AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Demir, İGA İstanbul Havalimanı olarak olası bir deprem anında yolcu ve çalışan güvenliğini en üst düzeyde sağlamak için kapsamlı bir acil durum yönetim planına sahip olduklarını anlattı.
Söz konusu durumlara karşı proaktif önlemler aldıklarını dile getiren Demir, "İGA bünyesinde faaliyet gösteren Havalimanı Operasyon Merkezi (APOC), hava trafiği operasyonlarını yürütürken izleme ve kontrol görevlerini yerine getirmek, olağan dışı durumlara hızlıca müdahale edebilmek için gerekli iletişimi sağlamak amacıyla tüm operasyonel süreçlerin 7/24 kesintisiz ve etkin bir şekilde yürütülmesini sağlıyor." şeklinde konuştu.
Demir, "Deprem gibi doğal afetlere, APOC koordinasyonunda detaylı planlarla hazır olan İGA İstanbul Havalimanı, başta yardım malzemeleri ve kurtarma ekipleri olmak üzere ulaşımın sağlanması ve lojistiğin kesintiye uğramaması adına gerekli süreçleri hızla devreye sokarak etkin bir koordinasyon üstleniyor." ifadesini kullandı.
APOC'un sadece operasyonel süreklilik sağlamakla kalmadığını belirten Demir, merkezin aynı zamanda doğal afetlerden meteorolojik şartlara kadar her türlü beklenmeyen durumda yolcu güvenliği ve memnuniyetini en üst düzeye taşımayı amaçladığına işaret etti.
Koordinasyon acil durum haberleşme sistemleri üzerinden gerçekleştirilecek
Demir, İGA İstanbul Havalimanı tarafından hazırlanan "İstanbul Havalimanı Deprem Müdahale Planı"ndan bahsederek, olası depremin meydana gelmesinin ardından etkilerini en aza indirebilmek adına kurum ve kuruluşların yapması gereken hususların açıkça belirtildiğini söyledi.
Yapılması gerekenler hususundaki planın, Mülki İdare Amirliği (MİA) uhdesinde ve APOC koordinasyonunda "Tahliye ve Durum Tespiti", "Operasyona Hazırlık", "Operasyonun Sürdürülmesi" başlıkları altında üç aşamalı olarak uygulandığı bilgisini paylaşan Demir, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Tahliye ve durum tespiti aşamasında havalimanındaki yolcu, çalışan ve paydaşlar Acil Durum Tahliye Planları doğrultusunda, kurulmuş olan acil durum haberleşme sistemleri üzerinden koordinasyon yapılarak güvenli alanlara yönlendirilir. Kurulan acil durum haberleşme masası aracılığıyla toplanan bilgiler ışığında APOC Nöbetçi Müdürlüğü tarafından ilk hasar durum tespiti yapılır. Bu tespit sonucunda havalimanının operasyonel devamlılığı açısından değerlendirme gerçekleştirilir.
Operasyona hazırlık aşamasında ise hasar tespitinin ardından paydaş kurumlarla iletişime geçilir ve acil operasyonlar için öncelikler belirlenir. Acil durumlar için tesis edilmiş acil durum haberleşme sistemleri devreye alınır. Sağlık hizmetleri, güvenlik önlemleri, terminal içi lojistik gibi kritik hizmetlerin sürekliliği sağlanır. Operasyonun sürdürülmesiyle ilgili aşamada ise yardım uçaklarının kabulü, lojistik ve barınma süreçleri yönetimi, yolcuların güvenliği ve yönlendirilmesinin sağlanması, yer hizmetleri ve kargo işlemleri hızla organize edilmesi aşamaları gerçekleştirilir."
Etkin kriz yönetimi içi teknolojik çözümler kullanılıyor
Ömer Demir, havalimanı çalışanları ve paydaş kurumlar için her türlü afet kapsamında farkındalık eğitimleri ve tatbikatlar düzenlendiğinin altını çizerek, deprem sırasında ve sonrasında hızlı tahliye ve etkin kriz yönetiminin sağlanması adına bir takım teknolojik sistemlerin kullanılmasının planlandığını söyledi.
Deprem sonrası GSM ve sabit hatların devre dışı kalması ihtimaline karşı kurulan yedek telsiz sistemi üzerinde oluşturulmuş "APOC Devlet" ve "APOC Kriz" adında iki farklı telsiz kanalının bulunduğu aktaran Demir, bina ve sistemlerin çökmesi ihtimaline karşı iletişimin ve operasyonun kesintisiz devam edebilmesi için "Mobil Komuta Kontrol aracı", "Uydu telefonları", "Harici VHF, UHF ve HF telsizleri"nin yer aldığına işaret etti.
Demir, olası bir afette seyrüsefer sistemlerini destekleyerek uçuş güvenliğinin sağlanması için de Hava Gözlem Sistemleri (AWOS) ve Mobil ATC Kuleleri'nin kullanılacağını bildirdi.
Demir, tahliye süreçlerini optimize edebilmek için bina içi ve çevresindeki hareketliliğin izlenebileceği kamera sistemlerinin de bulunduğunu, bu sistemler sayesinde tüm binalarda bulunan acil durum çıkış kapılarının kontrol edilebildiğini, sesli ve görsel yönlendirme yapabilen uyarı veren yangın algılama sistemi ve acil durum tahliye sisteminin bulunduğunu ve acil durum sistemlerinin enerji devamlılığı için konuşlandırılmış mobil ve sabit jeneratörlerin hazır olduğunu anlattı.
Yardım operasyonları için ilk 8 saatte tüm hazırlıklar tamam
İGA İstanbul Havalimanının, olası deprem sonrası uluslararası uçuşlar ve yardım operasyonlarını hızla devreye almak için detaylı bir plana sahip olduğu vurgulayan Demir, bu kapsamda, "Yardım Uçaklarının Kabulü ve Slot Koordinasyonu", "Yolcu Tahliye ve Geri Dönüş Operasyonları", "Kargo ve Lojistik Yönetimi" başlıklarındaki üç plana ilişkin şu bilgileri verdi:
"Yardım Uçaklarının Kabulü ve Slot Koordinasyonu için deprem sonrası yapılacak olan hasar tespiti sonucunda, yurt dışından gelecek yardım operasyonları için ilk 8 saatte tüm hazırlıkların tamamlanması, AFAD ve uluslararası yardım kuruluşları ile koordinasyon sağlanarak insani yardım ekiplerinin ve malzemelerin taşınması, saatte 25 geniş gövdeli uçak kabul edilebilecek şekilde slot planlamasının yapılması planlarımız dahilindedir.
Yolcu Tahliye ve Geri Dönüş Operasyonlarında yabancı ülkelerin tahliye talepleri için Dışişleri Bakanlığı ve Göç İdaresi ile koordinasyon sağlanacak. Vize ihlal ve transit yolcular için özel işlemler yürütülerek tahliye süreci hızlandırılacak. Kargo ve Lojistik Yönetimi konusunda da İGA Akaryakıt Limanı ve Sahil Güvenlik unsurları kullanılarak deniz yolu üzerinden lojistik destek temin edilecek, gümrük süreçleri hızlandırılarak gelen yardımların dağıtımının optimize edilmesi sağlanacak. Bu planlamalar sayesinde, İGA İstanbul Havalimanı büyük bir lojistik merkez olarak afet sonrası operasyonları yönetmeye hazır durumda olacak."
İlk 45 dakika içerisinde kritik binaların kontrolü tamamlanacak
Demir, İGA İstanbul Havalimanı'nda, olası depremde İş Sürekliliği Planı'na göre, Acil Durum Planı ve Deprem Müdahale Planı'nı devreye alabilecek şekilde iş süreçlerinin yürütüldüğünü söyledi.
Hava trafiğinin en kısa sürede yeniden başlatılmasını sağlamak için depremin ardından ilk 45 dakika içerisinde pistler, terminal binası, ve enerji sistemleri gibi kritik bina ve altyapıların kontrol edileceğini aktaran Demir, ardında Devlet Hava Meydanları İşletmesi ve AFAD ile koordineli olarak alternatif uçuş planlarının devreye alınabileceğini dile getirdi.
ATC Kuleleri'nin devre dışı kalması durumunda mobil kule üzerinden hava trafiğinin yönetilebileceğini kaydeden Demir, deniz ve kara yolu üzerinden lojistik desteğin sağlanarak malzeme ve ekiplerin hızlı ulaşımının garanti edildiğini, personel planlanmasının önceden belirlenen illerden (Ankara, İzmir, Antalya) sağlanacağını vurguladı.
"Depremin etkisi daha az hissedilecek"
İGA İstanbul Havalimanı Terminal binasının yapısal tasarımının, sahaya özel deprem parametreleri kullanılarak yapıldığına işaret eden Demir, "İnşa edildiği yıl itibarıyla mevcut yönetmeliklerin üstünde deprem yükleri dikkate alındı. Deprem sonrası terminal binası, hizmetini kesintisiz sürdürebilmesi performansına göre tasarlandı. Yapısal tasarım için ülkemizin ileri gelen mühendislik firmaları ile çalışıldı. Bu çalışmaların tamamında, üniversitelerden deprem konusunda uzman hocalarımız danışmanlık yaptı." diye konuştu.
Demir, havalimanının, İstanbul Deprem Risk Haritasına göre, Kuzey Marmara Fay Hattı'na yaklaşık 42 kilometre mesafede yer aldığını belirterek, "Bunun anlamı, öngörülen İstanbul depreminde fay hattına uzak olduğumuz için depremin etkisi daha az hissedilecektir. Ayrıca havalimanı bölgesinde inşa edilen tüm binaların tasarımında sahamıza özel deprem paremetrelerini kullanarak depreme dayanıklı, güvenli tasarımlar ve üretimler yapılmaktadır." ifadelerini kullandı.
"Yolculara ve çalışanlara güvenli bir ortam sunacak"
Havalimanının, 6 Şubat 2023'teki Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası, mevcut önemli yapılarına yönelik performans analizleri yapıldığına değinen Demir, değerlendirmeler sonucunda, terminal binasının, kule ve viyadük gibi önemli yapılarda mevcut yönetmeliklere göre beklenen performans kriterlerini son derece üst seviyede sağladığı sonucuna ulaşıldığına dikkati çekti.
Demir, yapılan analizler kapsamında incelenen yapıların, Türkiye Hava Meydanları Yapıları Deprem Yönetmeliği (THMDY-2020) çerçevesinde değerlendirildiği bilgisini paylaşarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu yapıların hem 144 yıllık hem de 2 bin 475 yıllık periyotlarda, sırasıyla Sınırlı Hasar ve Kontrollü Hasar performans hedeflerini tam olarak sağladığı saptandı. Yapılan analizler, kulelerin gözetleme bölümleri gibi kritik alanların bile depreme karşı dayanıklılığının yüksek olduğunu gösterdi. Yine bu çalışma, havalimanı kapsamındaki Köprü ve Viyadükler gibi yapıların da olası büyük depremlere karşı güvenli olduğunu ortaya koydu.
Tüm bu çalışmalar, İGA İstanbul Havalimanı'nın olası bir deprem durumunda yapısal bütünlüğünü koruyarak, yolculara ve çalışanlara güvenli bir ortam sunacağını gösteriyor. Yapılan mühendislik analizleri ve güçlü acil durum planları sayesinde, İGA İstanbul Havalimanı'nın deprem anında ve sonrasında operasyonlarını güvenli ve kesintisiz şekilde sürdürebileceği bir kez daha teyit edilmiş oldu."