Gazze kenti ve Gazze Şeridi’nin kuzeyinde yerinden edilen yaklaşık 1 milyon Filistinli, 3 haftadan kısa bir sürede güney bölgelere gitti.
Gazze’nin güneyinde yerinden edilen Filistinlilerin sığındığı hastane, okul ve tesislerdeki büyük kalabalığın yanı sıra kamu hizmetleri ve ulaşımda ciddi sıkıntılar yaşanıyor.
Yerinden edilmiş Filistinliler için Gazze’nin güneyinde hayat, ekmek ve su kuyrukları ile çocukların karnını doyuracak bir lokmaya ulaşması arasında zahmetli bir yolculuk olmaktan öteye geçmiyor.
Yerinden edilmiş kişilerin anlattıkları, Gazze Şeridi’nin güneyinin İsrail’in saldırılarından ve saldırıların sebep olduğu zor şartlardan uzak olmadığını gösteriyor.
İsrail, Gazze Şeridi’nin güney bölgelerine düzenlediği saldırılarda da çok sayıda Filistinliyi öldürürken, kurtulanlar gıda ve su eksikliği nedeniyle ciddi sıkıntılı koşullarda hayata tutunmaya çalışıyor.
Yığılmış büyük kalabalıklar ve kaynak yetersizliği
Gazze’nin güneyi ve orta kesimlerinde yerinden edilmiş Filistinliler, kuzeyde olduğu gibi her zaman hava saldırıları, topçu atışları veya çatışma sesleriyle uyanmak zorunda olmasalar da güne su, yiyecek ve yakacak arayışıyla başlıyor.
Gazze’nin orta kesimlerindeki Bureyc, Meğazi ve Nuseyrat Mülteci Kampları, Deyr el-Belah ve güneydeki Han Yunus ile Refah’ta yerinden edilmiş Filistinlilerin, günün ilk saatlerinde başlayan su ve gıdanın yanı sıra ekmek pişirmek için yakacak arayışı, gün batımına kadar süren bir yolculuğa dönüşüyor.
AA muhabirinin gözlemlerine göre Deyr el-Belah kentindeki ticari işletmelerde konserve ve kuru gıdalar da dahil hiçbir yiyecek türü bulunmuyor.
Gazze’nin güneyindeki bu zor şartlar, son günlerde bölgeye gelen birçok Filistinliyi günlerce yiyeceksiz kalmaya veya biraz bisküvi ve kirli su ile hayatta kalmaya zorluyor.
Bölge halkı, çatışmaların başlarında depoladığı yiyeceklerle yaşamını sürdürmeye çalışırken çatışmaların uzaması nedeniyle bu stoklar da tükeniyor.
Yerinden edilen Filistinlilerin ekmek ve su mücadelesi
Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Lahiya kentinden, Deyr el-Belah’ın en güneyindeki El-Haker bölgesine gelmek zorunda kalan Halide Abdunnebi, tuzdan arındırılmış bir bidon su elde edebilmek için her gün 3 kilometre yol katederek Deyr el-Belah’ın kuzeyindeki Mescid-i Aksa Şehitleri Hastanesine gidiyor.
Her gün sabah saat 06.00'da evinden çıkan Abdunnebi, İsrail saldırılarında yıkılan binaların arasından geçip hastaneye ulaşıp oradaki su sırasını bekledikten sonra elde ettiği bir bidon suyla yaklaşık 4 saatlik bir yolculuğun ardından evine dönüyor.
Otuzlu yaşlarındaki Filistinli kadın için en zoru dönüş yolu. Çünkü, Abdunnebi, İsrail saldırılarında yıkılan binaların enkazıyla dolu yollarda yırtık ayakkabılarla her gün yaklaşık 20 kilogramlık su bidonunu taşıyor.
Abdunnebi, kaldığı yere döndüğünde saat sabah 10.00’u geçmiş oluyor ve oğlunun, iki gün önce yakındaki bir araziden topladığı odunlarla yaktığı ateşte paslı bir metal sacın üzerinde ekmek yapmaya başlıyor.
Abdunnebi, 25 kilogramlık un çuvalını birkaç gün önce 200 şekele (yaklaşık 50 dolar) yani normal değerinden 4 kat daha pahalıya aldığını söyledi.
Abdunnebi'nin su getirmesi, ekmeği yapması, biraz peynir, biber ezmesi ve zahter ile kahvaltıyı hazırlaması saat 13.00’ı bulduğundan ailesiyle birlikte güne kahvaltı yerine kısıtlı bir öğle yemeğiyle başlıyor.
Deyr el-Belah belediyesi evlere her 3 günde bir 2 ila 5 saat süresince su sağlayabildiğinden Abdunnebi'nin yatalak hasta kocası ve 4 çocuğunun elbiselerini yıkaması için az bir vakti oluyor.
Bölge halkı, belediyenin 3 günde bir sağlayabildiği yüksek oranda tuz içeren suyu, evlerinin çatısındaki depolarda biriktiriyor ve suyun kesildiği günlerde oldukça kısıtlı bir şekilde kullanıyor.
Barınaklarda yerinden edilen kişilerin şartları daha ağır
Kalacak ev bulamayan yerinden edilmiş Filistinlilerin hayat şartlarının, diğerlerine nazaran daha zor olduğu dikkati çekiyor.
Kalabalık okul odalarında veya çadırlarda kalan bu kişilerin, ihtiyaçlarının küçük bir kısmını karşılamak için yaklaşık 3 günde bir gelen gıda ve su yardımlarını beklemesi gerekiyor.
Kendi topraklarında yerinden edilen Filistinliler, çok sık olmamakla birlikte yardım kuruluşlarının getirdiği, sebze, konserve yiyecek ve suyu içeren yardımlar alıyor.
Bölgesel ve uluslararası kuruluşlardan gelen bu yardımların bir kısmı Mısır’dan Refah Sınır Kapısı üzerinden, bir kısmı da Ürdün’ün yaptığı gibi İsrail ile koordineli olarak havadan Gazze’ye ulaştırılıyor.
Bölgede gıda maddelerinin bulunmaması nedeniyle bu yardımlar, günlük dağıtılan ekmeğin yanı sıra yerinden edilmiş kişilerin tek geçim kaynağı olarak öne çıkıyor.
Dağıtılan yardım miktarları normalde bir günlük olmasına rağmen zor şartlar altında hayat süren yerinden edilmiş Filistinliler bu yardımları 3 günde tüketiyor.
Gazze Şeridi'nin güneyine sadece at arabalarıyla ulaşabiliyorlar
Gazze Şeridi’nin güneyinde Filistinlilerin verdiği hayatta kalma savaşının bir başka yüzü de ulaşım sıkıntısı.
Bölgeye ulaşım yalnızca at arabalarıyla sağlanabiliyor ve bunların sayısı da çok az. Bu araçlar, özellikle ambulansların ulaşamadığı bölgelerde yaralıları taşımak için “son çare” olarak kullanılıyor.
Gazze’deki hastaların durumu da yerinden edilen kişilerden farklı değil.
Tıbbi imkanların yetersiz olması nedeniyle bu kişiler sağlık hizmeti alamıyor ve doktora gitmeden önce uzun süre beklemeleri gerekiyor.
Muayene olma şansını elde edenler için ise zorlu ilaç arama süreci başlıyor ve çoğu zaman ihtiyaç duydukları ilaçların tamamını da bulamıyorlar.