Teknoloji

Irkları hedef alabilen gen silahlarıyla etnik temizlik yapılması mümkün mü?

Çin istihbaratı HKO'nun bazı ülkelerin belirli ırkları hedef alabilen 'gen silahları' geliştirdiğine yönelik uyarı yayınlaması büyük endişe uyandırdı. HKO'nun iddiası bazı kuruluşların veri toplamak için Çinli gönüllüleri işe aldığı ve genetik verilerin Çin halkına zarar verilmesi amacıyla kullanıldığı yönünde. Yüksek Teknoloji Araştırma Merkezi (YUTAM) Başkanı Ömer Memoğlu konuyu Bengü Türk Haber'e değerlendirdi. İşte gen silahlarında gelinen son nokta...

ÇİN İSTİHBARATI HKO 'GEN SİLAHLARI' İLE İLGİLİ UYARDI

Çin istihbaratı HKO gen silahları ile ilgili bir uyarı yayınladı. Yayınlanan uyarıda bazı ülkelerin belirli ırkları hedef alabilen 'gen silahları' geliştirdiği belirtildi. Söz konusu iddiaya göre bazı kuruluşlar genetik verilerini toplamak için Çinli gönüllüleri işe aldılar. Bu veriler Çin ırkının gen silahları ile etnik temizliğe uğramasına yol açabilen bir gen silahı tasarımında kullanılabilir.

ABD TEMSİLCİLER MECLİSİNDEN İSE AMERİKALILARA UYARI: "DNA TEST HİZMETLERİNDEN UZAK DURUN"

Çin istihbatı HKO'nun bazı sivil toplum kuruluşlarının 'biyolojik tür araştırması' adı altında biyolojik verilerini toplamak için Çinli gönüllüleri işe aldığını duyurarak uyarı yayınlaması ABD'de de geniş endişe yarattı. ABD Temsilciler Meclisi üyesi ve eski asker Jason Crow yaptığı açıklamada Amerikalıları uyararak "DNA test hizmetlerinden uzak durun" uyarısında bulundu. Jason'a göre genetik veriler etkili biyolojik silah geliştirmede kullanılabilir.
 
GENETİKTE YAPILAN DEĞİŞİKLER KUŞAKTAN KUŞAĞA AKTARILABİLİR

Genetik mühendisliğinde gelinen son noktanın endişe verici olduğunu belirten YUTAM Başkanı Ömer Memoğlu, hâlihazırda ABD'de biyohackerların bu teknolojiyi kullanarak kalıtsal hastalığı bulunanlar başta olmak üzere bazı insanlara genetik müdahalelerde bulunduğuna dikkat çekti. Memoğlu, "Genetik mühendisliğinde gelinen son nokta endişe verici. Çünkü 2020 yılında Nobel Kimya Ödülü CRISPR CAS-9 adı verilen bir teknolojiye verilmişti. Bu teknoloji genetiği adeta bir makas gibi keserek istenilen gen kodunun onarımını/değiştirilmesini sağlıyordu. Konunun bilimsel açıdan etik tartışmalara yol açması sebebiyle resmi olarak kullanımı söz konusu değil. Ancak illegal bir çerçevede ABD'de türeyen biyohackerlar kapalı otoparkları bile butik laboratuvarlara çevirmiş durumda. Endişe veren kısım ise şu. Genetik mühendisliğinde yapılan onarım esnasında yapılan değişikliğin geri dönülmez bir sonuca yol açarak nesilden nesile/kuşaktan kuşağa aktarılması ihtimali..." ifadelerini kullandı.

MEMOĞLU'NDAN BİYOLOJİK VATAN DOKTRİNİ

CRISPR CAS-9 teknolojisinin iyi amaçlarla kullanılması durumunda birçok hastalığın tedavisinde kullanılabileceğini belirten Memoğlu, ancak istenmeyen ellerde ise teknolojinin adeta bir biyolojik silah üretim aracına dönüşebileceğini belirtiyor. Memoğlu, "CRISPR CAS-9 teknolojisi iyi amaçlarla kullanıldığında genetikten kaynaklanan renk körlüğü gibi kalıtsal hastalıkların ilgili genetik kodunun CRISPR CAS-9 teknolojisi ile kesilerek yerine kusursuz genin aktarımı ile onarımında/tedavisinde kullanılabileceğini ifade ediyoruz. Ancak bu teknolojiyi kötü amaçlarla da kullanmak mümkün. Bu sebeple Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi (TÜRK DEGS) bünyesinde BiyoVatan (Biyolojik Vatan Doktrini) çalışmasını gerçekleştirdik. O dönem merkez başkanımız Amiral Cihat Yaycı Paşa ve başkan yardımcısı ise Çağrı Özkan hoca idi. Amacımız Türk milletinin biyolojik verilerinin korunması ve her insanın da başlı başına bir vatan olduğunun vurgulanmasıydı. 'İnsan da vatandır' dedik. Çünkü konunun gen silahı üretimi noktasına kadar gidebileceğini milli güvenliğimiz açısından iki-üç yıl önceden öngörmemiz lazımdı." açıklamasında bulundu.

SÜPER ASKERLER YARATMAK İSTİYORLAR

Bu teknolojinin bir başka amacının ise süper askerler yaratmak olduğunu belirten Memoğlu, "Bu teknolojinin bir başka amacı ise genetiği ile oynanmış yenilmez süper askerler yaratmak. Özellikle Adolf Hitler döneminde bu üst insan (übermensch) yaratma / süper asker yaratma fikri çok ön plandaydı. Ancak insan denekler üzerinde başarılı sonuçlar elde edemediler. Buradaki amaç şudur. Üstün özelliklere sahip hayvanlardan (mesela şahin gözü) gen kodunu alarak insan genomuna enjeksiyonunu/mutasyonunu sağlamaktır. Bu sayede şahin gözlü insanlar oluşturulabilir mantığı hâkimdir. Genetik mühendisliği yoluyla bu tarz süper askerler (yenilmezler) yaratma fikri hâlâ günümüzde de devam ediyor. Burası kara bilimin alanı. Burada etik kaygılar/bilimsel ahlaktan söz etmek mümkün değil. Ulusal güvenliğinde mücadele ettiği işte burası." değerlendirmesinde bulundu.

{ "vars": { "account": "G-E1EN649QR9" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }