İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ilgili kuruluşu İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsünün (SMIIC) işbirliği, Ticaret Bakanlığı ve Helal Akreditasyon Kurumu koordinasyonunda, yerli ve yabancı bakanlıklar, çeşitli kurum ve kuruluşların katkılarıyla organize edilen etkinliğin ikinci günü çeşitli panellere ev sahipliği yapıyor.
Etkinlik kapsamında düzenlenen "Sağlıklı ve Güvenli Gıda Ekosistemi" panelinde katılımcılar küresel düzeyde helal ürünlerde gelinen nokta ve kendi ülkelerinde bu alanda yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.
İslam Gıda Güvenliği Teşkilatından (IOFS) Shakhlo Atabaeva, "Gıda Güvenliği Zorlukları ve IOFS’nin Girişimleri" başlıklı konuşmasında, tarladan sofraya helal tüketimi kontrol etmenin oldukça önemli olduğunu dile getirdi.
Helal, verimli kaynak yönetiminin çok kritik olduğunu ifade eden Atabaeva, "İsrafın önlenmesi gerekiyor. Buna helal konusu ile yaklaşmamız gerek. 37 ülkeden yaklaşık 42 milyon kişi yetersiz beslenme sorunu yaşıyor. Bu ülkelerin genellikle ithalata bağlı olduklarını görüyoruz. İslam İşbirliği ülkelerinde ithal ürün sorunu olduğunu görüyoruz. Gelen ürünlerin tamamen helal olup olmadığı konusunda soru işaretleri oluşuyor. Tek bir helal standardının kabul edilmemiş olması, bir ülkede geçerli olan kuralların diğerinde geçerli olmayışı ayrı bir problemi doğuruyor. Helal tespit yöntemleri her ülkede aynı değil. Gelişmiş teknolojiler yeterli değil ve değişiklik gösteriyor." dedi.
"Helal gıda piyasasının 2030'a kadar daha da büyümesi bekleniyor"
Mısır Tarımsal Genetik Mühendisliği Araştırma Enstitüsünden (AGERl) Prof. Dr. Hisham Mohamed Mohamed Elshishtawy de "İİT Ülkelerinde Helal Gıda Sektörünün Gıda Güvenliğine Etkisi" başlıklı konuşmasında, helal gıdanın İslam ülkeleri için oldukça önemli bir konu olduğunu söyledi.
Elshishtawy, helal gıdanın İslam ülkeleri kültürünün bir parçası olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Helal gıda, kişiler için iyi olan demektir. Bu bakış açısını yerleştirmeliyiz. Helal gıda sistemini tüm ülkelerin uygulaması gerekiyor. Helal standartları oluşturmak bizim elimizde. Ürünleri satın alırken helal standartlara uygun şekilde satın almamız gerekiyor. Helal ürünler söz konusu olduğunda bunun belli bir standardı olmalı. Bu standartların tüm İİT ülkelerinde geçerli olması gerek. Helal piyasaları ve helal ürünleri ithalata ve ihracata tabi kılabilirsiniz, bu da helal ürün kapasitesini genişletir. Gıda endüstrisi ülkeler tarafından değil, çok uluslu şirketler tarafından manipüle ediliyor ve pek çok ülkeden bu gıdaları alıp işleyip en fazla para verene bu şirketler satıyorlar. Dolayısıyla kendi standartlarımızı oluşturursak bu şirketler bize saygı duymak zorunda kalacaklar. Helal gıda endüstrisinin 1,9 trilyon dolardan 3,2 trilyon dolara çıkması bekleniyor. Burada standartları koyacak kişiler biziz ve kültürümüze göre bu standartları koyacağız. Helal gıda piyasasının 2030'a kadar daha da fazla büyümesi bekleniyor. İlaç sektöründen dahi daha fazla para kazandıracak bir sektörden bahsediyoruz çünkü 2032 yılına kadar 5,8 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Standartlar olmazsa bu parayı kaybedeceğiz demektir."
Elshishtawy, 2030 yılında Müslüman sayısının 2,2 milyara ulaşacağının öngörüldüğüne işaret ederek, helal gıdanın, kalite açısından bakıldığında sadece Müslüman olanların tüketeceği bir segment olmadığının altını çizdi.
"Kadın, helal sektörü ve gıda güvenliği arasındaki ilişki çok yönlü bir ilişki"
Türkmenistan Standart Hyzmat CEO'su Aygul Hudayberdiyevna Orazova da "Helalde Kadınların Rolünün Güçlendirilmesi: Gıda Güvenliğine Giden Yol" başlıklı konuşmasında, kadınlar ile helal sektörü ve gıda güvenliği arasındaki ilişkinin helal gıda sektöründeki sürdürülebilirlik için çok önemli olduğunu söyledi.
Kadın, helal sektörü ve gıda güvenliği arasındaki ilişkinin çok yönlü olduğunu belirten Orazova, şöyle devam etti:
"Toplumların kalkınabilmesi için bu konu çok büyük önem arz ediyor. Kadınlar özellikle gelişmekte olan ülkelerde tarımda ve üretimde hayati bir rol oynuyor. Kadınların araziye erişimi ve eğitimi gıda güvenliğine çok büyük katkı sağlar. Kadınlar aktif şekilde helal sektörüne dahil edilebilir. Kendi işletmelerini kurmaları ve sektörün içinde yer almaları için kadınların desteklenmesi ekonomik kalkınmaya ve gıda güvenliğine önemli katkı sağlar. Tarımdaki kadın kooperatifleri Fas, Endonezya gibi ülkelerde çok önemli. Bunlar hem yerel halk için helal ürün sunuyor hem de kadınlara gelir elde etmeleri için fırsat sunuyor. Kadınların helal standartlar ve gıda güvenliği ilkeleri konusunda eğitilmesi daha iyi bir üretim ve tüketime yardımcı olur. "
"Küresel helal pazarının 2028'e kadar 4,1 trilyon dolara ulaşması bekleniyor"
Kazakistan Seifullin Tarımsal Teknik Araştırma Üniversitesinden Dr. Auteleeva Laura da "Kazakistan ve İİT Ülkelerinde Helal Sertifikasyonuna Yönelik Birleşik Bir Yaklaşımın Yokluğu" başlıklı konuşmasında, Kazakistan ve İİT ülkelerinde sertifikasyon konusunda tek bir yaklaşımın olmadığını ifade etti.
Bunun önemli bir sorun olduğunu dile getiren Laura, "Küresel helal pazarı şu an 1,5 ile 2,2 trilyon dolar arasında. 2028'e kadar 4,1 trilyon dolara ulaşması bekleniyor." dedi.
Helal sertifikasyon ve akreditasyon konusunda ortak standartların olmasının önemli olduğunu vurgulayan Laura, bu alanda yapılması gereken çalışmaları anlattı.