşman işgalinden kurtuluşu, her yıl 30 Ekim’de düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Kars halkı için özel bir anlam taşıyan Kurtuluş Bayramı, vatan sevgisi, bağımsızlık inancı ve kahramanlık ruhuyla Türkiye’nin dört bir yanında da gururla hatırlanıyor.
Kars’ın kurtuluşu, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesindeki dönüm noktalarından birini temsil ediyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlık ruhunu yaşatan bu önemli zafer, ülkemizin tarihine adanmış gurur dolu bir sayfa olarak nesilden nesile aktarılmaya devam edecek.
Kars'ın düşman işgalinden kurtuluşunun 104. yıl dönümü törenle kutlandı.
Hükümet Konağı önündeki törende Vali Ziya Polat, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Şahin Yenilmez ve Belediye Başkanı Ötüken Senger tarafından Atatürk Anıtı'na çelenk sunuldu.
Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu, halk oyunları ekibi gösteri yaptı.
Programda, Kafkas Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğrencileri gösteri sundu, Karslı aşıklar ve mehter takımı sahne aldı.
Kars Belediye Başkanı Senger, törendeki konuşmasında, Kars'ın dönemin şartlarında Anadolu'da Milli Mücadele anlamında çok büyük siyasi adımların atıldığı ilk şehir olduğunu söyledi.
Karslılar, kurmuş oldukları Şuralar ve Kongrelerle bağımsızlığa giden yolu açtığını ve bir Cumhuriyet, Hükümet kurarak işgal altındaki Anadolu'ya örnek teşkil ettiğini anlatan Senger, "Düşman kuvvetleri, Türk milletinin vatanına, bağımsızlığına ve onuruna kastetmiş, halkımızı yok etmeyi, kültürümüzü silmeyi hedeflemiştir. Ancak, hiçbir kuvvet, bağımsızlık aşkıyla yanıp tutuşan bir milleti yenemez. Karslılar, bu dönemde cesaretleri ve fedakarlıklarıyla destanlar yazmış, vatan sevgisinin en güzel örneklerini sergilemişlerdir." dedi.
Senger, 30 Ekim 1920'nin Kars'ın düşman işgalinden kurtulduğu gün olarak tarihe geçtiğini belirtti.
Bu topraklarda yaşayan insanların, birlik ve beraberlik içinde hareket ederek, düşmana karşı nasıl bir irade gösterdiğinin bilindiğini anlatan Senger, şunları kaydetti:
"Kars, o gün, sadece düşmanı geri püskürtmüş değil aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu yolunda da önemli bir adım atmıştır. Bu zafer, Kurtuluş Savaşı'nın neferleri olan kahramanlarımızın, Kars'ın yiğit evlatlarının ve milletimizin onurudur. Bizler, o kahramanların torunları olarak, onların mirasını yaşatmak ve daha iyi yarınlar için çalışmakla yükümlüyüz. Kars'ı daha güzel, daha yaşanabilir bir şehir haline getirmek için var gücümüzle çalışmalıyız. Geçmişin izlerini taşırken, geleceğe umutla bakmak zorundayız. Kars, sahip olduğu ekonomik, kültürel, siyasi, stratejik değerlerinin yanı sıra, tarih içinde üstlendiği rollerle ülkemizin en önemli bölgelerinden birisidir. Türklerin Anadolu'ya girdiği kapı, Anadolu'nun Türk dünyasına açılan kapısı ve en önemlisi Kars, Birinci Dünya Savaşı'nın Kuzey Kafkas cephesidir ve bu nedenle toprakları binlerce şehidin kanıyla sulanmış kadim bir Türk yurdudur."